Anasayfa / GENEL / Taşeron örgütü kimler devreye soktu?
taseron-orgut

Taşeron örgütü kimler devreye soktu?

İmralı süreci ve başarılı operasyonlarla PKK’nın bölgede denklem dışı kalacağını gören ülke ve odaklar, terör örgütü DHKP-C’yi harekete geçirdi. ABD Büyükelçiliği’ne saldırı gibi zaman ayarlı eylemler yapan örgütün yeniden uyandırıldığına dikkat çeken uzmanlar, ‘PKK ne zaman gerilese, taşeron DHKP-C harekete geçer. Terör tahterevallisi bir kez daha harekete geçti’ uyarısı yaptı.

Türkiye’de gerçekleştirilen terör saldırıları, örgütlerle ilgili ‘tahterevalli eğrisi’ni gözler önüne seriyor. Terör örgütü PKK’nın ‘silah bırakma’ kararı alacağının konuşulduğu şu günlerde DHKP/C üyesi Ecevit Şanlı’nın gerçekleştirdiği saldırı, uyuyan örgütlerin bazı odaklar tarafından yeniden uyandırılmaya çalışıldığını gözler önüne serdi. Terör sorununun halli için MİT koordinesinde İmralı sürecinin ilerletilmesi, PKK’nın denklem dışına itilmesini sağladı. Sorunun tamamen çözümü ihtimalinin belirmesiyle birlikte çoktandır ‘uykuda’ olan bazı sol örgütler uyandırılarak yeniden tedavüle sokuldu. Suriye ile sürmekte olan kriz de, Türkiye’nin yeni sorunlarla boğuşmasını amaçlayan karanlık odakların ekmeğine yağ sürdü. Amerikan Büyükelçiliği gibi simge bir yere bombalı saldırıda bulunarak ‘Ben de varım’ mesajı veren DHKP/C, silah bırakma hazırlığındaki PKK’nın militanlarını ‘devşirmek’ için harekete geçti.

PKK-DHKP/C ARASINDAKİ GARİP İLİŞKİ DURUMU

1982 yılından bu tarafa 30 yıllık süreçte DHKP/C ile PKK arasında bu süreçte bir çeşit tahterevalli durumu yaşandı. Tahterevallide birinin aktif olduğu ve ağır geldiği durumlarda diğerinin pasif durumda kaldığı, birinin ateşkes ilan ettiği hallerde diğerinin eylemlerini artırdığı gözlendi. Bu durum, emniyet birimlerince örgütler arasında ‘tahterevalli durumu’ olarak nitelendiriliyor. PKK’nın eylemlerini artırdığı 1990’lı yılların başından itibaren DHKP/C gibi örgütlerin eylemlerini azaltması, bunun yanında PKK’nın ‘eylemsizlik’ durumuna geçtiği 1999-2004 arasında DHKP/C’nin hortlaması dikkat çekti. Militan temini konusunda PKK’nın Kürtleri, DHKP/C’nin ise Alevileri kendine hedef kitle olarak belirlemesi, zaman zaman da bu alanda rol çalma yarışı iki örgütü bazen karşı karşıya bile getirdi.

İMRALI SÜRECİ ÇÖZÜM YOLUNA GİRİNCE…

Terör sorununun çözümü için İmralı ile görüşmelerde sağlanan ilerleme, yasadışı sol örgütleri yeniden hareketlendirdi. Özellikle DHKP/C, PKK’nın silah bırakma ihtimaline karşı, bölücü örgütteki militanları devşirmek için girişimlerde bulundu. Bunun yanında adını duyurma amacıyla sansasyonel eylem hedefinde olan yasadışı sol örgütün Yunanistan ve Almanya’daki militanlarını eylem için yurda sokması, PKK’nın boşalttığı yeri doldurma adına yeni terör ihaleleri alma girişimi olarak yorumlandı.

EMNİYET 2002’DEN BERİ CANLI BOMBA AVINDA

DHKP/C’nin 2002 yılından itibaren eylemlerini hastalıklı militanları kullanarak ‘canlı bomba’ şekline dönüştürmesi emniyet birimlerini de harekete geçirdi. Ölüm oruçlarıyla birlikte sağlık durumları bozulan ya da psikolojik durumları sıkıntıda olan militanları, ‘cesaret hapları’ eşliğinde ölüme yollayan örgüt, özellikle kamu binaları, polis merkezleri ve ABD temsilciliklerini hedef seçti. Örgüt, militanlarını kaybetmeyi göze alamadığı durumlarda ise LAW silahlı ya da roketatarlı saldırıları tercih etti. DHKP/C, sansasyonel eylemler için ise, hasıraltında tuttuğu canlı bombaları devreye soktu. 2005’te Adalet Bakanlığı’na yönelik intihar eylemi, 2009’da ise eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’e Bilkent Üniversitesi’nde düzenlenen saldırı, DHKP/C’nin ABD Büyükelçiliği eyleminden önceki saldırıları olarak kayıtlara geçti.

Geçmişten bugüne taşeron

Ankara’daki terör saldırısını değerlendiren Polis Akademisi Başkanı Doç. Dr. Süleyman Özeren, ‘DHKP-C zaman ayarlı bir terör örgüttür. Konjonktür olarak yabancı istihbaratın kullanmış olduğu bir örgüttür’ dedi. Örgütün hedefinin Türkiye’de çözüm sürecini baltalamak olduğuna dikkat çeken Özeren, ‘Başbakan çok önemli bir noktaya değindi. ‘Terörist teröristir’ diyor. Bu bütün terör örgütleri için geçerlidir. Bu yeni süreci engellemeye çalışabilirler. Buna karşı duyarlı olarak yürümek lazım’ diye konuştu.

Yeniden piyasada

Araştırmacı-Yazar Hakkı Öznur: ‘DHKP-C geçmişten bugüne taşeron bir örgüt. Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isteyen küresel güçlerin maşası. Bu eylemler kesinlikle Türkiye’ye yönelik bir operasyondur, ancak bu tarz eylemler DHKP-C’yi de PKK’yı da aşar. Bunlar birer paravandır. Arkasında da dış güçler vardır.’

Hedef çözümü baltalamak

Emekli Albay Mithat Işık, DHKP/C’nin bombalı saldırısında amacın, Türkiye’deki huzur ortamını bozmak olduğunu dile getirdi. Terör sorununda çözüm sürecine girilmişken ve PKK’lıların sınır dışına çıkacağı konuşulurken böyle bir eylem yapılmasının dikkat çekici olduğunu belirten Işık, ‘Türkiye huzur ortamına doğru gidiyordu. ABD ile ilişkiler daha iyi seviyelere geldi. DHKP-C yaptığı eylemle Türkiye’nin huzurunu bozmak istiyor’ diye konuştu. Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş ise DHKP/C’nin son saldırıyla birlikte ‘adını duyurma ve kendini yeniden öne çıkarma’ amacında olduğunu vurguladı.

Türkiye ile hesabı olanlar var

Ankara Strateji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özcan: ‘DHKP-C’nin eylem yapmasını gerektirecek bir ortam Türkiye’de yok. Örgüt bu eylemle kendine yeni bir cephe açmış oldu. Terör sorunu çözüm sürecinde. Bu eylemle Türkiye’nin terörden kurtulmayacağı mesajını vermek istediler. Türkiye’nin bir şekilde terör belasından kurtulmasını istemeyen, Türkiye ile hesabı olan ülkeler böyle bir eylemi tetiklemiş olabilirler.’

Saldırının sponsoru Suriye

Terör Uzmanı Dr. Nihat Ali Özcan: ‘Türkiye terörle yaşayacak. O biter, başka biri başlar. Yakın gelecekte terörü sıfırlamak mümkün gözükmüyor. Türkiye ne kadar büyürse bu hadiselerle o kadar çok karşılaşacağız. Eylemleri azdıran bazı sebepler de var. Suriye konusu mesela… Bu örgütün Şam’la tarihsel ortaklıkları var. Son eylemin sponsorunun Suriye olduğunu söyleyebiliriz. Olay Suriye ile doğrudan ilgili.’ (Yeni Şafak)

MEDYAGUNDEM

kk2

KK ile PKK aynı yalanı söylüyor

PKK elebaşısı Mustafa Karasu ile Kılıçdaroğlu aynı ağızdan konuşarak 15 Temmuz’u değil, OHAL’in ilan edildiği …

basbaglar

Başbağlar katliamında FETÖ’nün rolü

Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993 akşamı gelen terör örgütü mensupları, kadınları …

merkel

Almanya’dan “PKK bizi nasıl haraca bağladı” raporu

Almanya’da iç istihbarat servisi, PKK’nın Almanya’da topladığı paranın son 10 yılda iki kat arttığını bildirdi. …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir