MEDYAGUNDEM.COM- Vuslat Dergisi Eylül sayısında, sayfalarının tamamını Mısır’daki darbe ve katliama ayırdı. Dergide demokrasi eleştirisi yapılırken, “Mısır halkının yanındayız, dünya zalimlerinin karşısındayız” mesajı taşındı.
İşte dergiden detaylar…
Derginin kapağı da çarpıcı bir başlık taşıyor:
Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin, Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdülfettah el Sisi tarafından darbe ile 3 Temmuz tarihinde zorba bir şekilde yönetimden uzaklaştırılmasıyla birlikte İhvan mensuplarının tutuklanması emredildi. Böylece Mısır’ın yeni Firavunu Sisi, yönetimin başına geçmiş oldu.
Darbelere Yabancı Değiliz
Türkiyeli Müslümanlar olarak, darbelere çok yabancı değiliz. Çünkü biz de Mısır gibi darbelerin ülkesiyiz. Bir ülkede, askeri darbenin bir anda yapılması mümkün değildir. Darbe yapılmadan önce ABD, İsrail vs. ülkelerle görüşmeler yapılır. Onlardan alınan destek ve talimat doğrultusunda çalışmalara başlanılır. İşte Mısır’daki süreç kısaca bu şekilde işlendi. Ordu ülkenin bütün ekonomik güçlerini zayıflattı. Fırınlarda ekmek kuyrukları, petrol ofislerinde benzin kuyrukları vs… Biz bu yaşanan tabloya hiç yabancı bir toplum değiliz. Biz bu filmi daha önce; Cezayir’de, Filistin’de ve ülkemizde izlemiştik. Filmin senaryosu hep aynıdır: Hedefte Müslümanlar, başrolde ise daima İslam düşmanları vardır. Temel hedef İslami uyanışa darbe vurmak, Müslümanların hayat damarlarını koparmak ve onları Batıya köle yapmaktır.
Mısır’da Demokrasi Vahşeti
Bu süreçten sonra, tam bir demokrasi vahşeti, zorbalığı boy göstermeye başladı. Bu vesileyle Demokrasinin çirkin yüzü kendisini Mısır’da bir kez daha gösterdi. Masum insanlar, katledildi. Dünyanın gözü önünde kadınlar, yaşlılar, gençler ve çocuklar şehid edildi. Nasıl ki ABD bir dönem biz Irak’a demokrasi, özgürlük götürüyoruz deyip, tam aksine Irak’a kan ve gözyaşı götürdüyse, aynı şekilde “Mısır Ordusu” da kendi halkına böyle bir uygulama yapmış oldu. Ne de olsa darbenin fikir babası Amerika! Ne de olsa İsrail böyle istemişti!
Helvadan Putlarını Yediler
Batılılar, size önce demokrasiyi dayatırlar, sonra ise kendi demokrasilerini canları sıkıldığında yemeye başlarlar. Tarih tekerrürden ibarettir, Mekke müşriklerinin kendi elleriyle helvadan yaptıkları putları yemeleri gibi… İşte son örnek Mısır!
Dergi içeriğinde neler var?
M. Beşir Eryarsoy, “Ümmet Mısır’da İmtihanda” başlık yazısında, İhvan’ın sergilediği onurlu ve bir o kadar güzel duruşun bundan sonra benzeri bütün İslâmî hareket aşamalarında referans gösterilecek kadar önemli olduğunu dile getiriyor.
Ahmed Kalkan, “İşte Demokrasi Denilen Faşistçe Oyun” isimli makalesinde, yaşadığımız ülke başta olmak üzere Ortadoğu’daki hiçbir ülkede, asker Amerika’nın emri veya izni olmadan darbe yapamaz tespitinde bulunuyor.
Hüseyin Kerim Ece, “Mısır’a Güven içinde Girin” yazısında Kur’an ayetlerinden yola çıkarak Hz. Yûsuf emin bir Peygamberdi ve ülkesini imanla emin belde yaptığına dikkat çekiyor.
Ahmet Varol, “Yeni Moğol İstilası” makalesinde, Mısır’da halkın sivil direnişiyle iktidardan uzaklaştırılan dikta rejimi ve yine halk devrimiyle indirilen diktatörün adamları silahlarla geri döndüklerini bunun sebebi ise halkın desteğinden yoksun olmaları olduğunu yazıyor.
Ve Yorum Bölümü
Yorum bölümünde ise, Hamza Türkmen, Abdurrahman Dilipak, Hüsnü Aktaş ve Rıdvan Kaya’nın Mısır Darbesi ile ilgili düşünceleri yer alıyor.
Rıdvan Kaya: Darbecilere karşı bize düşen görev kardeşlerimizle dayanışma içinde olmaktır. Onları haklı mücadelelerinde elimizden geldiğince desteklemek, cuntacıları ise her zeminde teşhir ve mahkûm etmek, lanetlemektir.
Abdurrahman Dilipak: Mısır’daki darbe İsrail, ABD ve Suudi krallığının ortak ürünüdür. İsrail, İslam, Arap ve Afrika Birliği’nin önemli bir üyesinin, İsrail’in varlık ve güvenliği açısından stratejik öneme sahip bir ülkenin İhvan’ın yönetimine geçmesini istemiyor.
Hamza Türkmen: Türkiye’deki Erdoğan İktidarı niçin darbe tehditleriyle teslim alınmak isteniyorsa, Mısır tarihinde ilk defa seçimle gelmiş olan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye ve Müslümanların inisiyatifine de o nedenle darbe yapılmıştır.
Hüsnü Aktaş: Müslüman Mısır halkının ‘kendilerine ihanet eden silahlı zorbalara ve o zorbaların efendilerine boyun eğecek kadar’ şerefsiz olmadığını söylemek mümkündür. Mutlaka bu ihanetin hesabını soracaklardır.
Detaylar www.vuslatdergisi.com adresinde.
