Anasayfa / ANALİZ / Tayyar’dan Özgürel için ‘MİT’Çİ’ iddiası
tayyar-avni

Tayyar’dan Özgürel için ‘MİT’Çİ’ iddiası

MEDYAGÜNDEM-  Şamil Tayyar Karayılan röportajıyla konuşulan deneyimli gazeteci Avni Özgürel ve sinema duayeni Filiz Akın’ın MİT’le ilişkisinin olduğunu iddia etti.

MEDYAGÜNDEM’in de “Türkiye’nin en derin gazetecisi” diye tanımladığı Avni Özgürel’le ilgili Tayyar  gazeteci Ömer Şahin’in Kanal A’da sunduğu “Görüş Farkı” programında şunları söyledi:

“Murat Karayılanla Avni Özgürel bir röportaj yaptı. Avni Özgürel için geçmiş yıllarda iddalar ortaya atıldı. MİT’le ilişkisi olduğuna dair iddalar atıldı. Doğruluk derecesini bilmiyorum, bilmediğim için de bir şey diyemiyorum. Fakat Abdullah Öcalan’ın MİT’e çalıştığını ilk söyleyen isimlerden birisidir. Ankara’da Kızılay bölgesinde MİT’e bağlı bir fikir ajansına girerken Abdullah Öcalan’ı gördüğünü söylüyor. Bunu zaten sonra kendisi de yazdı. Avni Özgürel daha sonra kaç yılındaydı şuan hafızamda değil, Beka Vadisine Abdullah Öcalanla röportaj için gittiginde o anısını hatırlatıyor, “Ben sizi falanca tarihte orada görmüştüm, o sizmiydiniz?” diye orada soruyor. Şimdi kendisi orda ne geziyodu bilmiyorum ama sonuçta geçmiş dönemlerde belli mahfillerde dolaştığınız zaman bu ister istemez oluyor.”

İŞTE ÖZGÜREL’İN AĞZINDAN MİT’LE İLİŞKİSİ

Radikal Gazetesi’nin 27 Ekim 2003 tarihli nüshasında Neşe Düzel’e konuşan Avni Özgürel, Öcalan ile MİT ilişkisine dair açıklamalar yapmışi orada kendisinin de ilişkisini deşifre eden sözler sarfetmişti.

Avni Özgürel söyleşide, Abdullah Öcalan’ın Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) paravan kuruluşu olan Türkiye Fikir Ajansı’nda çalıştığını anlatıyordu.

Özgürel, tarihini tam anımsamasa da Öcalan ile Türkiye Fikir Ajansı’nda 1966-67 yıllarında karşılaştığını ve bu sırrı da 1993 yılına kadar sakladığını açıklıyordu.

Neşe Düzel’in söyleşisindeki Öcalan-Özgürel karşılaşması şöyle:

***

-Daha sonra Öcalan’la, o PKK’nın başındayken karşılaştınız mı?

1993’e kadar hiç karşılaşmadım. 1993’te gazetecileri Bekaa’ya basın toplantısına davet etti. Panaroma’nın genel yayın yönetmeni olarak ben de gittim. Bizimki haftalık dergi olduğundan, basın toplantısından sonra Öcalan’la dergi için özel söyleşi de yaptım. O özel görüşme sırasında kendisine sordum. ‘Ankara’da İzmir Caddesi’nde Fikir Ajansı diye bir yer vardı. Yanlış hatırlıyor olabilirim ama birden bir şey çağrıştırdı. Bende seni orada gördüm gibi bir his uyandı’ dedim. Bana, ‘Yoo, doğru hatırlıyorsun. Ama ben bunları bir müddet sonra açıklayacağım’ dedi.

-Peki o ajansta bulunan biri mutlaka MİT elemanı mıdır?

En azından MİT’le irtibatlıdır. Türkiye’de güvenlik birimlerinin kurduğu bir organizasyonun içine, bir insan, hangi amaçla olursa olsun gelip gidiyorsa ve onun orada oturup kalkmasına kimse ses çıkarmıyorsa, o insan ya güvenilir biridir ya da görevli biridir. Başka ne olabilir ki?

REFİK KORKUD’UN DERİN BAĞI

Gazeteci Necdet Pekmezci  de geçtiğimiz yıllarda yaptığı bir araştırmada Türkiye Fikir Ajansı ve sahibi Refik Korkud’un derin izini sürmüştü. İşte o araştırmadan bazı bölümler:

***

Türkiye Fikir Ajansı ile ilgili resmi kayıtlar aslında 1950’li yıllara kadar uzanıyor.  MHP lideri merhum Alparslan Türkeş’in anıları Hulusi Turgut tarafından “Şahinlerin Dansı” başlığı ile kaleme alındı. Bu anılar daha sonra aynı isimle kitaplaştırıldı.

Bu kitapta Türkiye Fikir Ajansı ile ilgili ilk resmi kayda rastlamak mümkün.

Başbakanlık Müsteşarlığı koltuğuna oturan 27 Mayıs’ın Kudretli Albayı Alpaslan Türkeş’in ilk işi dönemin Başbakanlık Müsteşarı Salih Korur’un kasasını açtırmak oluyordu. Kasadan eski adıyla “Tahsisat-ı Mesture” olarak bilinen Örtülü Ödenek hesabının kayıtları çıkıyordu.

Salih Korur Demokrat Parti iktidarı yıllarında Örtülü Ödenek’ten değişik yıllarda kimlere, hangi kuruluşlara ne kadar para yardımında bulunduğu bu kayıtlarda yer alıyordu.

Listede Fikir Ajansı Sahibi Refik Korkud’a 1959 yılının Ağustos ayında 28 bin lira ödendiği görülüyordu…

Refik Korkud sahibi olduğu ajans adına çok sayıda kitap kaleme alıyor. Milli Kütüphane kayıtlarına göre, Korkud’un kaleme aldığı kitap sayısı 100’den fazla.

Korkud’un kaleme aldığı kitapların adları da birbirinden ilginç:

Milliyetçi Subaylar, Her şey Hürriyet İçin, Bulgaristan Şovenist Politikasını Sürdürüyor, Türkiye’de Milliyetçilerin 52 Metodu-Türkiye’de Komünistlerin 26 Metodu, Hürriyeti Seçenler, Komünist Bulgaristan’ın Dosyası, Hürriyet ve Demokrasiye Karşı Tehlike, Komünizme ve Sosyalizme Karşı.

Refik Korkud, kaleme aldığı kitaplarda genellikle soyadını kullanmıyor. Oysa soyadı Yiğitbaş.

Refik Korkud’un nüfus örneğinde başka ilginçlikler de var. Abdullah Öcalan’ı yanında “ofis boy”  olarak çalıştıran Korkud’un nüfus kağıdı suretinde doğum tarihi 1341 (1925) olarak görünüyor.

Soyadı:  Yiğitbaş

Ana adı: Fatma Nadide

Doğum yeri: Manisa

Dini: İslam

Mezhebi: Türk

Medeni Hali: Evli

Hane no: 26

Cilt no:5

Sayfa no:9

Ankara’da Namık Kemal Mahallesi muhtarlığından alınan bu nüfus cüzdanı suretinde eksik olan tek şey Refik Korkud’un baba adı.

Bir resmi kuruma verilmek üzere alınan nüfus cüzdanı örneğinde Korkud’un babasının ismi yok!

Refik Korkud’un sahibi olduğu ajans 1950’li yıllarda faaliyette. Ancak ilginçlikler sürüyor.  1959 yılında Başbakanlık Örtülü ödenekten 28 bin lira yardım alan Korkud, yine aynı adla bu kez şirketi 1967 yılında yeniden kuruyor ya da resmileştiriyor.

Avni Özgürel, Abdullah Öcalan’ı 1966-67 yıllarında bu ajansta gördüğünü söylüyor. Ayrıca ajansın İzmir Caddesinde faaliyetle bulunduğunu anımsadığını açıklıyor. Ajansın Ticaret Sicil Memurluğu’na bildirilen resmi adresi İzmir Caddesi değil, Çelikkale sokak (Şehit Adem Yavuz Sokak)

Korkud, 21/4/1967 tarihinde Ticaret Siciline Tescil Talebinde Bulunan Hakiki ve Hükmi Şahıslar İçin Ticaret Sicili Nizamnamesi’nin 29’uncu Maddesi Gereğince Belediyelere verilecek Tasdikname’yi dolduruyor:

Tasdiknameye göre:

Türkiye Fikir Ajansı Refik Korkud Yiğitbaş adına kayıtlı

İşletmenin yeri: Ankara

İşletmenin Mufassal Adresi: Çelikkale Sokak (bugün Şehit Adem Yavuz Sokak)15/1, Kızılay-Ankara

Kanuni İkametgâh Adresi: Çelikkale Sokak 15/3 Kızılay-Ankara

Refik Korkud’un kurduğu şirket Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 18 Mayıs 1967 tarihli nüshasında 16281 Sicil no ile yayınlanıyor.

Bu arada Korkud ile ilgili ilginçlikler bu kadarla da kalsa iyi. 70’li yıllarda Refik Korkud MHP’nin yayın organı Hergün gazetesinde boy gösteriyor. Korkud, bu gazetede günlük köşe yazısı yazıyor.

Radikal gazetesinin 27 Ekim 2003 tarihli nüshasında Neşe Düzel’in gazeteci yazar Avni Özgürel ile yaptığı söyleşiden bir bölüm:

-Siz, Abdullah Öcalan’ı MİT’e bağlı bir şirkette çalışırken görmüşsünüz okuduğuma göre. Doğru mu bu, gördünüz mü gerçekten?

Benim gençliğim milliyetçi derneklerde geçti. 1965’te üniversite öğrencisiyken Türk Ocakları’ndan ayrılıp İkinci Kuvay-ı Milliye diye kendi derneğimizi kurduk. Biraz MHP’ye, biraz Adalet Partisi’ndeki sağ milliyetçi kanada yakın bir öğrenci hareketiydi bu. Ayrıldığımız Türk Ocakları ise daha entelektüeldi, sokak kavgasını onunla sürdüremezdik. O dönemde Türkiye’de, özellikle gençlik arasında sol hareket gelişiyordu. Devlet de sağda, ‘milliyetçi’ diye isimlendirdiği gençlerin örgütlenmesini yüreklendiriyordu. Komünizme karşı bazı materyeller geliyordu ve biz de bunları dağıtıyorduk.

-Bu yayınların size devletten geldiğini biliyor muydunuz?

Tabii. Bu yayınları veren kuruluşlardan biri de Refik Korkud’un Fikir Ajansı’ydı. Bu tür neşriyatı dağıtmak için kurulmuştu. Ankara’da İzmir Caddesi’nde bir binanın bodrum katındaydı.

-Siz oraya niye gidiyordunuz ?

Hem dağıtacağımız neşriyatı almaya gidiyorduk, hem de bildirilerimizin çoğaltma işini orada yapıyorduk. Bizim yaşlarda bir genç vardı. Ajansa gittiğimde onu orada görüyordum. 1966, 1967 yıllarında ajansta gördüğüm o genç, hayal meyal hafızamda kalmış. Yıllar içinde Abdullah Öcalan’ın resimlerini medyada gördüm ama insanlar yaşla birlikte değişiyor tabii. Ancak 1993’te Öcalan’la yüz yüze geldiğimizde bende birtakım çağrışımlar oldu.

-Bu yerin MİT’e ait bir yer olduğunu nereden biliyorsunuz?

Biliyoruz. O dönem sadece bu ajanstan değil, başka kurumlardan da bu nevi yayınları alıyorduk. Milliyetçi gençliğe her biri farklı amaçla el atmış başka kuruluşlar da oldu o dönemde. Mesela Türkiye Çiftçi Teşekkülleri Federasyonu gibi birtakım kuruluşlar kuruluyor ve bunlar komünizme karşı özel yayınlar çıkarıyordu.

-Daha sonra Öcalan’la, o PKK’nın başındayken karşılaştınız mı?

1993’e kadar hiç karşılaşmadım. 1993’te gazetecileri Bekaa’ya basın toplantısına davet etti. Panaroma’nın genel yayın yönetmeni olarak ben de gittim. Bizimki haftalık dergi olduğundan, basın toplantısından sonra Öcalan’la dergi için özel söyleşi de yaptım. O özel görüşme sırasında kendisine sordum. ‘Ankara’da İzmir Caddesi’nde Fikir Ajansı diye bir yer vardı. Yanlış hatırlıyor olabilirim ama birden bir şey çağrıştırdı. Bende seni orada gördüm gibi bir his uyandı’ dedim. Bana, ‘Yoo, doğru hatırlıyorsun. Ama ben bunları bir müddet sonra açıklayacağım’ dedi.

-Peki o ajansta bulunan biri mutlaka MİT elemanı mıdır?

En azından MİT’le irtibatlıdır. Türkiye’de güvenlik birimlerinin kurduğu bir organizasyonun içine, bir insan, hangi amaçla olursa olsun gelip gidiyorsa ve onun orada oturup kalkmasına kimse ses çıkarmıyorsa, o insan ya güvenilir biridir ya da görevli biridir. Başka ne olabilir ki? Başka şey olamaz.

-Öcalan, eski eşi Kesire’nin babasının MİT’le ilişkisi olduğunu söylemişti. Öcalan’ı siz MİT’le irtibatlı bir büroda gördüğünüzü söylüyorsunuz. PKK’nın kuruluşunda rol alan pilot Necati’nin MİT ilişkisinden gene Öcalan söz etmişti. PKK’nın kuruluş aşamasında bu kadar çok MİT bağlantısından söz edilmesini nasıl açıklıyorsunuz?

Abdullah Öcalan ideolojik formasyonu zayıf biri. Ama Türkiye’de o dönemde İbrahim Kaypakkaya diye ideolojik formasyonu çok güçlü biri de vardı. Eğer Kürt hareketi düşünce planında onun gibi radikal bir kadronun kontrolünde olsaydı, Türkiye’de çok ciddi sıkıntı yaşanırdı. Onunla mücadele etmek zorlaşırdı. Oysa Öcalan her türlü işbirliğine gelen pragmatik biri. Onun, Kürt hareketinin başında olması bizim devletin de işine geldi.

***

medyagundem.com

MEDYAGUNDEM

ozgur

Al sana kapak babasının kemiklerini sızlatan Nişantaşı bebesi!

Uğur Mumcu’nun oğlu olan gazeteci Özgür Mumcu, sosyal medya hesabından “Bir lider bin odasında bin …

fatih

Palavracı Altaylı’ya hesap sorun!

AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, FETÖ soruşturmalarını yürüten bir savcının ‘Halen görevde olan 12 …

damatlar

FETÖ mücadelesi iki damadın arasına sıkıştı kaldı

Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Bülent Arınç ve Kadir Topbaş’ın damatlarının tahliye edilmesinin FETÖ …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir