Anasayfa / GENEL / Dershane bahanesinin ardındaki derin kaos planı!
ysafak-kaos

Dershane bahanesinin ardındaki derin kaos planı!

Türkiye her seçim öncesi dershane tartışması gibi bahanelerle krize sokuluyor. 2007’deki Köşk seçimleri yaklaşırken, Cumhuriyet Mitingleriyle ülke gerilime sürüklendi. 2009 ve 2011’deki seçimlere ise terör ve laiklik kampanyaları damga vurdu.

3 Kasım 2002’de girdiği seçimlerden zaferle ayrılan AK Parti’ye kesintisiz iktidar olduğu 11 yıllık süreçte onlarca tuzak kuruldu. Darbe teşebbüsleri, kapatma davaları, gece yarılarında internete konulan e-muhtıra, 367 garabeti, Gezi kalkışması gibi onlarca tuzaktan kurtulan AK Parti, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin yaklaşmasıyla yeniden hedef tahtasına oturdu.

2002’DE IMF TUZAĞI

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönem okuduğu bir şiir yüzünden siyasi hayatı bitirilmeye çalışılan Başbakan Erdoğan, AK Parti’nin ilk seçim zaferini milletvekili olamadan parti genel başkanı olarak buruk bir şekilde yaşadı. Siyasi engelleri kaldırılan Erdoğan’ı bu kez vesayet rejiminin bekçileri karşısına aldı. AK Parti iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden hemen sonra harekete geçen gruplar hükümeti iş çevresiyle ve dünyadaki örgütlerle karşı karşıya getirmek için tuzak kurdu. Ergenekon iddianamesine de yansıyan plana göre; iş çevresi tedirgin edilecek ve ekonomik kriz çıkarılacaktı. Tuzağı zamanında farkeden Başbakan Erdoğan iş dünyasını rahatlatacak adımlar atarken, IMF ile yapılan anlaşmaya da uyulacağı taahhüdü verdi. 2004’teki yerel seçimlerde vatandaşlar AK Parti’nin belediyecilik anlayışıyla tanıştı.

367 GARABETİ

Ahmet Necdet Sezer’in görev süresinin dolmasına yaklaşıldığında Türkiye tam anlamıyla uçurumun kenarından döndü. Cumhuriyet Mitingleri ile AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayının önü tıkanmak istendi. Muhalefet ve statüko, AK Parti’nin cumhurbaşkanı seçmesini engellemek için Yargıtay Onursal Başkanı Sabih Kanadoğlu’nun ortaya attığı 367 garabetine sarıldı. ANAP ve DYP genel başkanları Meclis’teki oylamaya katılmayarak bu oyuna alet oldular.

KAPATMA DAVASI AÇILDI

Çankaya Köşkü’nü son kale olarak gören statüko, AK Parti’yi tarih sahnesinden silmek için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’yı harekete geçirdi. Google davası olarak bilinen ve google’den belge toplayan Yalçınkaya’nın iddianamesi Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildi. Laiklik karşıtlığı odağı olduğuna hükmeden Yüksek Mahkeme AK Parti’nin Hazine yardımı almasını engelledi.

BAŞSAVCIYA SUİKAST

AK Parti kapatma davasında direkten döndü ancak kirli tuzakların ardı arkası kesilmedi. AK Parti hakkında kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’ya suikast düzenlemek kadar işi ileri götüren derin güçler bunun sorumluluğunu da AK Parti’nin üzerine atacaktı.

DANIŞTAY SALDIRISI

2007’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için 1 yıl öncesinden harekete geçildi. Bu seçimin en kanlı operasyonu ise Danıştay baskını oldu. Avukat Alparslan Aslan tarafından 17 Mayıs 2006’da Danıştay 2. Dairesi üyelerine silahlı saldırı yapıldı. Üye hakimlerden Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybederken, 4 kişi yaralandı yaralandı.

27 NİSAN E-MUHTIRASI

Cumhuriyet mitingleri ile zemini hazırlanan ve vesayetçi güçleri harekete geçiren statüko amacına ulaşmış ve TSK’ya muhtıra verdirmişti. Meclis’te Cumhurbaşkanı seçimlerinin yapılacağı gecenin yarısına az bir zaman kala konulan muhtıra ile siyasi partilere gözdağı verildi.

İnsanları sokağa taşımak istediler

2011 yılı genel seçimleri muhalefetin hayal kırıklığıyla sonuçlanırken, AK Parti Türk siyasi tarihinde ilk kez üç defa oyunu artırarak seçim kazanan parti konumuna yükseldi. Ancak vesayetçi güçler bunu engellemek için tüm imkanları kullanmaya başladı. Kars’ta ne olduğu bile anlaşılamayan heykelin kaldırılmasını fırsata çevirmeye çalışan statükocular bu durumu uluslararası platformlara bile taşımaktan imtina etmedi. TAPDK’ın, 7 Ocak 2011 tarihinde Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkilerin Satışı Yönetmeliği bile seçim kampanyasında muhalefetin argümanları arasında yer aldı. O dönem yaşam tarzı üzerinden başlatılan kampanya Gezi olayları ile 2013 yılına taşındı. AK Parti ve Başbakan Erdoğan yalnızca seçim dönemlerinde vesayetçi güçlerin hedefinde olmadı. Taksim’in yayalaştırılması projesini bahane ederek Türkiye geneline yayılmak istenen sokak hareketleri ile AK Parti iktidardan uzaklaştırılmak istendi. ‘Gezi eylemleri’ olarak tarihe geçen kalkışma faiz lobisinin destek vermesiyle uluslararası alana taşındı.

Terörü de devreye soktular

AK Parti’ye kurulan tuzaklar yalnızca Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimlerle sınırlı kalmadı. AK Parti Belediyecilik anlayışı halkın teveccühünü kazanınca bu kez muhalefet partileri harekete geçti. 2009 yılı yerel seçimlerinde CHP, dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal ile ‘çarşaf açılımı’ başlattı, bir diğer kozu da kapatılan DTP ile ortak hareket etme kararı alması oldu. Vesayetçi güçler zaman zaman başvurdukları terör kozunu AK Parti’ye karşı da kullandı. Anayasa Mahkemesi, DTP’ye yönelik kapatma davasını 8 Aralık 2009’da görüşecekti. Bir gün öncesinde Tokat’ın Reşadiye İlçesi’nde askeri araca pusu kuruldu. 7 asker şehit edildi. Anayasa Mahkemesi, saldırıdan 2 gün sonra DTP’yi kapattı. 2009’da da İstanbul’da bir İETT otobüsüne molotoflu saldırı düzenlenmiş, dershane çıkışı evine giden Serap Eser (16) hayatını kaybetmişti. (Yeni Şafak)

MEDYAGUNDEM

bassj1

PKK’nın hamisi ABD’den PKK’nın adını anmadan kınama!

ABD Ankara Büyükelçiliği’nden AK Parti’li yöneticiler Orhan Mercan ve Aydın Ahi’nin PKK’lı teröristlerce öldürülmesine ilişkin …

akparti

ABD’nin ‘kara gücü’ teröristler Ak Partilileri katlediyor!

Diyarbakır ve Van Ak Parti ilçe başkan yardımcılarına yapılan suikastın yankıları sürerken, AK Parti Hakkari …

pkk4

Şu alçak katilleri Almanya “özgür basın” diye koruyor!

AK Parti Lice İlçe Başkan Yardımcısı Orhan Mercan ile AK Parti  Özalp İlçe Başkan Yardımcısı …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir