Anasayfa / GENEL / Paralel medyanın yalanlarına tokat gibi belgeli cevap
tatar

Paralel medyanın yalanlarına tokat gibi belgeli cevap

Casusluk davasında tutuklanan polis müdürü Yurt Atayün’ün, Yarbay Ali Tatar’ı mezhebi yüzünden fişlemekle kalmayıp, kaynağı belirsiz ihbar mektuplarıyla suçlu gösterdiği ve intihara sürüklediği rapora SABAH ulaştı.

Paralel örgütün medyası, Yarbay Ali Tatar’ı intihara götüren süreçle ilgili SABAH’ın haberini yalanlama yarışına girdi. Ancak casusluk suçundan tutuklanan polis müdürü Yurt Atayün’ün, 5 yıl önce intihar eden Yarbay Ali Tatar hakkında, kaynağı dedikodulara dayanan ihbar mektubundan esinlenerek hazırladığı ve içeriği iftira dolu rapora SABAH ulaştı. Raporda bizzat Yurt Atayün’ün imzası bulunuyor. Rapor aynı zamanda, Silahlı Kuvvetler personelinin, paralel yapı uzantılarınca memleketlerine ve inanışlarına göre nasıl fişlendiğinin de bir kanıtı.

MEZHEP FİŞLEMESİ…
Dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün, 23 Aralık 2009’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği 3 sayfalık raporunu, ağırlıklı olarak, isimsiz bir ihbar mektubuna dayandırıyor. Atayün’ün iftira raporunda şu görüşlere yer verildiği görülüyor: “Uzun yıllardır yüzbaşı Ali Tatar ve bu oluşumları yakından takip eden Deniz Lisesi İngilizce Öğretmeni Yüzbaşı Aykut Arslan, ‘Burası Deniz Kuvvetleri değil Alevi kuvvetleri’ demiştir. Bu kadrolaşmadan rahatsız olan üsteğmen Serdar Saldıroğlu 1999’da şöyle demiştir: ‘PAP şubeye gidiyorum, orası bir alem. Herkes ya Alevi ya Sivaslı. Hepsi Ali Tatar’ın müridi.’ 29 Haziran 2009 tarihli 6683 nolu ihbar mektubunda, ‘Dz. Yb. Ali Tatar, Deniz Lisesi ve Harp okullarındaki Alevi ve DHKP-C yapılanmasından sorumludur. Bu faaliyetleri ÇYDD görünümü altında yürütüyorlar. Ali Tatar, Hava Kuvvetleri’nde ÇYDD faaliyetleri amacıyla Dz. Yzb. Muhammet Cihat Yardımcı’ının kardeşi Hv. Yz.b. Cüneyt Kutsal Yardımcı ile birlikte çalışmaktadır. Her nedense Ali Tatar, dayısı Hüseyin Tatar’ın DHKP-C nedeniyle tutuklandığını ve amcasının oğlu Süleyman’ın Tunceli kırsalında kanlı terör örgütünün militanı olarak faaliyet gösterirken yakalanıp hapse girdiğini gururla anlatmaktadır’ şeklinde ibarelere yer vermektedir.”

‘KÖYÜ ANARŞİST YUVASI’
Yurt Atayün’ün raporunda, Yarbay Ali Tatar’ın Sivas Yuva köyünden olduğu belirtilerek, bu köyden olmak anarşist olmakla eşdeğermiş gibi gösteriliyor. Rapordaki ilgili bölüm şöyle: “Bilin bakalım kimdir bu ‘Ulu Tutu’ yüzbaşı Ali Tatar, Alevi olup, Sivas’ın Gürün ilçesinin Yuva köyündendir. Yuva köyü yörede PKK’lı yatağı ve anarşist yuvası olarak bilinmektedir. Aynı köyden yakın akrabası Hüseyin Tatar, anne Elife, Baba Halife bölücü örgüt üyesi olmaktan sabıkalıdır. Cumhuriyetimizin 75. yıl kutlamalarına bütün subayların katılması için komutan emri olmasına rağmen, diğer bütün personelin eksiksiz katıldığı Heybeli Ada’daki kutlama programına, müdürü olduğu PAP şubeden, ‘Lüzum yok boş verin’ diyerek kimseyi yollamamıştır….”

‘SUBAY OLAMAZ AMA’
Rapordaki diğer fişleme bilgileri ise şöyle: “Dz. Astsubay Hazırlama Okulu’nda 21 Ekim 1999 tarihinde kantinde çayhanenin yanında, sol fikirli vatansever yüzbaşı Bekir Çıraksöz, Üsteğmen İsmet Deliktaş’tan açılınca, ‘Bunlar silahlı kuvvetlere girebilecek adamlar değil ama Ali bunları almak için nasıl uğraştı, nasıl koşturdu. İsmet, Özlem, Aleattin… Alevi bunlar. Adamlar kadrolaşıyor’ şeklinde konuşmuştur.”

CANINA KIYDI
Yarbay Ali Tatar, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral Metin Ataç ile dönemin Donanma Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit’e yönelik suikast planıyla ilgili yürütülen soruşturmada 7 Aralık 2009’da tutuklandı. Tatar’ın avukları 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak tutukluluğa itiraz etti. Mahkeme, itirazı değerlendirerek Tatar’ın tahliyesine karar verdi. Soruşturma savcıları tahliyeye itiraz edip, tekrar tutuklanmasını istedi. İtiraz değerlendirildi, Yarbay Tatar için 18 Aralık günü yeniden tutuklama ve yakalama kararı çıkarıldı. Tebligatı alan Ali Yarbay ailesinin de evde bulunduğu sırada kafasına bir el ateş ederek yaşamına son verd

AĞABEYİ ZAMAN’I YALANLADI
Amirallere Suikast Davası’nda yargılanırken canına kıyan Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar’ın önceki gün SABAH’a yaptığı açıklamalar paralel yapının medya organlarını rahatsız etti. Zaman gazetesi Ahmet Tatar’ın söylediği iddiasıyla dün, “Sabah muhabiri benden polislere beddua edip, kötü söz söylememi bekledi” başlıklı haberi sayfalarına taşıdı. Kendisinin böyle bir şey söylemediğini, cemaat hakkında objektif olamaycağını belirterek Zaman’ı yalanlayan ağabey Tatar ise şunları söyledi: “Beni aradılar, benden habere karşın açıklama yapmamı istediler. Kendilerine, ‘Daha önce benimle röportaj yatınız, yayınlamadınız. Bu konularda konuşmak istemiyorum’ dedim. Yazılanlar, atılan iftiralar kayıtlarda… Yurt Atayün’ün yaptığı operasyonlar ortada. Ortada bir kumpas olduğunu hükümetin en yetkili ağzı söyledi. Defterimiz açık. Kötü şeyler, olumsuz ifadeler kullanmamı istiyorlar. Kini, nefreti bir kenara bıraktık, adaletin tecelli etmesini bekliyoruz.” (SABAH)

MEDYAGUNDEM

dershane-zaman

Bir denizde kum Fetocularda kahpelik haberi daha!

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önceki gün Paralel medyanın yayın organlarında yer alan “Danıştay dershane yasağını …

feto-kres

Polis haraç üssünü bastı Fetullahçı alçaklar kreş ajitasyonu yaptı

Paralel Yapı medya organları, Zonguldak’ta Paralel Yapı’ya ait tüm kurumları yapılan baskınları algı yönetmeye çalışarak …

vandaag3

Paralel ihanet örgütü bu alçaklığı da yaptı!

Paralel medyanın vukuatları sürüyor… İngilizce yayın yapan Today’s Zaman’ın Flemenkçe mesaj paylaşımında bulunduğu Twitter’daki hesabından …

3 Yorumlar

  1. Aleviler Tesadüf mü Sanıyorsunuz

    Sivas Madımak olayının da paralel yapı vardı, Alevilerin kapılarının işaretlenmesinde de… varlardı. Hem Ali Tatar’ı ölüme götürüler, hem de Cami-Cemevi projesini hayata geçirmeye çalışırlar. Sünnilerin içerisinden bir tane ‘Kaos Kardinali’ çıkartan eller, Emperyal güçler Alevilerin içerisinden de ‘Alevi Kaos Kardinali’ çıkartmadığını mı sanıyorsunuz? Dikkat ederseniz merhum Aytunç Altındal iki tane ‘Kardinalden’ bahseder. Bunlardan bir tanesi malum zer zevat, diğeri sessizlik içinde o anı kollayan Alevi ‘Kardinali’dir. Şimdilik uykuda, dürtülüp uyandırılmayı bekliyor. O’na da Hoca diyorlar, buna da Hoca diyorlar. Çizgi aynı dinler arası diyalog! Niyazi Öktem’in Alevilik üzerine kitaplarını, çalışmalarını boşuna mı yaptığını sanıyorsunuz? Niyazi Öktem’in Galatasaray Lisesi mezunu ve hocası olmasını, Alevi ‘Kardinal’in de Galatasaray Lisesi mezunu ve hocası olmasını tesadüf mü sanıyorsunuz? Bektaşi Gül Baba’nın Galatasaray Lisesi’nin arka bahçesinde sembolik mezarının olmasını tesadüf mü sanıyorsunuz? Hayır, hiç biri, hiç bir şey tesadüf değil.
    Buradan Alevilere sesleniyorum; oynan oyunu çok iyi görün, sizlerin de içinize sızmış gün geldiğinde sizleri de satacak kişilerin olduğu gerçeğini umarım Ali Tatar olayı izah eder.

  2. Galatasaray ve Alevi Kardinale Dikkat Edin

    Bunlar öyle algı operasyonları yaptılar ki; bu gün geriye dönüp baktığımızda bunları ancak yeni yeni görebiliyoruz. Bana göre YAŞ kararlarıyla ordudan atılanların çoğunun Ciamaatçı olduklarına inanmıyorum. Bunların yüzde sekseni gerçekten dini inançlarını yaşamak isteyen samimi insanlardı, belki yüzde yirmi civarında Ciamaatçı vardı. Bu yüzde seksen samimi, yüzde yirmi Ciammatçılarında YAŞ kararlarından ordudan atılma sebebi P.İ.Ç’tir. Kendilerini maskelemek için bu yüzde seksenlik samimi insanları ordudan kendileri attırdı. Attırmak için bizzat raporlar hazırlayanlarda Ciamaatçılardır. Böylelikle kendilerini gizleyip şimdi Or, Kor, Tüm, Tuğ oldular. YAŞ kararıyla ordudan atılan insanlara bir bakın, kiminin hanımı başörtülü, kimi namaz kılıyor, yani içki içmeyen, balolarda boy göstermeyen insanlardı, oysaki terör örgütünün lideri ne diyor; içki için, namaz kılmayın, balolarda hanımlarınız başkalarıyla dans etsin diye emri vardı. Yalan mı? Peki, geriye kalan yüzde yirmilik kendi mensuplarını neden attırsın? İşe yaramıyorlardı, emre itaatsizlik yapıyorlardı, ayağı kaydırıldığı takdirde örgüte faydası daha çok olacak kişilerin önün açılması gerekiyordu, evrak çalınacaksa çalamıyorlardı, evrak yerleştireceklerse onu da beceremiyorlardı, kendinden sonraki veya bir başkası bu görevi daha iyi yapabilirdi, istikbal vaat etmiyorsa kendinden de olsalar, önlerinin açılması ve kendilerini gizlemeleri için atılmaları gerekiyordu, atıldılar da! Bakın bu atılanlar hayatta kalabilmek için pazarlarda pazarcılıktan tutunda ameleliğe kadar her şeyi yapan kişilerdir. Oysa hasbelkader atılmış gelecek vaat eden kendilerinden olan kişiler atıldıktan sonra Profesörlüğe kadar yükseltilmiştir. Yanlış mı? Bunlar bir tarafa bu atılan kişiler bilmeden atanların kimler olduğunu bilmeden örgütün medyalarında algı operasyonlarında da kullandılar. O dönemde YAŞ kararıyla ordudan atılmış kişilerle görüşülsün, bakalım yanlış mı konuşuyoruz. Bu konu tam bir doktoralık konudur, umarım bu konu hakkında çok teferruatlı bir çalışma yapılır.
    Şimdi Alevilere gelecek olursak; Alevi Kardinali aynı operasyonu Aleviler üzerinde P.İ.Ç örgütüyle birlikte yaptılar. İşlerine gelmeyen, ters düşen, emre itaat etmeyen Alevileri P.İ.Ç’in önüne yem diye attılar. Bunlardan bir tanesi de Ali Tatar’dır.

    Galatasaray Lisesi, Üniversitesi dinler arası diyalog ’un, Cami-Cemevi projesinin hazırlanıp piyasaya sürüldüğü yerdir. Futbolun ve futbolcuların İmamı Galatasaraylı Hakan Şükür, Galatasaraylı yöneticiler hep bu projenin ürünleridir. Galatasaraylı bir yöneticinin Sayın Başbakanımıza yakın durmasıyla başına gelenlerin hepsi emre itaat etmemenin cezalandırılmasıdır.

    Futbolun ve futbolcuların İmamı Hakan Şükür’ün Milli Takımı Ciamaate itaat etmeleri için nasıl çaba gösterdiğini o dönemin futbolcularıyla tek tek görüşülerek ortaya çıkarıla bilinir. Yani Fenerbahçe’den çok önceleri Milli Takıma Hakan Şükür nezaretinde yapılmış operasyonların ortaya çıkarılması an meselesidir. Neden futbol takımları hedefte derseniz, kitlesel örgüt sempatizanları ve militanları temini için bundan daha iyi zemin olabilir mi?

    Buradan Alevi vatandaşlarımızı tekrar uyaralım; içinizdeki Kardinale dikkat edin.

  3. PİÇ-OÇ ve DHKP-C İlişkisi

    Terör örgütü PİÇ ve OÇ’ları DHKP-C ile ilişkilerini karartmak, gizlemek için AliTatar’ı hedef seçmiştir. Ali Tatar intihar etti mi, etmedi mi? Muamma! Ogünlerde intihar süsü verilmiş sadece Ali Tatar değil di, başkaları da olduğuna göre PİÇ terör örgütü tarafından susturulmuş olabilir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir