Anasayfa / GENEL / ABD’nin teröristlere verdiği silahın hedefi Türkiye
pyd-silah

ABD’nin teröristlere verdiği silahın hedefi Türkiye

ABD, Türkiye’ye karşı PKK/ PYD’yi daha da palazlandırmak için DEAŞ’ın bitirilmesine izin vermiyor. ‘Rakka Operasyonu’ aldatmacasıyla zaman kazanan Beyaz Saray, Trump’ın son kararıyla PKK’ya artık ‘doğrudan’ ağır silah yardımı yapabilecek. Skandal karar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti öncesi Akar, Fidan ve Kalın’dan oluşan heyet Washington’da bulunduğu sırada alındı. Ankara’ya açık bir tehdit niteliğindeki mesaj, Türkiye için sınırdaki düşmanın yalnızca PKK’dan ibaret olmadığını gözler önüne serdi.

Yıllardır başka isimler adı altında Suriye’de PKK/PYD’ye silah yağdıran ABD, Başkan Donald Trump’ın onayladığı son kararla teröristlere doğrudan silah vermeye devam edecek. Türkiye’nin sert tepkisine neden olan kararın ardından ABD Savunma Bakanı James Mattis adeta ‘dalga geçer gibi’ bir açıklama yaptı: “Türkiye’nin endişelerini gidermeye çalışacağız. Türkiye’yle yakın çalışma içinde olacağız…” Trump yönetimi böylece, Türkiye’yi güneyden kuşatma projesini PKK eliyle gerçekleştirmeye çalışan Obama ile farklı düşünmediğini gözler önüne serdi. Mevcut durum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16-17 Mayıs’ta yapacağı ziyaret öncesi Ankara-Washington arasındaki ipleri daha da gerdi. Terör örgütü PKK’yı ‘kara kuvvetleri’ görüp NATO müttefiki Türkiye’ye karşı açıktan cephe almayı tercih eden ABD, sahada artık ‘tehdidin kaynağı’ görülüyor.

TERÖRİST MAAŞI PENTAGON’DAN

ABD, 2013 yılından buyana terör örgütüne her türlü silah, teçhizat, mühimmat, üniforma ve eğitim desteği veriyor. Hatta Pentagon, PKK/PYD’li teröristlere uzun süredir maaş ödüyor. Ancak Türkiye’nin tepkili olması nedeniyle bu desteklerin PKK/PYD’ye değil ‘Suriye Demokratik Güçleri’ne verildiğini iddia eden ABD makamları, SDG’nin tamamen PKK’nın kontrolünde olan terörist bir yapı olduğu gerçeğini dünya kamuoyundan saklamaya çalışıyor. Bazen PKK ile PYD’nin organik bağı olmadığını iddia edecek kadar gerçeklikten kopuk açıklamalar yapan ABD’liler, dünya kamuoyu önünde zaman zaman komik duruma düşüyor.

SİLAHLAR ORADAN GELİYOR

Bugüne dek Suriye’de PKK’ya 1 milyar doların üzerinde destek veren ABD’nin teröristlere yolladığı silahların bir kısmı kaçak yollarla Türkiye’ye sokuldu ve güvenlik güçleri ile sivillere karşı kullanıldı. Güvenlik birimlerinin Sur, Silvan, Silopi ve Mardin’in bazı ilçelerinde yaptıkları operasyonlarda ele geçirdikleri ABD menşeli silahların üzerinde terör örgütünün Suriye’deki silahlı yapılanmasına verdiği isim olan ‘YPG’nin logosu tespit edilmişti.

Bu kaçıncı yalan

ABD, Suriye krizinin ilk gününden bu yana hem Türkiye’ye hem Suriyeli muhalif güçlere yalan üstüne yalan söylüyor. PKK’lı teröristlerin Fırat Nehri’nin batısında bulunan ve Türkiye’nin kırmızı çizgi ilan ettiği Münbiç’ten çıkarak Fırat’ın doğusuna çekileceğinin garantisini veren ABD bu sözüne uymadı. Aynı şekilde, SDG’nin sadece PKK’lılardan oluşmadığı yalanını defalarca öne süren ABD, tahminen 18 bin kişilik SDG’nin 12 bininin PKK’lı teröristlerden oluştuğunu, SDG’nin operasyon ve yönetim kademelerinin tamamının teröristlerce doldurulduğunu da dünya kamuoyundan kaçırdı. ABD’nin PKK’ya anti tank silahı vermediğini de iddia etmesine rağmen Fırat Kalkanı Harekâtı’nın ilk günlerinde Münbiç yakınlarında TSK tanklarına yönelik düzenlenen PKK saldırısı ABD yapımı anti tank füzeleriyle yapıldı. Türkiye’nin Tel Abyad ve Afrin’e operasyon hazırlığı başlatmasına paralel olarak sınır karakollarına yapılan saldırılarda da bu silahlar kullandı. Tüm bu gerçeklere rağmen ABD’nin “Türkiye’nin endişelerini gidermeye çalışacağız” açıklamasının gerçekçi hiçbir zemininin bulunmadığı kaydediliyor.

Silahlar geri alınmayacak

ABD öncülüğündeki DEAŞ Karşıtı Koalisyon Sözcüsü Albay John Dorrian da terör örgütü PYD/PKK’ya verilecek silahlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Verilecek silahların bir kısmının zaten bölgede olduğunu ve bir kısmının çok hızlı şekilde dağıtımına başlanmış bile olabileceğini ifade eden Dorrian, verilen silahları DEAŞ’la mücadelenin ardından tekrar toplanmayacağını ifade etti.

Akar: DEAŞ’la PYD/YPG aynı

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Atina’da yapılan 11. Balkan Ülkeleri Genelkurmay Başkanları Konferansı’da PKK/PYD’ye yapılan yardımları eleştirdi. “Terör örgütleri arasında ayrım yapmak büyük bir yanlıştır” diyen Akar, şunları kaydetti: “FETÖ’nün yanı sıra birbirinin aynısı olan PKK, PYD, YPG ve DEAŞ’a karşı yürütülen bu başarılı mücadelede, dost ve müttefik ülkelerin, daha etkin bir şekilde ve doğru yönde, bir terör örgütüyle bir diğer terör örgütü kullanılarak mücadele edilmeyeceği bilinciyle bu mücadeleye katılımı beklenmektedir.”

Rakka aldatmacası

ABD, yıllardır sürüncemede bıraktığı Rakka Operasyonu’nu PKK’ya daha fazla silah sağlamak için sadece söylemden ibaret bir araç olarak kullandı. 2015 yılından beri Rakka’yı gündemde tutarak PKK’yı daha fazla silahlandıran ABD, bu operasyona bir türlü başlayamadı. Ancak operasyonunun başlamamasına rağmen PKK’ya verilen silah yardımı hiçbir zaman eksilmedi. Fırat’ın doğu yakasındaki PKK’lı terör gruplarına havadan ve karadan ayda onlarca TIR silah yardımı yapılırken, Haseke’deki ABD askeri üssünde yüzlerce terörist, sayıları 900’ü bulan özel kuvvetlere mensup ‘askeri uzmanlar’ tarafından eğitildi.

TÜRKİYE’Yİ OYALADILAR

Türkiye’nin Rakka Operasyonu için yaptığı ve kısa süre içinde etkin çözüm vadeden planlar ise ABD tarafından akim bırakılarak Rakka’da DEAŞ’ın daha fazla yerleşmesine imkan verildi. Güvenlik kaynaklarına göre, DEAŞ’ın Suriye’den tam anlamıyla temizlenmesine PKK’ya biçilen meşruiyet kılıfını da ortadan kaldıracağı için ABD tarafından sıcak bakılmıyor. İki terör örgütü, ABD planıyla birbirini besliyor.

Sınırdaki teröristler yok edilecek

ABD’nin açık tehdidine rağmen Türkiye’nin sınır güvenliğini korumak için planlarını değiştirmeye niyeti yok. Sınırdaki DEAŞ ve PKK kaynaklı terörist faaliyetler binlerce silah, militan ve canlı bombanın ülke içine sızmasına zemin hazırlamıştı. Fırat Kalkanı Harekâtı ile birlikte ülke içinde de yapılan askeri operasyonlarla bu faaliyetlerin büyük oranda beli kırıldı. Türkiye sınır güvenliğini sağlamak için son ana kadar askeri faaliyetlerine devam edecek. Kaynaklar PKK’ya yönelik planlanan operasyonların geniş bir coğrafyada cereyan edeceğini, buna Münbiç, Tel Abyad, Ayn el-Arab, Haseke, Karaçok ve Sincar’ın da dahil olduğunu, Türkiye’ye engel olmak istendiği takdirde ABD askerlerinin bundan ‘zararlı’ çıkacağını kaydediyor.

Sadece adı farklı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye PKK’sının Donald Trump imzasıyla doğrudan teçhiz edilecek olmasına tepki gösterdi. Karadağ’ın başkenti Podgorica’da basın mensuplarına konuşan Çavuşoğlu, “YPG ve PKK ikisi de terör örgütüdür, hiçbir farkı yoktur. Sadece adı farklıdır ve bunların eline geçen her silah, Türkiye’ye yönelik bir tehdittir. Daha önce YPG’ye verilen silahların Türkiye’de PKK’nın elinde yakalandığını sizlerle de paylaşmıştık” dedi. PKK yönetimindeki ‘Suriye Demokratik Güçleri’nden terörist unsurların ayrıştırılmasını ve Rakka’ya Arap güçlerin girmesi gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Operasyonun başarısı için de bu çok önemlidir. Çünkü Rakka, yüzde 99 Sünni Arap şehirdir. Dolayısıyla Suriye içindeki şehirlerin geleceğini de iyi planlamamız lazım. Yani DAEŞ sonrasını da planlamamız lazım. Eğer Suriye’nin sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü destekliyorsak ve Suriye’nin istikrarını önemsiyorsak, özellikle Irak’ta yaptığımız hatalardan da ders alarak burada yanlış adımlar atmamamız lazım” diye konuştu.

Sonuçları dünyayı etkiler

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, ABD’nin Suriye PKK’sına (PYD/YPG) silah vermesinin başlı başına bir kriz olduğunu söyledi. 13. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı IDEF 2017’de NTV canlı yayınına katılan Işık, PYD/YPG’ye silah vermenin bölgede işleri zorlaştıracağını ABD’ye net olarak ifade ettiklerini söyledi. PYD/YPG’ye ağır silah verilmesinin ‘başlı başına kriz’ olduğunu kaydeden Işık, “Bunun bölgeye ve ABD’ye faydası olmaz. Bunun sonuçları sadece bölgeyi ve Türkiye’yi etkilemez. Sonuçları başta ABD olmak üzere bütün dünyayı etkiler. Türkiye’nin burada oyunu tek başına değiştirme gücü yok ama ulusal çıkarlarını koruma gücü var. YPG/PYD gibi terör örgütü unsurlarının katıldığı operasyona Türkiye’nin destek vermesini kimse beklememeli. PYD/YPG olmasa bu operasyon (Rakka) daha kolay yapılır. Bunları çekip yerine ÖSO’yu koyduğunuz zaman zaten sorunu çözmüş oluyorsunuz. Ama malesef buradaki askeri kaynaklar soruna mesafeli yanaştı ve ABD’nin kararı almasında sanıyorum belirleyici oldular” diye konuştu.

Açık bir meydan okuma

ABD’nin, PKK’ya verdiği silahları inkar etmeden terör örgütüne doğrudan sağlamasına yarayan skandal karar, Donald Trump tarafından onaylandı. Türkiye’ye açıkça meydan okuma anlamına gelen kararın, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Erdoğan-Trump görüşmesi öncesi ön heyet olarak ABD’de bulundukları güne denk gelmesi dikkat çekti. Diplomatik kaynaklar bu durumun dolaylı bir tehdit olduğu görüşünde. Pentagon’un direttiği kararın ABD Başkanı tarafından onanmasıyla birlikte PKK’ya zırhlı araçlar ve anti tank silahları artık daha çok ve hızlı şekilde verilecek. Bu durum DEAŞ’tan önce Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında Suriye’de bulunan yüzlerce Mehmetçiği ve binlerce muhalifi tehdit ediyor. TSK, harekat kapsamında Suriye içine yüzlerce tank sokmuştu. DEAŞ’a karşı mücadelede etkin sonuç veren bu tankları durdurmayı amaçlayan anti tank füzeleri, bugünden sonra PKK’ya çok daha fazla sayıda teslim edilecek. Kararı yorumlayan diplomatik kaynaklar ABD aklının Türkiye’ye, “Fırat Kalkanı Harekâtı’nı genişletmeye kalkışma. Tel Abyad veya Münbiç’e harekat planlama” mesajı verdiğini belirtiyor.

-YENİ ŞAFAK-

MEDYAGUNDEM

erdogan

Erdoğan’dan tarihi çağrı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti grup toplantısında İslam dünyasına ‘Kudüs’ü ziyaret edin’ çağrısında bulundu. AK Parti …

yunan

Krizin altından ABD çıktı

3 Temmuz 2017’de, Türk bandıralı ticaret gemisine Yunan Sahil Güvenlik botundan ateş açılmış, Yunan tarafı …

guardian

İngiliz gazete Erdoğan yalanını böyle yedi!

15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makalesini yayınlayan The Guardian gazetesi, kendi yaydığı “Kılıçdaroğlu yazınca Erdoğan yazmak …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir