Anasayfa / GÜNDEM / Sezai Karakoç Türkiye için kurtuluş reçetesini açıkladı!
sezaikarakoc

Sezai Karakoç Türkiye için kurtuluş reçetesini açıkladı!

Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı Sezai Karakoç, partisinin İstanbul merkezinde konuştu. Karakoç Türkiye için “kurtuluş reçetesi”nin İslam alemini kapsamaması halinde büyük bir çöküşün altını çizdi. Bugün İslam dünyasının yaşadığı büyük kaosa dikkat çeken Karakoç’un konuşmasından satırbaşları şöyle:


SEZAİ KARAKOÇ’UN KONUŞMASINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

TEK BİR ÇİZGİYE SAPLANMAMALIYIZ

Altyapı siyasettir veya ekonomidir veya bunlar değildir veya sadece inançtır veya sadece bilgidir böyle bir tek çizgiye, bir tek renge irca etmemeliyiz yolumuzu. Biz toplumda yaşıyoruz, dünya üstünde yaşıyoruz, bunların hepsi her insan için hem de toplum için gerekli şartlardır.  Bunların bütünün bir ahenk içinde barındıracak bir sistemle yaşamak için gayret göstermemiz lazım. Birine ağırlık verirseniz insanlar bölünürler, birbirlerini kırarlar, sırf ekonomi derseniz sınıflar doğar güçlü güçsüzü ezer, sırf din derseniz görülmüştür bir sınıf doğmuştur ruhban sınıfı, insanlar inançlarından dolayı engizisyon işkencelerine tabi tutulmuştur.

Onun için Kur’an’da, “Dinde rahiplik yoktur” diyerek ona da bir bent koymuş. Her konuyu abartmadan yaşamak, her gücü yerli yerinde kullanmak, bütün bunları da bir nevi ahenk içinde tutmak önemlidir.

İNSANLIK İÇİN ÇOK BÜYÜK ZARARLAR BÖYLE DOĞDU

70’li yıllarda gördük sosyalizmi yeni görmüş ve o yüzden de bambaşka bir şey zannedip din gibi sarılmış insanlarla milliyetçiliği o şekilde yorumlayan gençleri birbirlerine kırdırdılar. 10 yıl anarşi ve terör yaşadık. Halbuki bunlar fikirlerdir. Milliyetçilik toplumuzun ırkımızın değerini bilmekse tabii ki bileceğiz. Dilimizin, geçmişimizin atalarımızın değerini bileceğiz. Biz bunu bilirken diğer insanlar da kendi dillerini ve ırklarının değerini biliyorlar. Onun için birbirimize saygı göstereceğiz, bunu abartıp “ari insan”, “üstün ırk” demek doğru değil. Her ırk, hepimizin ırkları muhteremdir, değerlidir. Bir başkasına zarar vermemek onun ırkına veya milliyetine saygılı olmak şartıyla kendinizkini sahiplenecek ve onu değerlendireceksiniz.

Bu aynı şekilde ekonomi için de böyledir, diğer değerler için de böyledir. Çağımızda kapitalizm, sosyalizm daha evvel yaşandı faşizm, nazizm gibi ideolojiler veya ırkçılık bunun gibi bir tek şeye saplanıp sadece bir yerde hareket ederek ortaya atılan sözde fikirler tabiikidir ki insanlar için çok büyük zararlar ve savaşlar doğurmuştur. Halen Afrika’da kabileleri birbirlerine kırdırıyorlar. Bugün Ortadoğu’da, İslam ülkelerinde olan kırımlar. Dış etkilerle, dıştan ayarlanmış katliamlar. Birbirine kırdırmalar, bütün bunların kökünde insanoğlunu ihtiyacı olan bölümler yani inanç, kültür, ekonomi, siyaset, sanat bütün bunların sadece birine saplanıp ondan sonra insanları toplayıp diğerlerinin üzerinde tahakküm kurmak isteğinden doğmuştur.
BATI KENDİNİ TEK BİR MEDENİYET GİBİ GÖRÜYOR
İnsanoğlu hepsi nihayet Allah’ın yarattığı bir cins varlıktır ve bunda kimsenin kimse üstünlük iddia etmeye imkan yoktur. Sınırlar belli herkes aşağı yukarı eşit. O yüzden bu türlü tahakküm hırsı ve bunu da kalkıp bir tek yola dayayıp sanki mutlak bir hakikatmiş gibi öne sürmek yanlıştır. Bugün batı medeniyeti de kendini tek ve gerçek medeniyet gibi sunuyor, diğerlerini tanımıyor halbuki geçmiş, tarih bunu yalanlıyor. Bir Doğu medeniyeti, bir İslam medeniyeti bir de Batı medeniyetleri var. Batı medeniyeti de tek değil birçok medeniyetten oluşan bir gruptur. İslam medeniyetleri dahi birtakım sosyolojide varyasyon denilen gruplara ayrılmıştır. Bir Hint İslam medeniyet, bir Maveraünnehir medeniyeti, bir Ortadoğu’daki medeniyet ortak noktaları bulunmakla beraber aralarında farklılıklar da görülmektedir.
Bizim kendi medeniyetimiz, görüyoruz 1400 senedir bunu yaşıyoruz bütün bu ihtiyaçların birine saplanmamış hepsini altın oranda bir araya getirip,  insanoğlunun hırsını da kontrol altına almış ve bundan da İslam medeniyeti, İslam toplumu doğmuştur. Eğer gerçekten kendimizi bulursak ve dışarda olan bu ihtiras fırtınalarını durdurursak yeniden insanlığın gerçek huzur ve mutluluğunu sağlayacağını göreceğiz. Bunun için birinci şart abartılardan oluşan ve nisbi olduğu halde mutlak gibi sunulan, dini olmadığı halde diniymiş gibi varlık bulan ideolojilere kapılmamak gerektiğidir.
Bugün Irak’ı ele geçirmek için Batı’nın sarf ettiği para belki 100 yıldır Irak’ın petrolünden onu karşılayamayacaktır ama o hırs o parayı sarfettiriyor ve insanların sefaleti pahasına bütün dünya ekonomisini batırmak mümkün oluyor. Bu bakımdan öncelik yalancı idelojileri aslında belli bir soyutlama ile ortaya çıkan tam gerçeğe tekabül etmeyen bu sistemleri bertaraf etmek lazım kafamızda, ruhumuzda. Onlara kapılmamamız lazım. Kendi ideolojimizi atalarımız ortaya koymuş.
SADECE TÜRKİYE İÇİN KURTULUŞ REÇETESİ YOK 
60 yıldır sözde demokrasiyi, çok partili düzeni yaşıyoruz aslında bir didişme, boğuşmadan öteye geçemiyoruz. Halbuki bir siyasi hayat herşeyden önce bir nezaket bir karşılıklı saygı düzeni olması lazım. Siyasi mücadele içinde gördüğümüz şeyi en üst derecede olanların üslubuna baktığımızda insan doğrusu hicap duyuyor. Bu üslubu bizim eski devirdeki devlet yöneticilerinde asla bir üslup görmezsiniz. Karşılıkı saygıdan uzak böyle bir şey mümkün değildir. Bu bir misaldir buradan bir kıyas yapılabilir.
İslam dünyasının bugün içine düştüğü kaos, ucu bucağı olmaya kaosun sebebi kendi dünya görüşünü bırakıp yabancı dünya görüşlerine kapılanların doğurduğu bir kaostur. Bu kaosun içinden sıyrılmak için tekrar kendi dünya görüşümüze dönüp, bütün toplumun katlarına yaymak ve ondan sonra birbirimizle karşılıklı saygı ve nezaket içinde yeniden düzenimizi kurmak zorundayız. Ya bunu yaparız ya da bu kaos büyür, İslam alemini kavurur sonunda başkalarının gelip de istila ettiği bir ülke haline geliriz. İslam alemi olarak çok kritik bir dönemi yaşıyoruz Türkiye havada yaşamıyor İslam aleminin içindedir bir parçasıdır ondan soyutlanamaz sadece Batı ile ilişkilerden durumu kurtaramayız. İslam dünyasıyla ya olacağız ya da onunla birlikte yok olacağız yalnız kendimiz değil İslam alemini düşünüp ona göre bir formül bulmamız lazım. Bizim kurtuluş reçetemiz İslam aleminin kurtuluş reçetesi olmalı. Sadece Türkiye’ye has bir reçete yoktur o yüzden mevcut partilerin saplandığı asıl çıkmaz buradadır. İslam aleminin tümüne bir reçete getiremeyen bir parti sadece Türkiye için bir reçete getiriyorsa o yanılıyor böyle bir reçete yok, reçete bütün İslam alemi için olacak.
YA BUNU YAPARSANIZ YA DA…
Ya bunu yaparsınız ya da sonu olmayan çözümü bulunmayan bir nevi yanıp kavrulma şeklini sonuna kadar yaşayacaksınız. Bizim yaşadığımIz budur eğer bunu aşamazsak sonu iyi değil bunun için bir hareket lazım o hareket İslam aleminin tümü için reçete getirmeli, siyasi yanı da olmalı, fikri yanı derinliği olmalı, her konuyu uygun oranda birleştiren bir dünya görüşü olmalı. O fikrin hem inanç temeli, hem ahlak temeli, hem kültür temeli, hem ekonomik temeli aynı zamanda da siyasi bir tavrı olmalı. Biz Diriliş hareketini böyle kurduk ne yazık ki memleketimizin siyasi yapısı buna yol vermiyor bunu aşmamız lazım.
GENÇLERİMİZİ DIŞARDAN GELEN BU DÜŞÜNCELERDEN KORUYALIM
Bir söz vardır “laz süpürgesiyle yolları süpürmeden illa sarayına varamazsın.” Bu tasavvufta birşeydir önce yanlışları saplantıları kötü huylarımızı temizleyeceğiz ondan sonra illa sarayına varmak üstün insan, insan-ı kamil dediğimiz gerçek Müslüman kimliğine bürünebilirsin. Bu gerçek insan için de İslam milleti için de böyledir. Önce dışardan gelen bu düşüncelerden gençlerimizi koruyalım. Üniversitelere bakıyorsunuz şimdi  daha geçenlerde bir üniversitede iki gurup birbirine girdi ve bir genç öldü. Bir fikriniz varsa karşılıklı görüşün silahla neyi çözeceksiniz işte bunlar toplumu birbirine düşüren o sözde ideolojileri buraya getiren, ülkeyi istila etmek isteyen güçlerdir.

 

MEDYAGUNDEM

erdogan2

Erdoğan o şiiri okudu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 18 Mart Stadyumu’nda düzenlenen Çanakkale zaferinin 102. yıl dönümü anma programında …

ismetozel3

Metrobüste kalabalığın ortasında tüm haşmetiyle ayakta duran dev şair ve Sezai Karakoç’umuz

Metrobüste, kalabalığın ortasında tüm heybetiyle ayakta duran dev bir şair… Sıradan kalabalıklar içinde tüm tevazuluğuyla …

karakoc-zaman2

Fetullahçı alçaklık; bu kahpeliği de yaptılar!

Fetullahçı terör örgütünün nasıl soysuz, nasıl kahpe, nasıl istismarcı bir yapı olduğunun bir örneği daha …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir