Anasayfa / GENEL / Rasim Ozan: Cemaat bölündü
rasim-cemaat8

Rasim Ozan: Cemaat bölündü

MEDYAGUNDEM.COM- Sabah Gazetesi Yazarı Rasim Ozan Kütahyalı A Haber’de Zeynep Bayramoğlu’nun sunduğu Kadraj programında Başsavcı Turan Çolakkadı’nın açıklamasını, üç bakanın istifasını ve 17 Aralık sürecinin toplumsal ve siyasal yapıdaki etkilerini yorumladı.

12 EYLÜL REFERANDUMUNDA CEMAAT AK PARTİ’Yİ DESTEKLEMEDİ

Başsavcı Çolakkadı bu yargı emniyet cuntasının son hedefi. Polis, yargı ve medya bu üçgen içinde direk Başsavcı Çolakkadı ile haberler yapılıyor. Bunlar itibarsızlaşma çalışmaları. Sanki bu Çolakkadı hükümetin emriyle bunları yapıyor gibi. Şu an Türkiye’de gerçekleri en az söyleyen aydınlar, yazarlardır. Herkesin angaje olduğu bir pozisyon car. Çok açık bir durum şu, emniyet ve yargı teşkilatı içinde kendi çıkarları için hareket eden bir yapılanma var. Ben cunta diyorum, çünkü sivil hükümeti devirmeye ya da vesayet altına almaya çalışan bir yapıdır. Bu yapı şunu söylüyor seçilmiş iradeye, istihbaratı, yargıyı, güvenliği bana ver, gerisini sen al, ben senin arkanda olayım, karşına biri çıksın ben devireyim, bu noktada bir ahlaksız teklif var. Bu noktada şunu söyleyebilir, muhalifler, hükümet şu hataları yaptı, doğru olabilir. HSYK konusunda cemaat ak parti’yi desteklememiştir, bu büyük palavradır, 12 Eylül referandumunda biz kapı kapı dolaştık, AK Parti için oy istedik, AK parti o dönemde cemaati desteklemiştir, HSYK’nın durumu ortadadır. Hükümete eleştiri budur. Ama bununla bir darbe girişimi meşrulaştırılmak isteniyor. Demokrasiye inanan herkes, liberal, muhafazakar demokrat, demokrasiye inanıyorsa şunu söylemek zorundadır, eğer demokratik yolla seçilmiş sivil hükümete darbe girişimi varsa, bu Kılıçdaroğlu’na bile olsa, yargı eliyle, dosya biriktirme eliyle, illegal kaset montajlama saldırısıyla, yargısal darbe girişimiyle, AK Parti kapatma davasında olduğu gibi, bugün koyulan tavır iki sene sonra önlerine konur. 17 Aralık’tan daha büyüğü 25 Aralık’tır. Başbakan’ın oğluna kızına yönelen bir darbe girişimi. Oradan ona gitmeyi hedefliyorlar. Burada hukuki soruşturma yok, amaç var, amaç Başbakan Erdoğan’ı hizaya getirmek, diz çöktürmek, vesayet altına almak, devirmek sonraki aşamadır. Ne yapıyor, çevreliyor.En büyük iki medya grubundan biriyiz, Doğan grubuna sesleniyorum, meşru ile gayri meşru mücadelesinde “ortada kalıyorum” denmez, meşru tarafı tutmak zorundasın, sonra bu tarafın yanlışlarını sıralarsın.

CEMAAT BÖLÜNMÜŞ DURUMDA

Burada emniyet yargı cuntasından kastım, burada Madagaskar’daki Türk okulunda öğretmenlik yapanları dahil edemem. Son Gülen’in açıklamalarından görüyoruz, bağımsız değiller. Bu mekanizma tarafından desteklenen, dış ayakları olan bir olay. Şu an şaşkınlıkla olayı izleyen cemaat tabanından da insanlar var. Cemaat içinde de bölünme var, bunun billur bir şekilde ortaya dökülmediğini, bir sürü insan okuldan çocuklarını çekiyor, gazete aboneliklerini iptal ediyor. Bu doğrudan demokrasiyi vesayet altına alma girişimidir. O yüzden Ahmet Taşgetiren istifa ediyor.

KEŞKE EMNİYETTEKİ TASFİYE 7 ŞUBAT’TAN SONRA YAPILSAYDI

Hükümetin içinde ve Başbakan etrafında iki temel görüş vardı. Birinci görüş 7 Şubat’ta bir eşkıya var ama Gülen’den emir alıyor mu almıyor mu, tuhaf bir yapı.” Böyle bir yapı var, bu yapıya odaklanalım, cemaat mensubu diye kimseyi suçlamayalım” dediler ve sadece 7 Şubat’tan sorumlu olanları kızağa geçtiler. Tasfiye yok, Tasfiye özlük haklarını kaybedip aç sefil 28 Şubat’taki gibi ortada kalkmak. Cemaat mensuplarını İstanbul Emniyeti’nden uzaklaştırmak istese bugün yaptığını yapacaktı. Bugünden bakıldığında herkes keşke o zaman yapsaydı. ikinci görüş vardı, Burada hiyerarşik yapı var, bir gün en ılımlı olan ile radikal olan bir olur toplu hareket eder demişti, bu yapının şeffaflaşması gerekir denmişti, bu görüş haklıymış. Bedduadan sonra iş kırıldı, bitti, kimsenin diyecek bir şeyi yok.

AKILLI YURTTAŞ ERDOĞAN’I SEVMESE DE DEMOKRASİNİN YANINDA OLMALIDIR

İki hedef var, bireysel olarak Recep Tayyip Erdoğan’dır, Ak Parti değil. Bu Türkiye’yi kitleme operasyonu, intihar saldırısıdır. Bunun dış bağlantıları var. Burada millete dayanmayan bürokratik cuntalaşma  ancak dışarıdan destek bularak bu hareketi yapabilir. Buradan çağrıda bulunmak istiyorum, bugün demokrasi vesayet altına alınmak istenir, çözüm süreci durdurulmak istenirken her akıllı namuslu yurttaşın demokrasinin yanında olması gerekir, Erdoğan’ı sevmese bile. Şükrü Elekdağ tam bir Kemalisttir ama manzarayı görüyor, “Başbakan Erdoğan hedeftir” diyor, CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner görüyor, “böyle bir şey varsa ancak bağımsız savcılar yapabilir”! diyor.Hukuktan değil, kendi hiyerarşilerinden emir alan mekanizma var.

BAYRAKTAR YANLIŞ İLİŞKİLERİNİN KURBANI OLDU

Erdoğan Bayraktar aslında teknokrat olarak çok başarılı bir bakan. Fakat görüyor ki, 2012’de görüyordum, yanlış ilişkileri vardı ve bu onu yanlış yerlere sürüklüyordu bende bunu yazdım, Başbakan’ın düşmanlarıyla çok yakın olma diye yazdım. O zaman beni aradı, ben kendisine de izah ettim. Görüyoruz ki o kurduğu ilişkiler ona öyle angajmanlar yarattı ki, önüne kağıdı verdiler, o kağıdı okudu.

MEDYAGUNDEM

soner-enis

FETÖ’nün Hürriyet ve CHP imamı!

Soner Yalçın Sözcü gazetesinde “Cemaat’in CHP imamı” başlıklı yazısıyla CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun FETÖ bağlantısını …

ilker4

Askeri darbe iyi bir şey öyle mi İlker Bey?

CNN TÜRK’te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan’ın programına konuk olan 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, …

ilker

FETÖ ile Erdoğan tek başına mücadele etti

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gülen Örgütü ile 2012-2016 arasında tek başına mücadele …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir