MEDYAGUNDEM.COM- Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas iki gün önce şöyle yazdı:
“Bakalım daha ileri günlerde bu meslektaşımız Bayan Gül ile birlikte Gezi Parkı’na gidip ‘İkinci İntifada’yı başlatmak üzere bir şeyleri birlikte taşlayacaklar mı? Sonra da bir sıraya oturup ‘1997′deki 28 Şubat ne güzeldi’ diyerek nostalji yapacaklar mı? Eğer Abdullah Gül eşini ‘Yeter artık’ diye uyarırsa eşi de ona, Ertuğrul Özkök’ün yazısında varsaydığı gibi ‘Sen şöyle bir kenara çekil’ diyecek mi?”
“Eşinin başı örtülü olduğu için Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyenlere ‘Kaosa kalkan eller’ manşeti ile destek verenlerin şimdi Gül’ün eşinin nedeni anlayışla karşılanması zor tepkisinde kendilerini bulmaları, hem gülünç hem de acıklı değil midir?” diye yazan Barlas haklı çıktı.
Bugün Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet’teki “Çankaya” yazı dizisi Hayrünnisa Gül’e övgüler doluydu.
“İntifada”yı resmen Barlas’ın dediği gibi Özkök ile Bayan Gül başlattı!
Ertuğrulcukum Sayın Mehmet Barlas’ı mahcup çıkarır mı? Ne mümkün! Komutları en iyi algılayan bir tip olduğu için Mehmet Beyi haklı çıkarmanın gururunu taşımaktaki haklılığını bir kez daha gösterdi. Hemen beyaz peyniri şarabı kapıp Gezi Parkında İntifadaya Şarap Devrimiyle başlamışlar bilem. Adam tam bir meymun ya! Aynayı uzatın mı gereğini en iyi o yapıyor. Çıta çıta, Tv’de çıta vardı ya aynen o!
Bazı kadınlar vardır Fatih Sultan Muhammed Han gibi çağ kapayıp, çağ açan liderler yetiştirir, bazı kadınlar da vardır ki dünya savaşlarına sebep olacak evlatlar yetiştirir. Turgut Özal’ı nasıl ki eşi Semra Özal ile bitirdilerse, Abdullah Gül’ü de Hayrunnisa Gül ile bitirecekler. Hanımefendi ne yaptığını, ne konuştuğunu bilemez bir halde. İntifada lafını ağzına almış olması dahi bunu ispat ediyor. Yazık ediyor Abdullah Gül’e. Tabi dolayısıyla da biz Müslümanlara. Bizler ki Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanlığı seçimi aşamasında ve seçildikten görevi sona erinceye kadar canhıraş bir şekilde destekledik. Hayrünnisa Hanım kendisine haber getirenlerin sözlerine hemen itibar etmemesi gerektiğini yüce dinimizden öğrenmemiş olmalı. Paralel şebekeyi köşke bu kadar doldurmanın en tabi neticesi budur. Münafık paralelciler yalan ve iftiralarıyla onları da ne hale soktular görüyoruz. Yani kısacası paralel şebekeye elini veren değil kolunu, tüm bedenini ve hatta varını, yoğunu verse kurtaramaz. Bunu anlamış olsalardı, paralelcileri 7 Şubat 2011 de MİT Müsteşarımıza karşı yapılmak isten operasyon girişimiyle beraber kapı dışı ederdi. Maalesef bunu yapmadılar üstelik te onlara destek sayılabilecek açıklamalarda dahi bulundular. Üzülüyoruz doğrusu. Ne acıdır ki İslam düşmanları şimdi Hayrunnisa Hanımefendiye dört elle sarılmış, bizi içimizden vuracak başka bir oluşum ortaya çıkarmaya çalışıyorlar.