Anasayfa / GENEL / Tuna’dan Taha Akyol’a hiciv dersi!
salih-taha

Tuna’dan Taha Akyol’a hiciv dersi!

Taha Akyol kusura bakmasın ama…

Şimdi bana “en ciddi köşe yazarı kimdir” diye sorsalar, hiç düşünmeden Taha Akyol derim. O derece ciddi bulduğum bir köşe yazarıdır yani.

Ondan daha “ciddi” yazarlar yok mu?

Var elbette.

Lakin onları da ben “ciddiye” alıp okumuyorum. Neyse.

Taha Akyol Hürriyet’teki köşesinde geçen gün “hiciv” yapmış.

Yanlış anlaşılmasın, hiciv yaptı, ciddiyetine gölge düşürdü, demiyorum. Tam aksine, “hiciv” çok ciddi bir iştir; paraşüte benzer; yanlış açarsan veya zamanında açamazsan çakılırsın.

Gelgelelim, Taha Akyol’un şimdiye değin hiç bir yazsında “hiciv” veya “ironiye” rastlamış değilim.

Belki de gözümden kaçmıştır. Bilemiyorum.

Ne ki, benim gözümden kaçmışsa, herkesin gözünden kaçmıştır. Zira Hergün gazetesindeki yazılarından beri nerde ne yazmışsa okumaya çalıştığım, çok önem verdiğim bir köşe yazarımızdır.

Birkaç yazısında “hiciv” yapıyor zehabına benim de kapıldığım oldu. Ama çok geçmeden yanıldığımı anladım.

Mesela, 1979 İran İslam Devrimi’nin ardından kaleme aldığı yazılarda, İranlıların Şii, bizim Sünni olduğumuzu, dolayısıyla “devrim” yapmayacağımızı adeta bir “teminatın” ifadesi olarak dercettiğinde “hiciv” yaptığını sanmıştım.

Yanılmıştım.

Çünkü gerek bu konunun devamı niteliğindeki yazılarında, gerek (Osmanlı ve İran ekseninde ele aldığı) “Mezhep ve Devlet” kitabında ne kadar ciddi olduğunu görmüştüm.

Sünnilerin Suriye’de yapacağı “devrimi” ulusça beklediğimiz şu günlerde, Taha Akyol’un “devrimler ve mezhepler” konusunda ne düşündüğünü doğrusu merak ediyorum.

Lafı daha fazla dağıtmayalım; şunu diyorduk: Taha Akyol yazılarında hicve yer vermeyen bir yazardır.

Ne olduysa oldu, “AKP ve CHP” başlıklı geçen günkü yazısına, “Sayın Başbakan’a önce şunu belirteyim, AKP diye yazmamda bir kasıt yoktur. Yazımın başlığı tek satır olsun diye öyle yazdım..” notunu düşerek başladı.

Herkes hayrete düştü.

“Yeminli Başbakan düşmanları” da bu fırsatı kaçırmadılar tabii. “Vay canına! Başbakan insanları ne kadar korkutmuş; Taha Akyol’un şu haline bakın..” dediler.

Taha Akyol da naçar şu açıklamayı yapmak zorunda kaldı: “İktidar partisinin adının kısaltılmış hali, resmi tüzüğüne göre ‘AK Parti’dir. Buna rağmen AKP denilse ne olur? Fakat Başbakan, AKP denilmesini düşmanlık sayıyor! Ben onun bu sert tavrını, ‘Başlığın tek satır olması için AKP yazdım’ diyerek hicvettiğimde, bazı keskin muhalifler, Başbakan’dan korktuğum falan için böyle yazdığımı zannettiler, çünkü önyargıları öyle… Halbuki ‘başlığın tek satır olması’ gibi ciddiyetsiz bir gerekçe hicivden başka ne olabilir?..” (07. 09. 2012, Hürriyet)

Sayın Akyol “şuncacık hicvi de mi anlamadınız; şaşarım aklınıza” demeye getiriyor ama biraz haksızlık yapıyor.

Şimdiye değin hiç “hiciv” yapmamış bir yazarın birdenbire “hiciv” yapması, ister istemez kafa karışıklığına neden olabilir.

Benim kafam karıştı, ne yalan söyleyeyim.

Malumunuz “hiciv” en çok baskıcı ortamları sever. Rahmetli Cemil Meriç’in ifadesiyle, “düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı” ortamlarda en çok başvurulan yöntemlerdendir.

Taha Akyol üstadımız 28 Şubat’ın ufunetli günlerinde (en sağlam duran aydınlarımızdan biri olarak) 28 Şubatçı paşaların canını çok sıkan onca yazısında bir kez olsun “hicve” başvurmadı da şimdi mi başvuruyor?

Hayırdır; bu hiciv sevdası da nerden çıktı?

Sayın Akyol, Başbakan’dan korktuğu için o notu düştüğünü söyleyenlerin yanı sıra

“Sen de mi hükümete düşmanlık kervanına katıldın!” diyenlerden şekvacı.

Diyor ki: “İki ‘taraf’ değil, adeta iki ‘cephe’ tablosu!”

Ne zaman bitaraf oldu da “iki taraf, iki cephe”den bahsediyor, bilmiyorum.

Benim bildiğim şudur: Taha Bey’in durduk yere bu “hiciv” sevdası, Cemil Çiçek’in nevzuhur “mutabakat metni”ne benziyor.

SALİH TUNA/YENİ ŞAFAK

MEDYAGUNDEM

kk

KK Berberoğlu konuşmasın diye mi yürüyor?

Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna’nın “Kılıçdaroğlu’nun ‘adaleti’ Zübük’ün ‘namazı'” başlıklı yazısı şöyle: Kılıçdaroğlu adına “adalet” …

teror

Terör yanaşmalarına anladıkları dilden!

Terör örgütlerinin sözde adalet yürüyüşüne destek vermesi gerçeğini sulandırmak isteyen Milliyet yazarı Mehmet Tezkan’a anlamlı …

kemal1

“İslamcı” sokağa kurulan kumpas!

Sabah gazetesinde Salih Tuna’nın “Son kumpas da kabak gibi ortaya çıktı” başlıklı yazısı şöyle… Kılıçdaroğlu‘nun …

1 Yorum yapıldı

  1. eee çerkezlik damarınız kabarırsa olacağı budur.ben şahsen türkiyedeki halkların çok ikiyüzlü olduğuna inanıyorum,çünkü içten kabilecilik anlayışı sonuna kadar devam ediyor.Kabilecilik yüzünden tarihte nelerin olduğuna bir bakın,zahmet olmaz ise!!!!!

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir