Anasayfa / GENEL / Sururi’den akla ziyan sözler!
gulriz-sururi

Sururi’den akla ziyan sözler!

Geçtiğimiz günlerde Habertürk’te Balçiçek İlter’in Söz Sende adlı programına katılan tiyatrocu Gülriz Sururi meslektaşı Halil Ergün’ün AK Pati’ye oy verdiğini duyunca şok yaşamıştı. T24 sitesine de bir röportaj veren Sururi’nin sözleri tek kelimeyle “vah vah vah” dedirtti.

Bakın Sururi neler söyledi:

“Benim için Atatürk’ün ‘Nutuk’u dünyaya inmiş son kitap” 

– Peki Atatürk bugün gelse 1920’lerdeki politikalarını aynen izler miydi, yoksa döneme göre değişikliğe gider miydi sizce?

Ben bu soruyu almamış olayım. Çünkü benim için Atatürk’ün “Nutuk”u dünyaya inmiş son kitaptır.

– Siz de kendi kutsalınızı mı yaratıyorsunuz?

Olabilir. Halkımızı daha iyi tanımaya başlayınca Atatürk’ün dehasının sandığımdan da daha yukarıda olduğunu gördüm.

‘Tesettürlü kadınlara Nişantaşı kafelerinde oturmaları emredildi’

– Başı açık kadınlara “etek dediğin diz altı olmalıdır” gibi nasıl giyinmesini söyleyenlerin yaptıklarını siz de şimdi başörtülülere yapmış olmuyor musunuz?

Hayır. Bakın, insanlar hür iradeleriyle kapanabilir. Bunu kabul ediyorum. Ancak 10-12 yıl önce bunlar neredeydi? Sistematik olarak geldiler. Nişantaşı kafelerinde oturmaları emredildi, oralarda oturdular. En beklenmedik restoranlara, en beklenmedik kafelere, sinemalara, tiyatrolara her yere yayıldılar. Örtünmek çok kolaydır, giyinmek zor. Onları giydiremiyorsan sokarsın bir çarşafın içine, her açıdan susturursun, erkek karşısında da yok edersin.

‘AKP’den önce ne Kürt sorunumuz vardı, ne Kıbrıs sorunu’

Şöyle düşünüyorum; bu ülkede hiç sorunsuz yaşıyorduk. Tabii ki her zaman çok sorunlarımız vardı. Yüzyılların borçları vardı Türkiye’nin sırtında ama AKP iktidara gelmeden önce ne Kürt sorunumuz vardı gündemde, ne Kıbrıs sorunu, ne ekonomi sorunu, ne tesettür. Bir sürü şey yoktu. Ne ırkçılık hikâyesi, ne azınlıklarla uğraşmak. Kimse kimseye düşman değildi; komşularımızla da öyle. Bütün hudutlarımızda sulh ve sükun içinde yaşıyorduk.

– Herkesin o kadar sükunet içinde yaşamadığı da ortaya çıkmış olabilir mi? Saydığınız sorunların hiçbirinin başlangıç tarihi 2002 değil.

Her zaman sıkıntımız olmuştur, özellikle dış güçlerden. Bana kalırsa, 1950’lerde Amerika’yla bir gizli anlaşmalar hikâyesi başlamıştır. Bu Süleyman Demirel döneminde çok yüzeye çıkmıştır. Ama Amerika da bugünkü Amerika olmadığı için o zaman çok daha makul şekilde oluyordu bu işler. Kıbrıs’a Türk askerinin gönderilmesi, Mehmetçiklerin şehit edilmesinde tabii bizim de Rumlar, Türkler olarak yanlışlarımız söz konusudur. Mesela Şan Tiyatrosu’nun, AKM’nin yanışı… Tabii ki bunların altında bir sürü şeyler vardı; ama biz bunları görmezden geliyorduk. Kürt sorunu 50 yıldır, 100 yıldır var, ama aslında yoktu.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir