Anasayfa / GENEL / Bu yazıyı okumadan çözüm sürecinde gelinen noktayı anlayamazsınız!
hilal-cozum

Bu yazıyı okumadan çözüm sürecinde gelinen noktayı anlayamazsınız!

MEDYAGUNDEM.COM- Yeni Şafak yazarı Hilal Kaplan’ın bugün çözüm süreciyle ilgili yazısı sosyal medyada çok konuşuldu. Yorumların ortak yanı ise “Bu yazı okunmadan çözüm süreci analizleri eksik kalır” şeklindeydi.

Kaplan çarpıcı tespitlerin yer aldığı yazısında Gezi olaylarının çözüm süreci için de nasıl bir kırılma noktası olduğunu, özellikle PKK açısından  “geri çekilme”de tökezlemenin nedenini anlattı.

Kaplan’ın yazısı önemli çünkü “Amerikalı top sakal” süreç bitsin diye “Neo-con tetikçiliği” ile zehir saçarken aslında ne olduğunu anlamak adına da bir veri sunuyor.

İşte o yazı:

(…)

Gezi’den sonra çözüm süreci

‘Çözüm süreci için üç aşamalı bir plandan söz edilebilir. Geri çekilme, bu planın birinci aşamasınıoluşturuyor; çekilme sorunsuz tamamlanırsa ikinci aşamaya sonbaharda geçilmesi planlanıyor.’

Bu sözlerin sahibi BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş. Tarih 15 Nisan 2013. Kaynak Reuters.

‘Bizimle İmralıarasında BDP heyetinin gidiş gelişleri oldu. Mektuplar gidip geldi. Bunların üzerine biz bir sonuca ulaştık. Süreç üç aşamadan oluşuyor. Birinci aşama ateşkes ve güçlerimizin geri çekilmesidir. İkici aşama ise Türk devleti ve hükümetin sorumluluklarını yerine getirmesidir. Üçüncü aşama normalleşme ve özgürleşme sürecidir. (…) Bu bilinsin ki bu geri çekilmeyi tamamlarsak ikinci aşama başlayacak.’

Bu sözlerin sahibi de Murat Karayılan. Tarih 29 Nisan 2013. Kaynak PKK’nın yayın organı olarak bilinen ANF. (Alıntılar Kurtuluş Tayiz’in ‘Çözümün hangi aşamasındayız’ yazısından)

Ne var ki Haziran ayından itibaren sürecin ilk aşamasının bittiği, ikinci aşamaya geçilmesi gerektiğini gerek siyasî gerek silahlı kanattan duymaya başladık. Sizce çözüm sürecinde Nisan ve Mayıs ayından farklı olarak Haziran’da ne gerçekleşmişti?

Evet, doğru bildiniz: Gezi olayları.

Haziran boyunca süren kalkışma vesilesiyle hükümet üzerinde ulusal ve uluslararası alanda ‘istifa-diktatör’ ekseninde kurulan büyük baskı, PKK’nın da hükümete olan bakışını sarstı.

Özal, Ecevit, Erbakan gibi liderlerin yerleşik devlet yapısına ‘meydan okumalarına’ ve dolayısıyla çeşitli yöntemlerle ‘iplerinin çekilmesine’ sebep olan barış arayışının gelip Ak Parti hükümetini de vurduğunu düşündüler. Sürecin tersine dönebileceği ve altlarındaki halının çekilebileceği ihtimaliyle’tedbir alarak’ çekilmeyi yavaşlattılar. Ancak süreci bitiren taraf olmamak adına da sorumlu davranarak Gezi’ye destek vermediler.

Gezi, Erdoğan’ın ‘kellesini almaya’ yetmeyince, çekilmeler devam etti. Yalnız PKK ve bileşenlerinin eline de hükümeti reforma zorlamaya yönelik bir fırsat geçmişti. Bunu da kullanmaya devam ediyorlar. ‘İlk aşama bitti’söylemiyle tarih dayatmaları böyle okumak mümkün. Lakin son kertede, Öcalan’ın son görüşmede Demirtaş ve Kışanak’a ilettiği ‘Büyük resme bakın, detaylara takılmayın’ çağrısı önemini koruyor.

Ne var ki, dağdan ovaya inerek siyaset yapmak istediklerini söyleyen KCK’lılar, hâlâ ovanın değil, dağın diliyle konuşmaya, hükümete ‘son tarih’ler dayatarak sürecin çıkmaza girdiği algısını güçlendirmeye devam ediyorlar.

Buna ek olarak mevcut durumda kamuoyunu iknaya uğraşan iki taraf var:

Ulusalcılar ve güvenlikçiler, ısrarla ‘Bu PKK’yla barış olmaz’ tezini işliyor;

Tırnak içi demokratlar da ‘Bu AKP’yle barış olmaz’ tezini…

Çözümü savunan ve sayıları ne yazık ki ‘taraf’ sayılamayacak kadar az olanlar da bir tarafın ‘PKK’lı militan’ diğer tarafın ‘AKP’li yandaş’ diye etiketlemesine maruz kalarak ısrarla çözümü savunuyor.

Ancak PKK ve çevresini etki altına olabilecek taraf, kuşkusuz ulusalcı/güvenlikçi olanlar değil; daha fazla demokrasi istediklerini iddia ederek CHP ve MHP’yi değil, sadece Ak Parti’yi hedefine koyan liberal çevreler. Demirtaş,Birgün’e verdiği röportajda bu oyuna gelmeyeceklerini şöyle vurguluyor:

‘Ulusalcı,Kemalist, AKP karşıtı olan bazı liberaller de, daha doğrusu bu kesimlerin bazılarında ‘Bunlardan bir şey çıkmaz kardeşim, Erdoğan adım atmıyor, Kürt hareketi de bunu görsün artık’ diye bir düşünce var. Bunu söyleyenler de Kürtleri düşündüğü için değil, AKP’ye karşı güçlü bir cephe daha açılsın, Kürtler AKP’ye karşı savaşsın, kendileri de AKP’nin yıprandığını görsün, istiyorlar.’

Aynı cümleleri kurduğumuz için yandaş ilan edildiğimizden, bunları Demirtaş’ın ağzından, üstelik Birgün gazetesinde okumak büyük keyif doğrusu…

KAPLAN’IN YAZISININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN

MEDYAGUNDEM

evet

Gizli hayırcılar deşifre oldu

Sabah gazetesinde Hilal Kaplan’ın “Referandum dersleri” başlıklı yazısı şöyle… Gerçekten topu birden geldi. Hakikaten Cumhurbaşkanı …

meclis

Parlamenter sistem kriz demek

Sabah gazetesinde Hilal Kaplan’ın “Parlamenter sistem diye yazılır, kriz diye okunur” başlıklı yazısı şöyle… Mustafa …

erdogan-ab

Cumhurbaşkanlığı sistemi için hayırcı yalanlar

Sabah gazetesinde Hilal Kaplan’ın “Cumhurbaşkanlığı Sistemi hakkında söylenen yalanlar” başlıklı yazısı şöyle… Cumhurbaşkanı, Meclis’i feshedebilir: …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir