Anasayfa / GENEL / Oda TV’den Altan’a çok sert; utanmaz, köpek, alçak…
odatv-altan1

Oda TV’den Altan’a çok sert; utanmaz, köpek, alçak…

Oda TV’de Coşkun Musluk imzasıyla yayınlanan yazıda dün Hürriyet’e konuşup viskili poz veren ve Fetullahçı terör örgütünü savunan Ahmet Altan’a çok ağır bir yazıyla cevap verildi. “Alçak, kepaze, utanmaz, köpek” lafları havada uçuştu. İşte o yazı:


YÜZLERİNİZE TÜKÜRECEĞİMİZ GÜNLERİ BEKLİYORDUK

Alçaklık, türünüze mahsus, kişi olarak sana ait olmaktan çok çok uzak. Böyle olduğunu çok iyi bildiğim için aptal diyemiyorum.

odatv-altan

Bunu şunun için yazıyorum: 1990’lardan beri propaganda ettiğiniz “İkinci Cumhuriyet” tüm kurumlarıyla kuruluyor zannederken, halkımızın fazlasıyla müstehcen deyişiyle, el s*** ile gerdeğe girdiğinizin ayırdına vardığınızda iş işten çoktan geçmişti ve şimdiki hezeyanınız bundandır.

Ayrıca şunun için yazıyorum: Siz “İkinci Cumhuriyet” kuruluyor diye göbek atarken, çoluk çocuk hepimizin, çıkardığınız polis bülteninde yer alan “haber” görünümlü ihbar ve jurnallerinizle zindanlara atılmamızı kolaylaştırır, alkışlar ve sevinç çığlıkları koparırken, ben ve diğer Silivri tutsakları olarak bizler, yüzlerinize tüküreceğimiz günleri bekliyorduk.

Dahası şunun için yazıyorum: Alkışladığınız komploların siyasi mimarı, bizleri siyaseten katlettirmek için altına yatmış olduğunuz bu İslamcı hükümetin bile birer “kumpas” olduğunu itiraf ettiği tüm bu Silivri operasyonlarını, hâlâ daha, “Balyoz ve Ergenekon vardı, insanları öldürdü, hâlâ bunu anlatmak zorundayım,” gibi bir aptallık düzeyinde müdafaa ediyorsun.

UTANMADAN O GAZETEDE YAZDIRDILAR

Zindana attırmaya çalıştığınız İlhan Selçuk’un ve attırdığınız Mustafa Balbay’ın gazetesinde, utanmadan yazdın ve utanmadan yazdırdılar ve bugün aynı yalanlarını T24’te genişletiyorsun.

12 Eylül romancısı olduğunu, halkımıza “kadın memesini memlekete tercih etmeyi” ve de “Acaba köylüler hayvanlardan farksız sevişirler mi?” türünden çiziktirmelerini layık gördüğünü hep bilir, sinsi bir halk düşmanı olduğunu bilirdik. İslamcılıkları aşırıya kaçmış 12 Eylül çocuklarının altına yatışınızdaki kıvraklığa hiç şaşırmadık.

Yalnız, bu son “aptal” hallerin, halk düşmanlığının ötesinde, halkımızı ve bu arada bizleri, tümden aptal yerine koymak oluyor. Bunlarla aklımıza hakaret ediyorsun. Mütecaviz kepazeliklerin, zindancıbaşılıkların, Amerikan eğitimli ve de beslemeli polis yazarların ve şimdi senden uzakta olsalar da “kullanışlı aptal” olarak hizmet vermeye devam eden tilmizlerin ile, anlayacağın dil ile söyleyeyim: “We’dalready had enough of you!”

Bizi aptal yerine koymaya çalışıyorsun. Bu arada yeni çıkmış romanını pazarlarken, kimsenin reddetmediği kadim “derin devlet” cinayetlerini öne sürerek, sanki bu komplo operasyonlara karşı duranlar bu cinayetleri inkâr ediyormuşçasına laf ola beri gele konuşuyor, zulüm yüklü kumpaslar lehine mesaine devam ediyorsun.

SEN BİR UTANMAZSIN

Sen bir utanmazsın, Ahmet Altan. Hrant Dink cinayetinde ihmâlleri olduğundan bugün kimsenin şüphesinin bile olmadığı kimi polis şefleri var. Sen bu polis şeflerinin bağlı oldukları aynı kirli örgütlenmenin başka polislerine köşe yazarlığı yaptırırken, bu polis şeflerinin ihmâllerine işaret eden kitaplar yazan Nedim Şener’e dava üstüne dava açılıyordu. Senin çıkardığın polis bülteninde çıkan haberlerin de katkısıyla Nedim Şener zindana atıldı, sense gittin, Hrant Dink ödülleri aldın. Sen bir utanmazsın!

Köşelerini polis yazarlara emanet ettiğin bülteninde Nedim Şener’in işaret ettiği ihmâllerin yer bulmasını beklemek ham hayal, fakat sen Hrant Dink cinayeti davasında karar açıklandığında, bu ihmâllerin neden araştırılmadığını değil, hiçbir somut irtibat olmamasına karşın, kararda neden Silivri tutsakları yok diye infial eyledin. Belki de bu Silivri operasyonlarına zemin hazırlamak için de işlenmiş bu ve benzeri cinayetleri, “Ergenekon” yalanlarına kılıf ettin, Ahmet Altan!

BUNU SEN DE KÖPEK GİBİ BİLİYORSUN

Köpek gibi biliyorsun, Ahmet Altan: Bu komplo davalarda “derin devlet”yargılaması yapılmıyor. Benden Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ’a dek uzanan bir “örgüt” ise bu “Ergenekon”, bu “Ergenekon zaten şimdiye dek çoktan iktidarı almış olmalıydı. Bu komplo davalarda tutsak edilenlerden, “derin” olduğuna inanılanlar ise işlediklerine inanılan suçlardan dolayı yargılanmıyorlar, Ahmet Altan! Bunu sen de köpek gibi biliyorsun! Sen de biliyorsun ki, Ahmet Altan, bu tür ismi kirlenmiş şahıslar bile ancak Danıştay cinayeti gibi, erişilebilen tüm bağlantılarından Alperen Gençlik çıkan, Salih Kunter ve Süleyman Esen gibi tarikat şefleri çıkan, Gülen’in yeğeni Kemalettin Gülen çıkan, fakat bir tek “Ergenekon”çıkmayan, sabık savcı Zekeriya Öz ile birlikte yalancı “gizli tanıklar” ve türlü çabalarınıza rağmen “Ergenekon” çıkartılamayan bir cinayet ile suçlanıyorlar.Tabii, Ahmet Altan, tetikçi Alparslan Arslan ile defalarca görüştükleri kuşkusuz olan Salih Kunter ve Süleyman Esen gibi kişilerin neden “beraat ettiklerini”, tetikçinin yoldaşı hem sanık hem de “gizli tanık” Osman Yıldırım’ın neden serbest bırakıldığını, asla sorgulamazsın.

Köpek gibi biliyorsun, Ahmet Altan: “Balyoz” dediğiniz, hukukî planda hüküm kurmak açısından, sahtelikleri her yerinden dökülen Word dokümanlarının dışında, dedikodudan ibaret bir dosyadır. Ünlü profesörümüz DaniRodrik neredeyse iktisat mesleğini yapamaz hâle gelmiş, avukatlarımız neredeyse birer bilgisayar mühendisi olmuşken, bari yalanların için hiç olmazsa azıcık daha akıllı taklalar atabilen yol arkadaşın Alper Görmüş’ten bir “brifing” almış olsaydın. Tüm bu sahtelik ve çelişkilerle yüklü dijital belgeleri, “sanıkların sonradan kendilerini aklama maksadıyla yaptıkları güncelleme” fantezisiyle açıklamanda romanesk bir yan bulacaklar çıkabilirdi. Ne de olsa romanlarında fantezileri bol bir yazarsın. Bir başka sefere, başka yalanlara, diyelim, Ahmet Altan!

KCK TUTUKLAMALARI YAPILIRKEN POLİS ESKİLERİNE YAZARLIK YAPTIRIYORDUN

Amerikan sırlarıyla yüklü yardımcın Yasemin Çongar ve diğer “kullanışlı aptal” tilmizlerin ile Kürtlere karşı “iyi polis” rolünü oynarken, binlerce Kürt siyasi aktivistin tutuklandığı KCK davalarının akıl hocalığını yapan polis eskilerine yazarlık yaptırıyordun, Ahmet Altan. Bu davaları, misal, Hatip Dicle’ye yapılanları, Odatv’de, sizin o vakit her gün alkış tuttuğunuz bir diktatoryadan korka korka “Emre Özsuda” ismi ile ben yazıyordum, Ahmet Altan!

Siz “iyi polis” rolünde “açılım” oynarken, bana, senin “Sırat köprüsünde bile sırtında taşıyacağını” ilân ettiğin Fethullah Gülen’in polisleri, Kürt meselesi ve Öcalan ile ilgili kitapları “neden okuduğumu”, evet, “neden kitap okuduğumu” soruyorlardı, Ahmet Altan! Ve iftiranameden farksız “iddianamelere”, “Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün Kontrolündeki PKK Silahlı Terör Örgütüne Destek Amaçlı Faaliyetler” başlığı altında giriyorduk. Pek“demokrat” sen ve şürekânız, işte benim de dâhil olduğum bir sürü insanın zindanlara atılışına, “Daha! Daha!”, “Derinleştirilsin! Derinleştirilsin!” marşlarıyla tempo tutuyordunuz.

Yalnız, hoş geldin, Ahmet Altan! Seni görmek ne hoş oldu… Seni pek beklememiştik, doğrusu, bekliyorduk da, Ahmet Altan. Fakat şunu bilmeni isterim: ABD ve dolayısıyla Fethullah Bey’in Erdoğan’ın üzerini çizdiği bugünlerde, mahkemelerde Erdoğan’a hakaret suçlamasına karşı ifade verirken bile “devrimci Erdoğan” portreleri çizmeye devam eden sen, arkana Amerikan ve Gülen rüzgârını almış esip gürlerken, kokuşmuş yalanlar ve ucuz kitap pazarlamacılığı yerine daha özgün bir yeni dil kullanabilmelisin. Yazar olma iddiası bunu gerektirirdi, fakat herhalde alçaklık, aptallık ve utanmazlık ve tabii “Sırat köprüsü” bağıtları, buna imkân vermiyor.

FETHULLAH BEY’İN HÂKİMLERİNE BENİ BİR KEZ DAHA ŞİKÂYET EDEBİLİRSİN

Rica ederim, Ahmet Altan. Hak ettiğin düzeyde hakaret ettiğimi sanıyorum. Alçaklık, aptallık ve utanmazlığın bir objektivite iken hakaret olduklarını da zannetmiyorum ya, dilersen, nasılsa hâlâ vardır, Fethullah Bey’in hâkimlerine beni bir kez daha şikâyet edebilirsin. Nasılsa memlekette hukuk bırakmadınız, ama tabii sizin bir hukukunuz var elbet…

Rica ediyorum, Ahmet Altan ve yineliyorum, kepazeliklerinden usanmış durumdayız, alçaklık, aptallık ve utanmazlığından da… Fakat yine de rica ediyorum, Ahmet Altan, hiç olmazsa, bizi aptal yerine koymaya ve yeni çıkmış romanını bizim üzerimizden pazarlamaya, bir son ver artık!

Coşkun Musluk/ODATV

MEDYAGUNDEM

bylock2

FETÖ’den üç maymun emri!

FETÖ soruşturmalarda izlenecek savunma stratejisini, üyelerine ByLock’la yollamış: Kaçamak yanıt verin. Himmetleri ‘Ailem verdi, arabayı …

tsk2

TSK’ya darp kumpası

Hudut hattında yakalanan kaçaklara kötü muamele yapan askerlerin görüntülerinin yurt dışından servis edildiği belirlendi. Söz …

truk

İşte Türk budur!

İftira atıyorsunuz, dışlıyorsunuz ama bunu yaptığınız Türkler, korkusuzca vahşi saldırganı durdurup onlarca insanın hayata veda …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir