Anasayfa / GENEL / Etyen Baba’yı paralel çakallara yedirmeyiz!
etyen1

Etyen Baba’yı paralel çakallara yedirmeyiz!

MEDYAGUNDEM.COM- Millet iradesine vesayet boyunduruğu geçirmek isteyen, darbelerle sivil siyaseti sabote eden ve adı komplolar, şantajlar, tehditlerle anılan Gülen örgütünün gazetesi Zaman’da, tek başına aslanlar gibi demokrasi mücadelesi veren Etyen Mahçupyan’ı bugün Sabah gazetesinde Rasim Ozan Kütahyalı çarpıcı bir yazıda kişisel anekdotlarıyla zenginleştirerek anlattı.

Kütahyalı’nın yazısı bir kez daha gösterdi ki, ne paralel çakallar Etyen Mahçupyan’ı yem yapabilirler, ne de bu ülkenin demokrat savaşçıları Etyen Baba’yı yedirirler!

İşte  Kütahyalı’nın yazısı:

SAHİCİ, FARK YARATAN ENTELEKTÜEL DERİNLİĞİ

Etyen Mahçupyan‘ı ilk kez 1996’da Kanal 6’da Beyin Fırtınası isimli programda görmüştüm. Programın katılımcısı diğer isimler Taha Akyol, Abdurrahman Dilipak ve Ataol Behramoğlu; moderatör ise Işıl Alatlı idi. Yaşım daha 15’ti ve benim de beynimde değişim fırtınaları esiyordu. Sabahlara kadar okuyor ve zihnimi işgal eden meseleler üzerine düşünüyordum.
Okul mokul takmıyordum. O programda Mahçupyan’ın dediği çoğu şeyi tam anlamamıştım belki ama konuşan kişinin sahiciliği ve entelektüel derinliğinin fark yarattığı açıktı.

BİR KEZ BİLE YANILMADI

Eylül 1996’da rastladığım o programdan sonra Mahçupyan’ı hep takip ettim.

Yazdığı tüm kitapları ve yazıları istisnasız okudum. Bir okuduğunu ve gördüğünü bir daha unutmayan bir yapıda olduğum için de yazdığı ve konuştuğu her şey aklımdadır.
Mahçupyan’ın katılmadığım entelektüel yaklaşımları olmuştur. Mesela liberalizmi fikirler tarihinde konumlandırdığı yeri isabetli bulmam. Normatif anlamda bazı noktalarda Mahçupyan’dan farklı düşünürüm ama bugüne kadar Mahçupyan’ın topluma ve siyasete dair makro teşhislerinde 18 yılda bir kez -evet bir kez- bile yanıldığını görmedim.

MR. DIAGNOSIS GİBİ

Bazı geçici mikro teşhislerinde yanıldığı yerleri hatırlıyorum. Ama makro meselelerde bu adam kusursuza yakın bir teşhis ustasıdır.

Tıp adamı olsaydı meşhur Amerikan dizisindeki Dr. House karakteri gibi Mr. Diagnosis olurdu. Söz konusu toplum ve siyaset ise bu ülkede ne olduğunu, gelecekte ne olacağını toplumun ve siyasetin ne yöne evrileceğini, Mahçupyan’dan daha iyi teşhis ve tahlil eden yoktur Türk münevverleri arasında.
Bu konuda Türkiye’de tartışmasız bir numaralı entelektüel Mahçupyan’dır.

NAMUSSUZ VE İLKESİZLERİ ATIN ÇÖPE

Sosyal ve siyasal sorunlarımızın tedavi yöntemleri konusunda Mahçupyan’dan farklı düşünebilirsiniz ama teşhis objektif bir olgudur ve bir zekâ ve yetenek meselesidir.

Hastalıkları teşhis etmek noktasında yanılırsanız zaten tüm tedavi önerileriniz boş çıkar. Namussuz ve ilkesiz olanları zaten çöpe atın ama şu an birçok namuslu ve ilkeli duruş sahibi aydın da bu sorunu yaşıyor. Mevcut Türkiye toplumunu doğru teşhis edemiyorlar ve teşhis olmayınca ezberlenmiş tedavi reçetelerini sıralamanın entelektüel görünmeye yeterli olduğunu sanıyorlar. Bu sürecin neticesinde sürekli yanılıyor ve çuvallıyorlar. Oysa bir olayı yanlış teşhis ettiğin zaman birilerince manipüle edilmen de çok kolaylaşıyor. Nitekim birçok sevdiğim yazar bu süreçte vesayetçi bir projenin parçası haline geldiler, bu zihinsel yeteneksizlikleri yüzünden.

EZİKLİK VE KOMPLEKSLE MAHÇUPYAN’A SALDIRANLARI ÖNEMSEMEYİN

Mahçupyan’ın berrak ve billur teşhis yeteneği kendisiyle farklı felsefi konumdaki itibarlı entelektüeller tarafından da hep teslim edilmiştir. Liberalizm- demokratlık denklemi konusunda Mahçupyan’la sert bir polemiğe girmiş saygın profesör Atilla Yayla da her zaman teşhis noktasında Mahçupyan’ın üstün yeteneklere sahip bir aydın olduğunu ifade etmiştir. Yayla- Mahçupyan polemiği sonradan kitaba da dönüşmüştü.

Elbette bu iki entelektüel arasındaki nitelikli polemik şimdilerde şahit olduğumuz dandik ve şahsi polemiklere benzemiyordu.
Her konuda çuvalladığı ve ahlaken iflas ettiği halde hâlâ eziklik ve kompleksle şu sıralar Mahçupyan’a saldıranları önemsemeyin.
Zaten Mahçupyan da hayatı boyunca böylelerini önemsemedi. Toplumun ve siyasetin gidişatı konusunda gerçekleri duyunca dayanamıyor ve öfkeden deliriyorlar.

BİRİLERİNİN ÖFKE VE NEFRETİ BU YÜZDEN

Aynen Mr. Diagnosis Mahçupyan’ın yazdığı gibi seksen yıllık bir parantez kapanıyor.

AKP iktidarı “doğal” sosyolojik ivme sayesinde bir tek parti dönemi olarak yirmi yıl sürmesi normal olan iktidar serüvenini sürdürüyor.
Ve genişlemesini sürdüren muhafazakâr kesim bu tarihsel serüvenin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. O nedenle bu sahiplenme boşuna değil. Ve de bunu anlamayanın Türkiye’nin geleceğinde yeri yok. Belki birilerinin öfke ve nefreti de bu yüzden.

KÜTAHYALI’NIN YAZISINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN

MEDYAGUNDEM

kemal-feto1

KK’nın FETÖ aşkına bakın!

FETÖ’nün en önemli yayın organlarının başında gelen Zaman ve Bugün’e kayyum atanması üzerine CHP Genel …

feto-medya

FETÖ’nün terörist yazarlarına müebbet

Zaman yazarları hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış hapis cezası istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü …

zaman1

FETÖ’nün ilk darbe mesajı

Zaman gazetesi iddianamesinde darbe mesajının FETÖ tabanına 2013’te Gezici ve polisin bir arada gösterildiği afişle …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir