Anasayfa / ANALİZ / Darbeci Gülen medyasında Etyen Baba’dan aslanlar gibi tek kişilik demokrasi mücadelesi!
etyen

Darbeci Gülen medyasında Etyen Baba’dan aslanlar gibi tek kişilik demokrasi mücadelesi!

MEDYAGUNDEM.COM- Eminiz Gülen örgütünün gazetesi Zaman’da kahramanlar gibi tek başına yiğitçe demokrasi için mücadele ettikçe Pensilvanya’daki “hodja” saç baş yoluyordur.

Etyen Mahçupyan demokrasi tarihine altın harflerle yazılacak tek kişilik mücadelesini vesayetçi ve darbeci, halk iradesi düşmanı Gülen örgütü içinde sürdürmeye devam ediyor.

Bugün de “Halk ihtilali” başlıklı yazısında eminiz Pensilvanya’daki “hodja” ve yardakçılarını kudurttu!

30 Mart seçim sonuçlarının  çarpıcı  bir analizini yapan Mahçupyan’dan şu önemli satırları paylaşalım:

MUHAFAZAKAR KESİM BİR DARBE OLDUĞUNA HÜKMETTİ

Ne var ki sonuç hiç de muhalefetin beklediği gibi olmadı. Muhafazakâr toplum hükümetin yanlışlarını görmezden gelmedi ama hükümet karşıtlarının daha vahim ve tehlikeli bir yanlış içinde olduklarına hükmetti. O noktadan itibaren AKP’nin kendisini savunmak üzere attığı adımları sineye çekmesi daha kolay oldu, çünkü muhalefetin tutumu fazlasıyla büyük bir tehdidin yaklaştığına karine teşkil etti. Söz konusu tehdit Türkiye’nin çeperinde seksen sene devlet tasallutu ve otoriter laik hegemonya altında yaşamış olan geniş kitlenin, son on yılda elde ettiği avantajları elden kaçırma ihtimalidir. Bu avantajların içinde özgürlükler alanının açılması, eşitliğin elde edilmesi ve geleceğin kendi talepleri ve tahayyülü çerçevesinde kurulabileceği beklentisi var. Muhafazakâr kesim AKP’nin karşısında bir darbe girişimi olduğuna hükmetti ve son üç ayda yaşananları yan yana getirdiğinde bunu kendisine kanıtladı. Böyle bir darbenin sadece AKP’nin değil, onunla birlikte kendi demokratik hak ve imkânlarının da buharlaşması ihtimalini taşıdığı fikri hızla yaygınlaştı. Seçim sonucu aslında bu kesimin bizzat kendi hayatının idamesine ve zihnindeki gelecek kurgusunun desteklenmesine yönelik bir onayı ifade etti. İnsanlar AKP’ye oy verdiler, ama derinde kendi geleceklerine sahip çıktılar…

MEYDANLARA İNEN İNSANLAR ORADA OLMUŞ OLMAK İÇİN ORADAYDILAR 

Üstelik bu gelecek geçmişten bağımsız, ‘ayakları havada’ bir paylaşım talebinin çok ötesindeydi. Geçmiş seksen yılın ürettiği hafıza bu seçimde önemli bir rol oynadı ve muhalefet ise her sözü ve duruşuyla hâlâ aynı geçmişin parçası olduğunu ortaya koydu. Dolayısıyla AKP’nin iktidardan gitmesi sadece belirli avantajların kaybedilmesi değil, korkulan geçmişe dönülmesi ve orada kapana kısılıp kalınmasını ifade etmekteydi. Meydanlara inen insanlar her gün zaten televizyonda izledikleri ve hemen her yerde aynı şeyleri söyleyen liderlerine meftun oldukları için orada değillerdi… Onlar oraya kaderlerine sahip çıktıklarını göstermek, bunu haykırmak için gittiler. Başbakan’ı dinlemek için değil, o gün orada olmuş olmak için…

DÖNÜŞÜM DEVLETİ DE DÖNÜŞTÜRÜYOR

AKP’ye verilen destek bir geçmişin reddi ve onunla birlikte gelen bir ‘yeninin’ inşası arayışıdır. Bu dinamik, çeperden gelenlerin merkezi ele geçirerek onu kendi değer sistemi ve sosyal ağları üzerinden yeniden kurma teşebbüsüdür. Birçokları AKP’nin bir merkez sağ parti olamadığının altını çizerek bunu olumsuz bir nokta olarak öne sürüyor. Oysa ne AKP’nin ne de ona güç veren bu sosyal dinamiğin ‘merkez sağ’ olmak gibi bir dertleri yok. Çünkü o ‘merkez’ devletin sahibi olanların yarattığı bir dizayndı. AKP niye eski devletin dizaynına tabi olsun ki? Nitekim yaşanmakta olan dönüşüm sadece merkezi değil, devleti de dönüştürüyor. Hedef cumhuriyetin daha meşru temeller üzerinde, yani toplumu kucaklayarak yeniden inşa edilmesidir. Başbakan’ın birkaç kez söylediği ‘bizim bir misyonumuz var’ cümlesinin asgari temeli budur.

KARŞIMIZDA KISACASI BİR HALK İHTİLALİ VAR

Kısacası karşımızda bir halk hareketi, zamana yayılmış bir halk ‘ihtilâli’ var. Silaha ihtiyacı olmayan, onun yerine yürütücü siyasi partinin her seçimi kazanmasını ve her seçimde açık ara birinci parti olmasını gerektiren bir ‘ihtilâl’… Diğer bir deyişle o partinin herhangi bir seçimi kaybetmesinin maliyetinin çok yüksek olduğu bir süreç. Toplum işte bu tarihsel sürecin farkında, değerlendirmesini ona göre yapıyor ve rasyonel karar veriyor.

AK PARTİ EN AZ 20 YIL İKTİDARDA

Seksen yıllık bir parantez kapanıyor… AKP iktidarı ‘doğal’ sosyolojik ivme sayesinde bir tek parti dönemi olarak yirmi yıl sürmesi normal olan iktidar serüvenini sürdürüyor. Ve genişlemesini sürdüren muhafazakâr kesim bu tarihsel serüvenin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. O nedenle bu sahiplenme boşuna değil. Ve de bunu anlamayanın Türkiye’nin geleceğinde yeri yok.

MEDYAGUNDEM

kemal-feto1

KK’nın FETÖ aşkına bakın!

FETÖ’nün en önemli yayın organlarının başında gelen Zaman ve Bugün’e kayyum atanması üzerine CHP Genel …

feto-medya

FETÖ’nün terörist yazarlarına müebbet

Zaman yazarları hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış hapis cezası istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü …

zaman1

FETÖ’nün ilk darbe mesajı

Zaman gazetesi iddianamesinde darbe mesajının FETÖ tabanına 2013’te Gezici ve polisin bir arada gösterildiği afişle …

1 Yorum yapıldı

  1. Kısaca, sen geberene kadar, gebermesen de sürünene kadar! Anladın mı Moruk?

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir