Anasayfa / ANALİZ / Topsakal çetesi niye ‘PKK kazandı’ diye yazıyor?
erdem-yavuz28

Topsakal çetesi niye ‘PKK kazandı’ diye yazıyor?

BÜYÜK ŞEYTAN

ERDEM YAVUZ YAZDI

İran İslam Devrimi’nin siyasi, hukuki ve ruhani önderi, Ruhullah Musavi Humeyni sürgünde bulunduğu Paris’ten 1 Şubat 1979 yılında büyük bir görkemle İran’a döndü ve Aralık 1979 tarihinde yapılan anayasa referandumuyla İran İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra ömür boyu siyasi ve dinsel önder seçildi.

Humeyni, halka yaptığı ilk konuşmada Amerika Birleşik Devletleri’ni “Büyük Şeytan” ilan etti ve ölene kadar ABD ve Sovyetler Birliği’ne karşı uzlaşmaz bir tutum takındı.

İran’da yönetim değişikliği ABD Başkanı Jimmy Carter döneminde gerçekleşti ve Reagan yönetiminde en kritik dönemini yaşadı, düşünce olarak birbirinden çok farklı olan iki ABD Başkanı da ülkeleri için geleneksel hale gelmiş gizli diplomasi yoluyla İran İslam Cumhuriyeti’yle uzlaşma sağlayabileceklerine inanmışlardı.

ABD’nin Tahran’daki elçiliği, hükümetten cesaret alan bir grup öğrenci tarafından işgal edildi ve elçilik çalışanları 444 günlük bir süreyle rehin alındı.

ABD ve İngiltere hükümetleri, kamuoyuna İran’ın terörist bir devlet olduğunu avazları çıktığı kadar bağırırken, İngiltere Başbakanı Thatcher, Humeyni’ye büyük bir yardım yapmakla meşguldü. 1980 yılında bir grup İranlı subayın Humeyni’yi devirmek için hazırlık yaptığını, Humeyni’ye haber verdi. İran darbe girişimini derhal bastırdı ve 300 subayı kurşuna dizdi, İngiltere uzun yıllar Humeyni’ye istihbarat raporları hazırlayarak gönderdi ve 1982 yılından itibaren İngiltere, İran’a silah satışını başlattı.

Amerikan elçiliğinin basılması ve aralarında üst düzey CIA mensuplarının da bulunduğu grubun bir türlü serbest bırakılmaması, Amerikan kamuoyunun hazmedeceği bir durum değildi ancak Amerikan yönetimi her kesimle gizli ve çıkara dayalı ilişkiler kurmak zorundaydı.

ABD Başkanı Reagan, “Mutlaka bombalanmalı” dediği İran ile 1986 yılında İsrail’in arabuluculuğunda gizli görüşmeleri başlattı, Reagan’ın bu garip işe bulduğu kılıf ise İran’daki ılımlı kanat ile görüşerek ABD çıkarları için alt yapı hazırlayacakları şeklindeydi ancak bu iş bir anda kanlı silah ticaretine dönüşü verdi. İran dalga geçer tarzda bu işi gizlice bir Lübnan gazetesine sızdırana kadar ABD kamuoyu sanıyordu ki, Pentagon, İran’ı her an bombalayabilir ve İran’daki sakallı mollalara iyi bir ders verilebilir.

Reagan yönetimi, İsrail’in tavsiyesi, CIA’in onayıyla ılımlı olarak düşündüğü Haşemi Rafsancani ile görüşüyordu ve yüksek teknoloji silahlar satıyordu, satıştan gelen paranın bir kısmı da Nikaraguada’ki solcu hükümeti devirmeye çalışan gerillalara verilmişti.

Bu komediye İslam Meclisi Başkanı Haşemi Rafsancani, 1987 yılında basın toplantısı düzenleyerek, ABD Başkanı’nın teşekkür etmek için Humeyni’ye gönderdiği hediyeleri açıklayınca, ortalık karıştı. Hediyeler arasında neler yoktu ki; Reagan tarafından özel olarak imzalanmış bir el yazması İncil, 8 adet Kolt tabanca, v.b…  ABD hükümeti bu açıklama sonrası çok büyük bir darbe aldı, elçiliğini basan, 400 gün 66 elçilik görevlisini rehin alan, Lübnan’da bir sürü ABD’liyi kaçıran,öldüren, ABD’yi büyük şeytan olarak nitelendiren bir hükümetle karışık ilişkilere girmişti.

ABD işte böyle karışık bir devlet, hiç bir şey konuşulduğu veya göründüğü gibi gerçekleşmiyor, alt ve orta düzey halk kitlelerinin gözünde ABD’nin koruyucu ve kollayıcı, herşeyi idare edecek bir güç olduğu imajı yaratılması yeterli görünüyor.

Buradan hareketle gelelim Türkiye’ye… ABD hükümetleri PKK’yı terörist devlet listesine aldıklarını ve Türkiye’ye her türlü desteği verdiğini açıklıyor ama yıllardır bu destek somut bir çaba vermiyor, nedeni çok açık, klasik ABD taktiği, herkesle görüş ve her kesime çıkarların doğrultusunda karışık ilişkiler kur, sorunların çözümüne yaklaşanları engelle, işte bunun adı her krizden, kar elde etme sanatı.

ABD’nin Türkiye büyükelçisi her fırsatta PKK konusunda “Türkiye’ye en büyük desteği veriyoruz” diye açıklama yaptıktan sonra BDP’lilerle görüşme yapıyor.

ABD’nin şimdiye kadar dünyada hangi terör örgütünü bitirdi acaba diye Büyükelçi’ye sormak lazım, hiç birini bitirmedi aksine kendiliğinden bitmek üzere olanları da besledi büyüttü. Durum bundan ibaret…

Bizim “Topsakal Uslu” ne diyor; “Türkiye, ABD’nin desteklemediği hiç bir savaşı kazanamaz, T. Erdoğan ABD’nin desteğini ret etti artık PKK’yı yenmek mümkün değil yani artık “PKK kazandı” Türkiye kaybetti”.

ABD stratejistleri artık Türk halkının, “ABD terörü bitiriyor” propagandalarına inancının kalmadığının farkında, şark kurnazlığıyla yeniden bir damar bulup ABD’yi oyuna sokarız diye ellerindeki tüm oyuncuları sahaya sürmekten çekinmiyorlar.

Türkiye’de aklı başında kim, “Arkadaşlarımla, kaynaklarımla konuştum, PKK yayınlarını okudum ve analiz yaptım, bunun sonucu Türkiye kaybetti, ‘PKK kazandı’ sonucuna vardım” der, bunu da kamuoyunu etkilemek için kullanır, tabi iki “Topsakal çetesi” yapar.

Bu hükümet 30 yıldır bitmeyen terörü bitirmek için her türlü enstrümanı kullanıp, atılmayan adımları atarken, “topsakallar” yapılan çalışmaları engellemek için hiç bir fırsatı kaçırmadılar, kusura bakmasınlar Türkiye artık eski Türkiye değil, ABD istedi, İsrail istedi, “topsakallar” yazdı, konuştu diye gündem artık değiştirilemeyecek. Yeter ki Türkiye üzerine içeriden ve dışarıdan yapılan oyunlar ve bu oyunlarda görev yapan figüranlar net görülebilsin…

MEDYAGUNDEM

tekdag4

Habertürk’ü FETÖ’ye böyle teslim ettiler!

FETÖ Habertürk’ü bakın nasıl yörüngesinden çıkarıp, kimlerle nasıl kafesledi? MEDYAGUNDEM.COM- Fetullahçı terör örgütünün medya operasyonlarında adres …

erdem-yavuz34

MEDYAGÜNDEM 3 yıl önce TİB gerçeğini yazmıştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün FETÖ’nün üssü TİB’in kapatılacağını açıkladı. MEDYAGÜNDEM TİB’in neden kapatılması gerektiğini daha 3 …

tib

MEDYAGÜNDEM’i haklı çıkaran manşet!

Bugün Milliyet’in sürmanşetinde yer alan TİB’deki “paralel kablolar”ı ilk kez geçen yıl MEDYAGÜNDEM’de Erdem Yavuz …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir