Soma’da sabotaja dair en kritik teknik detay!

MEDYAGUNDEM.COM- Lütfen şu bilimsel notları çok dikkatlice okuyunuz… Çünkü Soma’da yaşanan facianın bir “sabotaj” olabileceğine dair güçlü ve yeni bilgilerle mutlaka aydınlatılması gereken soruları tartışmaya açıyor.

Dünyada çok yaygın olmasına rağmen, modern anlamda Türkiye’de daha yeni yeni uygulama alanları bulduğundan dolayı pek bilinen bir konu da değildir.  Ne mi?

“Kompost.”

Kompost, dünyanın en pis, iğrenç atıkları da dahil insan dışkısından tutun da, hayvan dışkısına, ağaç kabuğu-talaşı vesaireye kadar tüm organik maddelerin oksijenle temas ettirilerek, dünyanın en temiz toprak düzenleyicisi haline getirilmesidir. Girerken en pis, çıkarken en temiz madde…

Anlamamız açısından çıktısını bugün saksılarda kullandığımız toprağın hemen hemen aynısıdır diye tarif edebiliriz. Şimdi, kompostlama sürecinde bizi ilgilendiren konunun bilimsel izahına gelelim:

Kompostlama gübre, biyolojik arıtma tesisi çamuru, yaprak, kağıt ve yiyecek atıkları gibi organik maddelerin mikroorganizmalar vasıtasıyla kompost adı verilen toprağımsı bir yapıya dönüştürüldüğü biyolojik bir işlemdir. Kompostlamada sadece şartlar kontrol altına alınarak organik maddelerin daha hızlı çürümesi sağlanır.

Kompostlama mikroorganizmaların büyümesi için uygun koşullar sağlandığında ve bu koşullar muhafaza edildiğinde çok hızlı gerçekleşir. Kompostlama için en önemli şartlar;

-Uygun karbon ve azot (C:N) oranı da dahil olmak üzere, mikrobiyal aktivite ve büyüme için gereken besi maddelerini sağlanmak için organik maddelerin karıştırılması,

-Aerobik mikroorganizmalar için yeterli oksijen,

-Havalandırmayı engellemeden biyolojik aktiviteyi sağlayan yeterli nem içeriği,

-Kuvvetli mikrobiyal aktiviteyi sağlayan termofilik sıcaklıklar,

Kompost yapılacak atıklar kapalı bir ortamda toplanarak, bir araya getirilerek hava (OKSİJEN) üflenmesiyle başlanır. Mikroorganizmaların neden olduğu sıcaklık yükselmesi yığın oluşumundan birkaç saat sonra belirginleşir. Kompostun sıcaklığı genellikle 48–60º C’ ye kadar yükselir.

Eğer ortamda yeterli OKSİJEN varsa ve mikrobiyal aktivite fazlaysa sıcaklık 60º C’ nin üstüne kolaylıkla yükselir. Bu sıcaklıkta birçok mikroorganizmayı tahrip eder veya hareketsiz kalır. Eğer oksijen veya hava kaynağı sınırlıysa kompostlama işlemi yavaş olarak gerçekleşir. Aslında ısı giderimi için gerekli havalandırma miktarı oksijen sağlamak için gerekli havalandırma oranından 10 kat fazla olabilir.

Kompostlama mezofilik (10–40ºC) ve termofilik (>40ºC) sıcaklıklarda gerçekleşir. Kompostlama mezofilik şartlarda tesirli olmasına rağmen çoğu araştırmacı sıcaklığın 43–65 ºC arasında muhafaza edilmesini tavsiye etmektedir. Daha fazla patojeni, yabani ot kaynaklarını ve uçan larvaları yok ettiğinden dolayı termofilik sıcaklıklar daha makuldür. Yönetmeliklerde insanlara zararlı patojenler için kritik sıcaklık 55ºC olarak belirlenmiştir. Bu sıcaklıkta patojenlerin çoğu ölür. Yabani ot kaynakları için kritik sıcaklık ise 63ºC’dir.

Kompostlama esnasında mikrobiyal bozunma ile fazla miktarda enerji, ısı şeklinde açığa çıkar. Kompostlama maddesinin kendi kendini çürütme özelliği sıcaklığın yükselmesine neden olan ısı birikimine yol açar. Isı birikimi sıcaklığın 60ºC’nin üzerine çıkmasına neden olur. Devam eden mikrobiyal aktivitenin ürettiği ısı ve kompost maddesinin kendini çürütme özelliği yüzünden sıcaklık 71 ºC’nin üzerine yükselir. Bu sıcaklıkta birçok mikroorganizma tahrip olur veya canlılığını yitirir. İşlem durur ve mikroorganizmaların popülasyonu eski durumuna gelene kadar başlamaz. Bu gibi durumların önüne geçmek için sıcaklık sürekli izlenmelidir. Sıcaklık 60ºC’ye yaklaştığında basınçlı havalandırma veya döndürme ile ısı kaybı hızlandırılmalıdır.

SOMA’DAKİ SABOTAJ; PEKİ NASIL?

Günlerdir ‘SUİKAST-SABOTAJ’ konusunda tüm ülke hem fikir, burada nasıl yapıldığıyla ilgili sorulara cevap bulmak-aramak gerekiyor.

Yok kabloydu, jeneratördü, yaşam odasıydı vesaire, hepsi olayın yönünü önce ihmale, daha sonra da kazaya çevirmeye yönelik birer operasyondur…

Buraları ihmal etmeyelim ama pek fazla da bir şey aramayalım.

Buralarda klasik (C4, dianmit…) SABOTAJ malzemesi hiç aramayalım, ama göz ardı da etmeyelim.

Peki, ne arayalım?

Burada aranacak; kompost örneğinde olduğu gibi malzemenin kendi YAPISINDAN-DOĞASINDAN-TABİATINDAN kaynaklanan, kaynaklanacak ‘SUİKAST-SABOTAJ’ arayalım.

EN KRİTİK DETAY

Günlerdir bir ‘KIZIŞMADAN’ bahsediliyor. En mantıklısı da bu gözüküyor. Madenin altından sürekli sıcak kömür çıktığından ve bunu yetkilinin birisi tehlike görüp üretimi durdurma emri vermesi, diğerinin gelip devam emri vermesi konunun en can alıcı, kritik noktasını oluşturan, cevap aranması gereken en önemli ama en önemli eşiğidir. Eğer bu eşiği aşabilirsek sonuç hazır diyebiliriz.

Şimdi yapılması gereken konu bilim adamlarından kömür tozu nasıl bir patlayıcı haline geliyorsa, madendeki bu kızışmanın ‘SUNİ’ olarak nasıl gerçekleştirilip, gerçekleştirilemeyeceğinin ortaya konması gerekmektedir. Her türlü organik atığa hava (OKSİJEN) üflenmesiyle organik atık istenen sıcaklığa nasıl yükseltilebiliyorsa, kömür gibi yanıcı bir maddenin çabucak bir ateş topuna, lava, yanardağa dönüştürülebileceğinin izahını bilim adamlarının yapması gerekmektedir. (Biz yaparsak bilim adamlarına ayıp olur)

Soma’da bir ‘SUİKAST-SABOTAJ’ mı var?  Ülkede kaos oluşturup DARBE girişimi klasik yöntemlerle yapılmadı da, madenciliğin, bilhassa kömür madenin YAPISI-DOĞASI-TABİATI kullanılarak yapılan çok yeni bir teknolojiyle mi sözkonusu oldu?

Hadi bilim adamları, bilim adamlığınızı gösterip dünyada belki de ilk defa uygulanan bir ‘SUİKASTİ-SABOTAJI’ deşifre edelim.