Anasayfa / GENEL / Özkök gibi darbecileri tuttukça başın beladan kurtulmaz Aydın Doğan
ozkok-panama

Özkök gibi darbecileri tuttukça başın beladan kurtulmaz Aydın Doğan

Star gazetesinde Nuh Albayrak’ın “O başlığı ancak ‘medyanın 28 Şubat mimarları’ atabilir” başlıklı yazısı şöyle…

Referandum vesilesiyle “vesayet kâbuslarımızı” yeniden hatırladığımız şu günlerde ve tam da “28 Şubat” yaklaşırken, sabıkalı bir gazetede, sabıkalı “KARARGÂH RAHATSIZ” başlığı herkesi ürküttü.

“Rahatsızlık” ifadesi toplumda da devlette de çok büyük rahatsızlığa sebep oldu. Ancak, Genelkurmay’ın açıklamasında, Akar’ın onayladığı metinde bu ifadenin yer almadığı belirtiliyor.

İstanbul’a geçilen metinin başlığı, büyük ihtimalle manşetteki “7 ELEŞTİRİYE 7 YANIT” idi. Çünkü bir ‘gazeteci’nin, bu metinden çıkarabileceği başlık budur.

Peki, iç sayfadaki korsan başlık nereden çıktı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile umre yapan, aynı safta namaz kılan bir Genelkurmay Başkanına hiç alışık olmayan, TSK’da başörtülü askerleri düşündükçe kanı beynine fırlayan CHP ve yandaşları “ulaşamadıkları ciğere” sürekli saldırıyor.

Onun için bu haberde illa da bir “rahatsızlık”tan bahsedeceksek, normalleşen TSK’yı artık “emir eri” gibi kullanamadığı için yerden yere vuran CHP’ye karşı bir “rahatsızlık”tan söz edilebilir.

TSK bu eski yöntemleri bırakmalı

Öyle de olsa, askerin böyle bir cevap verme gereği duyması son derece yanlıştır.

TSK, kendisini yıpratan bu eski Türkiye alışkanlıklarını unutmalıdır. Asker bir “memur” olarak görevine yoğunlaşmalı, bu savunmaları, artık askerine sahip çıkmasını çok iyi bilen siyasi iradeye bırakmalıdır.

Nitekim bu çıkış, Suriye bataklığındaki ve Doğu Anadolu’nun karlı dağlarındaki çok değerli fedakarlıkları gölgeleyen eleştirilere sebep olmuştur.

Fakat bu açıklamalardan ziyade, Hürriyet mutfağındaki derin operasyon problem olmuştur.

İç sayfadaki başlık, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün, 20 Mayıs 2003’te Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmede, “Orduyu yıpratmak isteyenleri cesaretlendiriyorsunuz, rahatsızız” dediğini ileri sürerek, 23 Mayıs 2003 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan “Genç subaylar tedirgin” manşetini özellikle hatırlatmak için atılmıştır.

Eleştirilerin muhatabı CHP ve yandaşları iken, bu başlıkla hepsi devlete ve millete döndürülmüştür.

O halde böyle sabıkalı bir başlık, feci bir gazetecilik hatası da göze alınarak neden atılır?

Gazetenin yayın yönetmeni Sedat Ergin, “Editör böyle bir hata yapmış, işten çıkardık” demiş. (Teyit için Sedat Bey’i aradım, cevap vermedi ama kaynağım sağlam.)

Bu çok ucuz ve problemli bir izahtır. Doğru olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Ayrıca onların bu tür “problemli (!) elemanları” nasıl uzaklaştırdıklarını Bülent Mumay’dan çok iyi biliyoruz.

Ayrıca varsayalım ki değerli meslektaşım doğru söylüyor!

Eğer, Hürriyet gibi bir gazetede bir editörün attığı böyle bir başlık, salına salına okuyucuya gidiyorsa değerli mevkidaşımın hâlâ o koltukta oturması çok daha vahim bir durumdur.

Asıl mesaj ‘Genç Subaylar’a!..

Tabii ki işin aslı öyle değil. Bu başlığı atmak, herhangi bir editörün düşünemeyeceği kadar derin bir iştir.

Tasarlanarak atılan bu başlığı, Ertuğrul Özkök gibi 28 Şubat darbesi kalıntılarının veya uzantılarının katkısı olmadan kimse düşünemez.

Burada asıl amaç, “Genç subaylar”ı uyarmak, “Genelkurmay başkanınız ihramla tavaf yapıyor, TSK’ya başörtüsü geliyor, ne duruyorsunuz” mesajı vermektir.

Bu başlık Hürriyet’te yönetim değişikliğine sebep olabilir. Ama Aydın Bey, Özkök gibi darbeci zihniyetleri orada tuttukça başı bu tip belalardan kurtulmaz.

Haber üzerine açılan soruşturma da ayrı bir vahamettir.

Bir soruşturma açılacaksa kesinlikle Hürriyet operasyonu hakkında olmalıdır.

Bu anlamsız soruşturma, TSK içindeki gerçekten yapılanmaya çalışan genetik darbecileri de perdeleyecektir.

Medyadaki vesayet ne olacak?

Sonuç…

Devlet yapısındaki vesayet unsurları 15 yıldır epeyce hırpalandı ve Allah’ın izniyle 16 Nisan’da çelik kasaya kilitlenecek.

Peki, sivil vesayet ne olacak?

Siz şayet medyadaki vesayete 28 Şubat’ın hesabını sormazsanız böyle hiç ummadığınız bir zamanda hortlar.

Hürriyet 1977’de “28 Şubat”ı manşetleriyle ilmek ilmek örmüş ve bunun karşılığı olarak da Mesut Yılmaz, kabineyi 29 Haziran Pazar günü Aydın Doğan’ın Beykoz’daki villasında kurmuştur. (Konunun ilginç ayrıntılarını merak edenler 18 Nisan 2015 tarihli yazımdan okuyabilir.)

28 Şubat’ın yargılanması savsaklanmış, medya ve sivil kanada ise hiç dokunulmamıştır.

Oysa 28 Şubat’ta Ergenekon ve Balyoz’un tohumları atılmıştır.

O dönemde bütün muhafazakar kişi ve kurumlar mağdur oldu ama FETÖ’nün önü açıldı.

28 Şubat davasının savcı ve hakimlerinin 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’den tutuklanmasının bir anlamı yok mu?

***

O halde devlet, bütün mağdurların hesabını sormak yerine, FETÖ ve darbeci kardeşleri arasındaki “al gülüm, ver gülüm” katakullisine göz yumarsa, bırakın 2017’yi, 2023’te de Cumhuriyet’in 100 yıldönümü yerine yeni “28 Şubat”ları konuşursak kimse şaşırmasın.

MEDYAGUNDEM

Cinayet azmettiricisi Hürriyet!

Hürriyet gazetesi ve Doğan Haber Ajansı’nın günlerdir Suriyeli mültecileri hedef gösteren yayınları, barbarca bir cinayetle …

hur2

Hürriyet’in Suriyeliler provokasyonu vahşeti getirdi

Türkiye bugün Sakarya’da yaşanan bir vahşete uyandı. Suriyeli hamile kadın, tecavüze uğradıktan sonra 10 aylık …

dogan

Vahşetin ortağı Doğan medyası

Sakarya’da 20 yaşındaki 9 aylık hamile Emani Al Rahmun’u kaçırıp tecavüz ettikten sonra vahşice katleden …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir