Anasayfa / GENEL / PKK’dan hesap sorulacak Hürriyet yazarı titredi!
yetkin

PKK’dan hesap sorulacak Hürriyet yazarı titredi!

Hürriyet gazetesinde bugün Murat Yetkin, skandal bir yazıya imza atarak, PKK terör örgütüne yönelik mücadele eden devleti suçladı, PKK ile silahlı mücadele yerine uzlaşmayı önerdi, yetmedi başkanlık sistemiyle birlikte PKK’yla el sıkışılıp Türkiye’nin bölüneceği yalanını yazdı.

Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, İstanbul Beşiktaş’taki PKK terör örgütünün saldırısının ardından “Bundan sonra ilk öncelikli işimiz intikam almaktır” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu eleştirdi. Yetkin, “Soylu böylelikle 7 Haziran 2015 seçimi ardından sona eren diyalog süreci ardından AK Parti hükümetinin PKK’nın (ister Türkiye, ister Suriye olsun) terör eylemlerine karşılık vermek dışında bir hareket hattı olmadığı, bir stratejisi bulunmadığını mı söylemiş oldu? Muhtemelen öyle” diye yazarak PKK’nın üzerine gidilmesinden korkusunu böyle dile getirdi. Teröriste devletin hesap sormasından Hürriyet yazarının neden korktuğu yeterince açık değil mi? PKK’ya hesap sorulacak ama Hürriyet yazarı titriyor.

“Her terör eylemi, daha sıkı güvenlik önlemi, polis devletine doğru bir adım daha yaklaşmak anlamına geliyor” diyen Yetkin, “Hatta bu durumu idam cezasının geri getirilmesi için kaldıraç yapmak isteyenler de var. Oysa bu Türkiye’nin Avrupa Birliği ve demokratik dünya ile siyasi ve ekonomik bağlarına ağır hasar verir, yanlış olur” ifadesini kullandı.

ALÇAK YALAN

Yetkin’in “AK Parti içinde bunu Başkanlık sisteminde gücün tek elde merkezileştirilmesine gerekçe yapanlar var. Acaba PKK böylelikle Meclis’i, Anayasayı filan aradan çıkarıp, ileride bir gün her yetkiye sahip bir başkanla el sıkışıp Türkiye’den bir Kürdistan koparmak hayalinde mi? Bu kadar cana bunun için mi kıyılıyor?” diye alçakça bir yalanı gündeme getirerek, FETÖ’nün en aşağılık “başkanlık sistemi gelince PKK’ya toprak verilecek” şeklindeki yalanını yazdı.

Yetkin’in Hürriyet’te “Terörle böyle mücadele edilmez” başlığıyla yayımlanan (12 Aralık 2016) yazısı şöyle:

Terörle böyle mücadele edilmez

Beşiktaş-Bursaspor maçının seyircileri dağılmış, polisler toplanmaya başlamışken olmuş ilk patlama.
Tam 10 Aralık Dünya İnsan Hakları gününde İstanbul’un göbeğinde 38 can aldı bu feci terör eylemi, bir kısmı ağır 160 yaralı bıraktı ardında.

Şeytanca plan şöyle imiş anlaşılan.

Süzer Plaza önündeki minibüs patlatıldıktan sonra, intihar bombacısı yardıma koşan kalabalık arasına karışacak, sırt çantasındaki bombayı patlatacak ve olabildiğince daha çok kişiyi katledecek. Ama polis Maçka Parkı çıkışında yaklaştığını fark edip ‘dur’ deyince kendisini erken patlatmış, ilk patlamadan 45 saniye sonra. Böylece kendisiyle birlikte etrafındaki 4 polis ve bir sivilin canına kıymış, yoksa belki çok daha feci sonuçlanmış olabilirdi katliam.

Başbakan Binali Yıldırım’ın büyük ihtimalle PKK demesinden bir kaç saat sonra PKK’nın gölge örgüt TAK katliamı üstlendi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan şehit polislerin cenaze töreninde teröristlerin döktüğü kanda boğulacağı, köklerinin kazınacağı türden sözleri tekrarladı. Son kırk yıldır halkın duymaktan usandığı, hiç bir sonuç da getirmediği için artık kanıksanan, itibar edilmeyen kalıplar olduğunu bile bile tekrarlıyor yetkililer bunları.

Bir de İçişleri Bakanı Soylu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki acil güvenlik toplantısına girmeden önce kullandığı bir ifade var ki insanın nutku tutuluyor, zihni duruyor.

İçişleri Bakanı, hükümetin gündeminde şu anda öncelikle “intikam” bulunduğunu söyledi.

İntikam!

Soylu böylelikle 7 Haziran 2015 seçimi ardından sona eren diyalog süreci ardından AK Parti hükümetinin PKK’nın (ister Türkiye, ister Suriye olsun) terör eylemlerine karşılık vermek dışında bir hareket hattı olmadığı, bir stratejisi bulunmadığını mı söylemiş oldu? Muhtemelen öyle.

Soylu sabah saatlerinde de, adeta yaraya tuz basar gibi bir süredir PKK’nın İstanbul’da yeniden saldıracağı yolunda istihbaratları bulunduğunu söylemişti.

Siz “Öyleyse neden?” diye sormadan önce şunu da söyleyeyim: Daha o gün erken saatlerde İstanbul’da 40 bin kadar polisin katıldığı açıklanan bir “huzur” operasyonu düzenlemişti, İçişleri Bakanı Soylu’ya bağlı Emniyet.

İnsanın aklına o zaman teröristlerin nasıl olup da bir araca o kadar patlayıcıyı polisin, istihbaratın ruhu duymadan bir araca yükledikleri, nasıl olup da onu getirip yüksek güvenlikli bir bölgede, Dolmabahçe’deki Başbakanlık binası ve MİT bölge başkanlığına bir kilometre mesafede, dört büyük otelin (Ritz, Swiss, Hilton, Intercontinental) ortasında, onbinlerce seyircinin bulunduğu bir stadyumu korumakla görevli polislerin yanına getirip patlatabildiği sorusu geliyor.

Ama bunları sıralayıp her standart demokraside olabileceği türden, bırakın “hükümet istifa” demeyi, “bakan istifa” demeye cüret edenin ne hainliği kalır bugünkü gergin ortamda, ne bölücülüğü, ne terörizme yardımcılığı.

Türkiye 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden bu yana Olağanüstü Hal ile yönetiliyor.

AK Parti hükümeti, OHAL’in getirdiği Kanun Hükmünde kararname çıkarma yetkisini darbenin arkasında görünen Fetullah Gülen ve yasadışı örgütlenmesinin dışında da kullanmakla eleştiriliyor, şu anda sesi yine de çıkabilen tek muhalefet odağı olarak kalan CHP tarafından o da.

MHP, 15 Temmuz darbesine karşı halkta oluşan desteği AK Parti ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık sistemine geçiş amacına desteğe dönüştürmek için işbirliğinde.

Hükümetse halka şehit olmanın Peygamberlik mertebesine komşuluk sayılacağını vaz ediyor sürekli olarak.

Oysa dün hafta sonu tatilini İstanbul’da geçirmek için Ankara’dan gelip Beşiktaş katliamında öldürülen 19 yaşındaki tıp öğrencisi Mustafa Berkay Akbaş’ın babası Salim Akbaş dün acılar içinde, gözyaşları dökerek şunları söyledi: “Ben istemiyorum oğlum şehit olsun. Oğlum katledildi. İdeali doktor olmaktı, insanlara yardım etmekti. Ama ben onu cenaze arabasında geri götürüyorum şimdi.”

Her terör eylemi, daha sıkı güvenlik önlemi, polis devletine doğru bir adım daha yaklaşmak anlamına geliyor.

Hatta bu durumu idam cezasının geri getirilmesi için kaldıraç yapmak isteyenler de var. Oysa bu Türkiye’nin Avrupa Birliği ve demokratik dünya ile siyasi ve ekonomik bağlarına ağır hasar verir, yanlış olur.

AK Parti içinde bunu Başkanlık sisteminde gücün tek elde merkezileştirilmesine gerekçe yapanlar var.

Acaba PKK böylelikle Meclis’i, Anayasayı filan aradan çıkarıp, ileride bir gün her yetkiye sahip bir başkanla el sıkışıp Türkiye’den bir Kürdistan koparmak hayalinde mi? Bu kadar cana bunun için mi kıyılıyor?

Çünkü her bir PKK eylemi toplumda daha vahim fay hatlarına yol açıyor.

Örneğin dün akşam saatlerinde AK Parti Gençlik Kolları adına yapılan Kürt düşmanı bir Twitter yayını ortalığı karıştırdı, AK Parti yetkilileri soruşturma açtıklarını duyurdular, ama ok bir kez yaydan çıkarsa durdurmak çok zor oluyor.

Bakın 15 Temmuz sonrası öz eleştiri yapan Batı, ABD ve AB 10 Aralık saldırısı ardından anında tepki verdi, Türkiye’nin yanında yer aldığını duyurdu. Böylece hükümetin Batı tarafından teröre karşı yalnız bırakıldığı eleştirisine de mahal kalmadı.

Yani gözler şu anda hükümette.

Hükümetin şu anda izlediği terörle mücadele yöntemiyle ise terör eylemlerini durdurabilmek, Bakan Soylu istediği kadar PKK’nın sonu için Nisan 2017 tarihi verirse versin, ne yazık ki mümkün görünmüyor. Terörün arkasındaki siyasi, toplumsal, ekonomik nedenleri yok sayarak (MHP’den başkanlık desteği almak ümidinin de etkisiyle) 90’ların eli tetikte siyasetine dönüşün bir faydası yok.

Tersine durumu daha da zorlaştırıyor, halkı duyarsızlaştırıyor.

Hamasete dayalı bu çizgi bir an önce akılcı bir siyasete yerini bıraksa, can kayıplarının önlenmesi için de faydalı olacak.

MEDYAGUNDEM

kk2

KK ile PKK aynı yalanı söylüyor

PKK elebaşısı Mustafa Karasu ile Kılıçdaroğlu aynı ağızdan konuşarak 15 Temmuz’u değil, OHAL’in ilan edildiği …

basbaglar

Başbağlar katliamında FETÖ’nün rolü

Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993 akşamı gelen terör örgütü mensupları, kadınları …

hur8

Bu kadar yandaşlığa pes; Hürriyet’i CHP bültenine çevirdiler!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasına PKK, DHKP-C gibi terör örgütlerini alarak FETÖ için yaptığı …

3 Yorumlar

  1. Yorum ağır olunca yayinlamiyorsunuz yinede yazıyım seyfi oktayın yargısını da hadım etmezse bu devlet boşa kürek çeker…huzur gelmez daha çok insanımız şehit olur…bunları seyfi oktay yargısı koruyor daha anlamadimi büyük devlet adamları

  2. bu adamın zeka yaşı kaç acaba? 15 temmuz sonrası özeleştiri yapan batı 10 aralık saldırısının ardından anında tepki vermiş lan it sen çocuk mu kandırıyorsun kimsin sen de bizimle kafa buluyorsun lan pkklı bütün teröristler ap parlamentolarında cirit atıyor lan pkknın her yıl ab ülkelerinde topladığı milyonların haddi hesabı yok, ellerinde bizi öldüren silahların hepsi abd ve avrupa yapımı avrupa başkentleri pkk paçavralarıyla kaplı, binlerce kanlı katil kırmızı bültene rağmen korunup kollanıyor sen ne hikayesi anlatıyorsun iki yalandan kınamaya mı kanacak bu millet lan bize ab masalı anlarıp durma senin ağzını burnunu kırarım şerefsiz lan sen bizi salak mı snıyorsun sadece senin okuma yazman yabancı dilin var o batı başkentlerine sadece sen mi gidiyorsunuz pislik biz herşeyin farkındayız batı batı ab ab diye diye dayattığınız ne varsa ülkeyi parçalanmanın eşiğine getirdi pkklı demirtaşa saz çaldırıp cilalayıp meclise soktunuz ve resmen ülkeyi yokolmanın eşiğine getirdiniz tam son darbeyi vurup bölecektiniz ki devlet son anda ya devlet başa ya kuzgun leşe dedi ve devletliğini gösterdi sonunda pkknın tepesine çöktü ve bu durum sizi kahretti şimdi de senin de tasmanı tutan tüsiadcı boynerin güneydoğudan toprak satalım imfye borcumuzu ödeyelim diye açıkca beyan ettiği kendi planınız olan bölünmeyi, başkanlıkta ülke bölünecek numarasıyla ak partinin üzerine yıkacaksınız öyle mi? bana bak murat ölmeyi bayılmak sanmayasın çok karışık bir dönemden geçiyoruz kim vurduya gidiverirsin pkkyı meclise siz soktunuz ülkeyi yokoluşun eşiğine siz getirdiniz ülkede bugün patlayan her bombadan sen ve senin sahibinin temsil ettiği ab yardakcısı tüsiadcı sermaye sahipleri ve hdpyi bu milletin başına musallat eden tüsiadcı doğan medyası sorumludur ve birgün hepiniz vatana ihanetten yargılanacak bunun hesabını vereceksiniz

  3. ertuğrul ve murat denen abdnin ab nin ve natonun iki maşası beşiktaş patlamasından iki gün önce türkiyenin natodan çıkabileceğini ve bunun bir felaket olacağını yazdılar ve sinyal verdikleri nato gladyosu operasyonunu yaptı beşiktaşta bomba patladı abd türkiyeye sakın natodan çıkmaya kalkma yakarım diye mesaj gönderdi tak, pkk nın süper nato yani gladyo oluşumudur talimatını cia operasyonel gücünü de natodan alır abd nato aracılığıyla türkiye de dahil afganistandan ıraka somaliden nijeryaya kontrol ettiği tüm coğrafyalarda terör örgütlerini destekler ve onlar üzerinden istikrarsız alanlar yaratır bu onun bu bölgeleri kolay yönetebilmesinin, garantisidir taktiği daima budur terör örgütleriyle düşüp kalkmak ertuğrul ve murata sormak lazım beşiktaş saldırısından haberleri var mıydı? neden türkiyenin natodan çıkması felaket olur diye yazı döşendiler bir yerlerden duyum mu almışlardı?

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir