MEDYAGUNDEM.COM- Yeni Şafak yazarı Cem Küçük bugün çok sert bir medya polemiğine imza attı. Küçük Aydın Doğan’ın “ucuz tetikçileri”ni yazdı.
Radikal’de Ezgi Başaran ve Koray Çalışkan’la ilgili yazdıkları bomba etkisi yaratacak.
Küçük’ün Başaran’la ilgili şu satırları çok ses getirecek:
“Bundan tam 8 ay önce gazetecilerin olduğu bir ortamda Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, bu kızımız için, ‘1 yıl öncesine kadar KCK’yı bar ismi zannederdi. Çetin Doğan’ı tanımazdı. Ertuğrul’un talimatıyla bu işlere daldı. Onun için komikliklere imza atıyor’ dedi. Allah’tan KCK’yı KFC diye bir fast-food zinciri sanmamış.”
Küçük’ten bombalar şöyle:
SEDAT ERGİN BİR DE GAZETECİLİK DERSİ VERİYOR
İnsanın bir konuda başkasını suçlamadan ya da itham etmeden önce kendi siciline bakması gerekir. Bazı gazeteciler ve medya mensupları lekeli sicilleriyle hâlâ utanmadan sokakta dolaşabiliyor, insan içine çıkabiliyorlar. Üstelik başka gazeteleri eleştirirken sicillerine ya da günahlarına bakmadıkları için başkalarını itham etmekten geri durmuyorlar.
Dün mesele 28 Şubat döneminde kendi gazetesi Hürriyet’in rolünü unutan Sedat Ergin şöyle yazmış: ‘Basında siyasetle bağlantılı böylesine geniş bir tasfiye bir ilk. Herhalde Cumhuriyet tarihinde hiçbir siyasi iktidar döneminde bu kadar köşe yazarı tasfiye edilmemişti. Bu da bir AK Parti dönemi rekoru herhalde.’
Ergin böyle yazmış da 28 Şubat’ta milyonların hayatları karartılırken mesela Ankara Temsilcisi olarak paşalarla olan diyaloglarını unutmuş. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan için ağır ve terbiyesiz sözler söyleyen Osman Özbek adlı haddini bilmez bir tuğgeneral vardı. Sedat Ergin bu tuğgeneralin sözlerine vurgu yapıp, ‘Bundan daha ağır sözler de gelecek’ şeklinde altına imza attığı manşeti unutturacağını sanıyorsa çok yanılıyor. Sorarım size, medeni bir ülkede böyle bir manşet atan adam gazetecilik yapabilir mi? Bizde yapıyor ve bir de gazetecilik dersi veriyor.
2002’de Ecevit’i devirip ‘Türkiye İsmail Cem-Hüsamettin Özkan-Kemal Derviş’i bekliyor’ türü tezvirat yapan Hürriyet, Radikal, Milliyet gibi gazetelerin arşivleri ortada. Hatta ‘Ecevit ayakkabılarıyla geldi’, ‘Ecevit ayakkabısından su içti’ türü kara propaganda haberleri yapan ve yaptıran baş kişi Sedat Ergin’di.
AYDIN DOĞAN’A KAYBETTİRDİLER
Aydın Doğan 2008’de resmi rakamlara göre Türkiye’nin Sabancı ve Koç’tan sonra üçüncü büyük holdinginin sahibiydi. Enis Berberoğlu, Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin gibi yöneticilerini dinlemenin bedeli olarak tam 4 milyar Dolar kaybetti. 2011 seçimleri öncesi Aydın Doğan bütün yayın yönetmeni ve gazetecilerini toplamış, onlarla seçime dair istişarelerde bulunmuştu. Bütün yöneticileri AK Parti’nin oylarının eridiğini, yüzde 35’lere kadar gerilediğini söylemişlerdi. Sadece Mehmet Ali Yalçındağ buna itiraz etmiş, AK Parti’nin yüzde 45’ten aşağı inmeyeceğini belirtmişti.
AYDIN DOĞAN’IN SERVETİNİ KAYBETMEKLE KALMAZ
Şu anda Doğan Grubu ilk 30 holding içinde değil. Aydın Doğan’ın serveti var ama doğru düzgün yaptığı tek bir iş kalmadı. Aydın Doğan Hürriyet Gazetesi’nin 65. yılında yaptığı konuşmada, Bab-ı Ali’de batan gazete patronlarına atıf yapmış, hepsinin ismini birer birer okumuştu. Eğer bu tür adamları dinlemeye devam ederse sadece servetini kaybetmekle kalmaz, aynı zamanda adını okuduğu medya patronlarının yanına kendi ismini de eklemek zorunda kalır.
DAVALARI İTİBARSIZLAŞTIRMA TETİKÇİSİ BAŞARAN
Sicili berbat olan bu gazetelerin eski ve yeni çalışanları da bazı gerçekleri çabuk unutuyorlar. Bunlardan biri de Radikal’deki düşük profilli yazar Ezgi Başaran. İnanın daha bir yıl öncesine kadar kim olduğunu bilmediğim bu zat köşesinde gazetecilik dersi veriyor. Kendisi meğer birkaç yıl önce Nişantaşı-Etiler hattında magazin haberleri yapan herhangi biriymiş. Ertuğrul Özkök’ün icazetiyle adliye muhabirliği görevini üstlenmiş. Bu kişi aynı zamanda bütün davaları itibarsızlaştırma operasyonunun tetikçisi durumunda. Aynı anda hem Kürtçü, hem Kemalist, hem solcu hem Ergenekoncu olarak basın tarihindeki yerini çoktan aldı. Hatta Kürt siyasetçilerin ablası olarak nam saldı. Guiness Rekorlar Kitabına girdi.
KORAY ÇALIŞKAN’IN TAKLALARI
Ezgi Başaran için geçerli olan bu durum kendisini sosyalist olarak sunup aslında burjuva yaşamına özenen Koray Çalışkan için degeçerli. Bu arkadaşımız ömrünü Atatürkçüleri eleştirmekle geçirdi. Onları yerin dibine batırdı. Sonra hitap ettiği Marksist-Leninist-sosyalist kesimin toplumda milyonda bir bile karşılığı olmadığını görünce CHP’nin sadık kulu haline geldi. Şimdi CHP’den milletvekili olmak için taklaların alalarını atıyor, biz de izliyoruz.
Bu arkadaşımız CHP’yi eleştirdi diye Avrupa Parlamentosu Grup Başkanı Hannes Swoboda için, ‘Karısı AKP’den ihale alıyor’ demişti Haberturk ekranlarında. Bir hafta sonra da Gezi olayları dolayısıyla aynı Swoboda AK Parti’yi ve Başbakan Erdoğan’ı eleştirince dut yemiş bülbüle döndü. 2010’da AK Parti’ye de yanaşmaya çalıştı ama umduğunu bulamadı.
Bu arkadaşlar Radikal’de, Hürriyet’te ucuz tetikçilik yapıyor ve gazetecilik dersi veriyorlar. Ne diyelim Allah akıl fikir versin!
