Anasayfa / GENEL / Köşk adayına CHP’den ölüm tehditi
basgil

Köşk adayına CHP’den ölüm tehditi

Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Cumhuriyet tarihinde sancılı süreçlere sahne oldu. Atatürk’ün vefatı ardından başlayan seçimin ilk krizini CHP ve cunta birlikte patlattı.

Meclisi kuşatan asker “ya İnönü seçilir ya da meclisi kapatırız” dedi. İkinci krizde de ordu içindeki bazı güçler ve CHP tehditler savurdu. Zira adayları yine CHP’liydi, bu defa Cemal Gürsel’in cumhurbaşkanı olması isteniyordu. En güçlü rakip ise Adalet Partili Ali Fuat Başgil’di. Başgil ismi yarım asır sonra Başbakan Erdoğan tarafından anıldı.

Bugüne kadar Türkiye’de 11 cumhurbaşkanı görev yaptı. Ancak Atatürk’ten sonra her cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye’de büyük hadiselere, krizlere ve hatta kaoslara yol açtı.

10 Kasım 1938’te Atatürk hayatını kaybettikten bir gün sonra askerler TBMM’yi kuşattı. “Ya İsmet İnönü’yü seçersiniz ya da Meclis’i kapatırız” dediler. İsmet İnönü, silah zoruyla ve tehditle cumhurbaşkanı seçildi.

1961’de 27 Mayıs Darbesi’ni yapanlar da yine Meclis’i milletvekillerini ve cumhurbaşkanı adaylarını aleni tehdit ederek, Cemal Gürsel’i cumhurbaşkanı seçtirdiler. Çünkü Cemal Gürsel, CHP’nin cumhurbaşkanı adayıydı…

O tehdit edilen isim, başbakan ve cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ismi gündeme getirilen Adalet Partili Ali Fuat Başgil…

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Samsun mitinginde Ali Fuat Başgil ismi üzerinden CHP’ye yüklendi

Samsun’daki mitingde konuşan Başbakan Erdoğan, 1961 seçimlerde Samsun’dan bağımsız senatör seçilen ve cumhurbaşkanlığına aday olan Ali Fuat Başgil’in o dönem Ankara’ya çağırıldığını ve başbakan vekili bir generalin tabancasını masaya koyarak Samsunlu Ali Fuat Başgil’i “Aday olursan… Mezarın bile hazır” diye tehdit ettiğini anlattı.

Erdoğan, 1961 seçimlerinde Samsun’dan bağımsız senatör seçilen ve cumhurbaşkanlığına aday olan Ali Fuat Başgil’in başından geçenleri bu sözlerle anlattı.

Peki Başbakan’ın gündeme getirdiği, cuntacıların baskısı nedeniyle cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmek zorunda kalan Ali Fuat Başgil kimdir.?

Ali Fuat Başgil, 1893 yılında Samsun’un Çarşamba İlçesi’nde dünyaya geldi.

Dört yıl Kafkas cephesinde savaşan Başgil, terhis edildikten sonra yarım kalan hukuk eğitimini tamamlamak üzere Paris’e gitti ve 1929’da yurda döndü.

Başgil, 1961 yılında “kurucu meclis” aleyhindeki bir makalesinden dolayı tutuklanarak “Balmumcu Askeri Hapishanesi”ne konuldu.

Başgil’in yaşadığı dönem, Türk toplumunun buhranlı, askeri darbelerle gölgelenmiş bir döneme rastlar.

Toplum hayatında beliren sarsıntılar, toplumsal ve ekonomik krizler, Başgil’i harekete geçirir ve mücadeleye başlar.

Büyük devlet ve ilim adamları, genellikle sıkıntılı ve kriz ortamında ortaya çıkmıştır.

Ülkemizi, ilim ve düşünce alanında örnek şahsiyetler içinde yer alan Ali Fuat Başgil, demokratik prensipleri samimiyetle savunmuştur.

Başgil’in Türk siyasi hayatında popüler olmasını sağlayan olay, onun siyasi fikirlerinden ziyade, cumhurbaşkanlığına aday olmasıdır.

1961’de Türkiye’de gündeme gelen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adalet partisi cumhuriyetçi köylü millet partisi ve Yeni Türkiye Partisi milletvekillerinin ısrarı üzerine 23 Ekim 1961’de adaylığını koymuştur.

Fakat, Başgil’in adaylığına sıcak bakmayan darbeci grup, Başgil’in adaylıktan geri çekilmesi için yoğun baskı yaptı. Başgil’in cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde en önemli rakibi, CHP’nin ve milli birlik komitesinin desteklediği ‘Cemal Gürsel’ oldu.

Ali Fuat Başgil, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ünlü komutanlarından ve Milli Birlik Komitesi üyesi olan ‘Fahri Özdilek ve Sıtkı Ulay’ paşalarla görüşmesi için Ankara’ya çağrıldı.

Görüşme sırasında generaller silahlarını masanın üzerine koyarak Ali Fuat Başgil’i, “mezarın bile hazır. Aday olursan hayatını garanti edemeyiz” dediler.

Yapılan tehdit sonrası Başgil cumhurbaşkanlığı adaylığından mecburen çekilmek zorunda kaldı.

Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesi konusunda baskı ve tehdidi, yıllar sonra ‘Sıtkı Ulay’ şöyle açıklamıştır: “Ya cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçersiniz, ya da Etlik’te gömülürsünüz!”

Mili Birlik Komitesi üyesi Sıtkı Ulay’ın söylediklerine karşın, Başgil o anda şu açıklamayı yapıp, cumhurbaşkanlığına adaylığından geri çekilme kararını vermiştir:

“Arz ettiğim gibi ben, cumhurreisliğine adaylığımı hodbehot koymuş değilim. Halkın arzusu ve milletvekillerinin talepleri üzerine koydum. Fakat, buna söz verdim. Hatta yalnız söz değil, yazılı bir beyana imza ettim. Ben verdiğim sözden dönen ve imzasını yalayan namertlerden değilim. Adaylığımı geri almama imkan yoktur. Fakat benim yüzümden, memleketin söylediğiniz akıbetlere sürüklenmesine de gönlüm razı olmaz. Bu vaziyette bana düşen bir iş kalmıştır, o da yarın alessabah senatörlükten istifa ederek evime dönmektir.”

Başgil’in geri adım atmasının sebebi, ülkenin tekrardan askeri bir darbe ve hilelerle kaosa sürüklenmesini önlemek amaçladır. Hatta Başgil’in istifa etmemesini, kendi rızası ile ayrıldığı izlenimi vermesini tehditkar bir tarzda istemişlerse de, Başgil istifa etmek benim en doğal hakkımdır diye bu tehditkar talebi reddetmiştir.

Ali Fuat Başgil, tehdit ve baskılarla sona eren cumhurbaşkanlığı adaylığı sonrasında İsviçre’ye gitti.

Başgil, 1965’te yapılan genel seçimlerde, Adalet Partisi’nden milletvekili seçildi.

Ali Fuat Başgil, 17 Nisan 1967 yılında Feneryolu Eflatun sokaktaki evinde hayata gözlerini yumdu. Karacaahmet mezarlığına defnedilen Ali Fuat Başgil’in oturduğu sokak, bugün “Ali Fuat Başgil sokağı” adını taşımaktadır.

Ali Fuat Başgil’in cenazesiyle ilgili vasiyeti, bu değerli insanın, alçak gönüllü ve dini duyarlılığa sahip olduğu konusunda önemli ipuçları vermektedir. Cenaze merasimlerinin kutlama ve seremoniye dönüştüğü günümüzde, Başgil’in vasiyeti, bu örnek insanın, yüzünü İslam medeniyetinden başka bir yöne evirmediğini kanıtlamaktadır. Başgil’in vasiyetinden işte birkaç madde:

1- Tabutuma hakir bir bez parçası yeter.
2- Cenazeme top arabası gelecek olursa, onu vatan vazifesine iade ediniz. Çelenkleri kanalizasyon çukuruna atınız.
3- Olur da cambazhane kadrosu kılıklı şehir bandosu önümde gavur çığlıkları koparmaya kalkarsa, kendilerini başka kapıya diye kovunuz.
4- Namazıma duracak olanların dışında hiç kimse cenazemde yer almasın.
5- Uzaktan ve yakından sadece Fatiha ve Kur’an’a muhtaç olduğumu biliniz.
6- Müslümanlardan üzerimdeki haklarını helal etmelerini dileyiniz.

Başgil, tek ses ve tek parti anlayışına karşı çıkmış, her zaman çoğulculuk fikrini savunmuştur. İnsan hak ve özgürlükleri açısından büyük gayret göstermiş, 1924 Anayasası’nda bu sebeple değişiklik önermiştir.

Başgil, son nefesine kadar milleti için çalışmış, yeni ve orijinal fikirlerini gelecek nesillere bırakarak hayata gözlerini yummuştur. Ruhu şad olsun. (A HABER)

 

MEDYAGUNDEM

izmir

CHP’nin inadı İzmir’i felç etti

Büyükşehir Belediyesi, ‘Bunlar uzun yol gemisi’ uyarılarını hiçe sayıp körfez için 15 gemi aldı. Büyük …

chp9

Bu bir dramdır; CHP’nin milyon yalanı elinde patladı

CHP mitingine 61 ilden 38 bin kişinin taşındığını belgeleyen liste ortaya çıktı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerçekleştirdiği …

chp8

Bir CHP rezilliği

CHP’li vekiller sözde adalet yürüyüşü sonrası CHP’nin Maltepe’de yaptığı mitingin fotoğrafları yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kazlıçeşme …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir