Anasayfa / ANALİZ / Sırada gazetecilik kılığına girmiş şantaj kasetleri var!
ogur-taraf

Sırada gazetecilik kılığına girmiş şantaj kasetleri var!

Gayretullah’a dokunma, yanarsın…

YILDIRAY OĞUR/TÜRKİYE GAZETESİ

1 Temmuz 2008 günü gözaltına alınan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un Ankara Kazakistan Caddesi üzerindeki evinden neredeyse devletin bütün gizli irtica arşivi çıktı. 2. Ergenekon İddianamesi’ne göre evden çıkan belgeler arasında şunlar da vardı:
“Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın doğum yeri olan Güneysu ilçesi hakkında bazı bilgilere yer verilen ‘çok önemli dosyalar, Jandarma Hayribaba Kadiri Tarikati Ayini.pdf’ isimli 23 sayfalık dokümanda J.Genl. K. İstihbarat Başkanlığı Aşırı Sağ Faaliyetler Şube Müdürlüğü Ankara Keçiören Bağlum kasabası Hayribaba Camii’nde Kadiri Tarikatının düzenlendiği zikir ayinleri dosyası, ‘MGK 24 Haziran Nurculuk Faaliyetleri ve FG Genelkurmay Bşk. Takdim Metni. pdf’ isimli 10 sayfalık dokümanda MGK’nın 24 Haziran 2004 tarihli toplantısı nurculuk faaliyetleri ve Fethullah GÜLEN konulu gündem maddesi için Genelkurmay Başkanlığının takdim metni, “mgk kararı.pdf” isimli 1 sayfalık dosyada 25 Ağustos 2004 tarihli MGK kararı…”
Dün eski gazetem, veda yazısında müjdesini önceden verdiğim, antikalarını elden çıkarmaya o belgeyle başladı. MGK kararlarının yayınlanması suç. O yüzden iddianamelerde ve eklerinde kararlar yer almıyor. 2008 yılından beri polisin ve savcılığın elinde bulunduğu anlaşılan “Fethullah Gülen Grubu’nun faaliyetlerine yönelik alınması gereken tedbirler”le ilgili Haziran 2004 MGK’sında sunulup, Ağustos 2004 MGK’sında imzalanan tavsiye kararı, altında Başbakan Erdoğan’ın da imzası olunca, bir anda anakronizmin dibine vurulma pahasına dershanelere bağlanıp elden çıkarıldı…
İyi de oldu. Geçmiş hatıralar canlanırsa belki herkes biraz daha kendine çekidüzen verir.
Raporu MGK’ya sunan kişi tanıdık. Zehirlenmemek için sefer tasıyla işe giden, cemaat çevrelerinde de epey popüler olan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök. Herhalde onun adı da artık “kötü adamlar” listesine alınır.
Kaynak Yayınları’nın çıkardığı Genelkurmay Belgelerinde Fethullah Gülen kitabına bakılırsa 1994’ten bu yana Genelkurmay Gülen hareketini takip ediyor ve bütün gelen giden hükümetleri onlara karşı uyarıyor. Öfkeli laik amcaların elinden çıkma raporlar tam bir komedi. Asker uzun süre Cemaati İrancı zannetmiş. 1997’den sonraki neredeyse bütün MGK’larda hükümetlerin önüne irtica başlığı altında Gülen Cemaati tehlikesi getirilmiş. Mart 1998’de, Haziran 1999 MGK’larında Başbakanların önüne kalın cemaat tehlikesi raporları konmuş. 2004 Haziran’ındaki toplantıda sunulan rapor Genelkurmay Harekât Başkanlığı’nın hazırladığı Haziran 2004 tarihli HRK3590-04GHD numaralı rapor. Raporda dershanenin kelimesi dahi geçmiyor. Raporun temel derdi: Fethullah Gülen grubuna karşı devlet ortak tavır almalı. Yani mesaj iktidara; almıyorsunuz, almalısınız. Tabii bu aynı zamanda adı dinciye çıkan Genelkurmay Başkanı’nın “erkeklik” sınavı da verdiği bir MGK olmuş. Hükümetin tavrını ise şöyle özetlemek mümkün: Yav he he…
O günkü MGK’nın havasını bizzat bulunup hatta bir konuşma da yapan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in, yıllardır herkesin gözü önünde duran günlüklerinden okuyalım:
“Güzel bir toplantı oldu. Bu toplantıyla ilgili zabıtlar EK’de olduğu gibidir. Zannediyorum oldukça ağırlığımızı koyduk. DEP’liler konusunda Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı hükümet kanadına çok ağır şekilde yüklendiler. Fethullah Gülen konusunda Genelkurmay Başkanı oldukça ağır bir konuşma yaptı ve hükümeti suçladı. Eğer siyasi irade konup bu konunun üstüne gidilmezse bir felaket olacağını belirtti. Irak konusunda çok hassas bir görüşmeydi… Kıbrıs konusu yine gergin oldu.. Bütün bu konularda hep beraber hükümet tarafına tepki gösterdik. Genelkurmay Başkanı ilk defa bu kadar sert konuşmalar yapıyordu. Toplantıyı bitiremedik. Altı saate yakın süren toplantıda bir maddeyi bir dahaki toplantıya bırakarak dağıldık. Toplantı süresinde bir ilginç olay yaşadık. Daha önce gazetelerde MGK Fethullah Gülen’i görüşecek diye yazmışlardı. İçişleri Bakanı herhalde bu görüşmeler sırasında kendi bakanlığındaki durum da dile getirilir diye bir yazılı konuşma hazırlamış. Gerçekten de elimizde İçişleri Bakanlığı’ndaki kadrolaşmanın ne kadar vahim olduğuna dair birçok bilgi ve belge vardı. O da bu durumu tahmin etti herhalde ve bu konuşmayı bir savunma olarak hazırladı. İlk ve en ağır konuşmayı Genelkurmay Başkanı yaptı, sonra ben konuştum. Sonra İçişleri Bakanı söz aldı. Bizden veya salondaki başka hiç kimse bu konuya dokunamadı. Normal olarak da onun savunmasına gerek kalmadı. Ama bakan toplantıdan o kadar uzakta ki sanki birileri konuşurken onun bakanlığına sataşmış gibi kendini savunmaya ve yazılı nottan hiçbir değişiklik yapmadan okumaya başladı. Hepimiz içimizden güldük. “
Askerlerin işte böyle siyasetçilerle dalga geçtiği, onlara racon kestiği günlerdi. Kötü günlerdi. Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven, Balyoz planlarının havalarda uçuştuğu günler… 24 Ocak 2004’te askerlerin Erdoğan’ı karşılarına alıp, neredeyse sorguladıkları toplantının notları Ergenekon İddianamesi’nden okunabilir. Dönemin MGK Genel Sekreteri’nin dönemin Başbakanı Gül’e “Ben senin yerinde olsam, karının örtüsünü çıkarırım. İnsan karısına hakim olamaz mı” bile diyebildiği günler. Gül de hak ettiği cevabı vermiş komutana. Bir keresinde Erdoğan’ın Eruygur’a böyle bir MGK’da çok kızıp “kes ulan” dediğini, daha yakın zamanlarda Koşaner’e “Otur oturduğun yerde” diye çıkıştığını hatıralardan öğrendik. Başbakanların askerlerin YAŞ’ta irtica yüzünden ordudan attığı askerlerle ilgili kararlara ancak şerh koyabildiği yıllar…
Çekilmezse kamuoyu önünde bir teğmene tokat attırılmakla tehdit edilen Erbakan’ın o imzaları attıran, aylar sonra bir kaset operasyonuyla linç edilecek Fethullah Gülen’in hükümeti istifaya davet ettiren işte bu haklı korkulardı…
Peki sonra ne oldu? O MGK’nın üzerinden bir ay geçtikten sonra AK Parti hükümeti AB reformlarıyla MGK’yı tasfiye etti. Kırmızı Kitap’tan irtica tehlikesini çıkardı. MGK’nın başına bir sivili atadı. TSK, beş yıl AKP’yi o tavsiyelere uyması için beklemiş, sonra da çok kızıp ikisini birden bitirmeye karar vermiş olacak ki 2009’da AKP ve Gülen’i Bitirme Planı ortaya çıktı. Bu arada AK Parti kapatılıyordu az kalsın. Gerekçelerden biri de Gülen cemaatiyle ilişkilerdi. Herhalde bu planlar, bu imzalar yıllardır bir kol uzağında duran cemaat, boşuna mezardan ölüleri, Kamboçya’dan öğretmenleri kendisine tuzaklar kuran AK Parti için seferber etmedi. Bu arada cemaatin bitmediğini, en son Türkçe Olimpiyatı’nda Başbakan’ın konuştuğunu unutanlara hatırlatalım. Bir de 2004’teki o belgeyi imzalayan askerlerden üçünün tutuklandığını, birinin itirafçı, birinin cemaatçi ilan edildiğini hatırlayıp kim kimi bitirdi sorusuna daha adil cevaplar bulmaya çalışalım.
Fitne kelimesi artık epey demode. Bu kavganın alıcısı çok. Çekirdekler, mısırlar hazırlanmış herkes yılbaşında Nesrin Topkapı’yı bekler gibi sıradakini bekliyor. Sırada gazetecilik kılığına girmiş şantaj kasetleri var. Galiba olan biten henüz Gayretullah’a da dokunmadı.
Halbuki 25 Haziran 2004 günü, O MGK zirvesinden bir gün sonra Özden Örnek günlüğüne şöyle yazmış:
Dün akşam MGK’daki yemekten zehirlendim…

MEDYAGUNDEM

taraf-altan

FETÖ’nün kumpas gazetesi satılık!

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) aralarında Taraf gazetesinin de bulunduğu 8 adet basın yayın kuruluşuna …

kiraz

Yine Anadolu Adliyesi yine skandal karar

İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde 31 Mart 2015 günü DHKP-C’li teröristlerce hain bir şekilde şehit edilen Cumhuriyet …

taraf

FETÖ paçavrasının sahibi için yakalama kararı

FETÖ tetikçisi Taraf’ın imtiyaz sahibi Başar Arslan hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Yapılan incelemede ise Arslan’ın …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir