Anasayfa / GENEL / Koru’dan Arzuhan Doğan Yalçındağ’la ilgili bilinmeyen bir detay
ahaber-fehmi

Koru’dan Arzuhan Doğan Yalçındağ’la ilgili bilinmeyen bir detay

MEDYAGÜNDEM- Star Gazetesi yazarı, Ege Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti Üyesi Fehmi Koru, A Haber’de yayınlanan Selin Ongun’un sunduğu Bi Sormak Lazım programında, akil insanlar üyesi Arzuhan Doğan Yalçındağ ile ilgili bilinmeyen bir detay anlattı.

Fehmi Koru, Ege Bölgesi’nde 7 ilde 65 toplantı düzenleyen Akil İnsanlar Heyeti’nin karşılaştığı protestolarda, “ortamı bozanların ağzının payını vermek Arzuhan Hanım’a düşüyordu” dedi.

“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI FORMÜLÜ ABDULLAH GÜL TARZI DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yakın dostluğu olduğu bilinen Fehmi Koru öte yandan, “Partili cumhurbaşkanlığının Abdullah Gül’ün tarzı olmadığını” ifade etti.

“İNSANLAR ARZUHAN HANIM GİBİ FEVERAN EDEN GENÇ BİR KADIN GÖRÜNCE…”

Fehmi Koru, Ege Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti Üyesi Arzuhan Doğan Yalçındağ ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:

“Arzuhan Hanım daha önce TÜSİAD Başkanlığı da yaptığı için tanınan bir isim. Büyük bir medya grubunun da önemli isimlerinden biri.  Daha önce tanışmışlığımız var ama bu vesile ile daha yakın olma fırsatı bulundu. Ben bu sekiz haftanın sonunda şöyle bir görüşe sahibim; TÜSİAD başkanlığı önemli bir deneyim insanlar için. O deneyimin içinden gelmiş biri olarak Arzuhan Hanım bulunduğu ortamlarda fikirleriyle çok yanlışlıkları doğruya sevk edebilecek bir özelliğe sahip. İlk başlarda sanki bizler Türk Bayrağı’na karşıymışız, Türk kimliği konusunda farklı düşüncelere sahipmişiz gibi birileri bir şeyler söylemeye kalkışınca ağızlarının payını vermek Arzuhan Hanım’a düşüyordu. Benim bayrak sevgimi kimse sorgulayamaz ile başlayıp, karşı tarafın, yani bu sözleri söyleyenlerin niyetlerini ortaya koymaya dönük sorularla devam eden bir tepkisi oluyordu. Ben onları çok değerli buldum. Gerçekten o andan itibaren, oraya ortamı bozma amaçlı bile gelmiş olsalar, karşılarında böyle samimi, feveran eden bir genç kadın görünce insanlar hemen kendilerine çeki düzen verme ihtiyacı hissediyorlar.”

“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI FORMÜLÜ ABDULLAH GÜL TARZI DEĞİL”

Bu kadroya baktığınız zaman, köşkte olmak, başbakanlık koltuğunda oturmak, cumhurbaşkanlığı bunların gerçekten bu insanlar için heves edilen ya da heves sonucu ulaşılan makamlar olarak görülmemesi lazım. Abdullah Gül bir siyasi hareketin önemli bir figürüydü, o hareket kendi içerisinde cumhurbaşkanı adayı çıkaracağı zaman onu tercih etti. Kötü bir cumhurbaşkanı olmadığı da herhalde herkes tarafından görülüyor. İsabetli bir tercih. Bugüne geldiğimizde de, süresi sona erdiğinde yeniden istese aday olabilecek, ya da parti başka birisini çıkardığında o adaylık söz konusu olmayabilecek durumda.Partili cumhurbaşkanı formülü daha farklı bir formül. Abdullah Gül tarzı toplumun bütününü kapsayacak partiler üstü bir cumhurbaşkanlığı değil, bir parti ile ilişkisini koparmamış bir kişinin cumhurbaşkanlığı köşkünde oturması anlamına geliyor. Türkiye için yeni bir model. Peki, bu noktaya nasıl geldik? Başkanlık sistemi konusunda olmayacağı anlaşıldığı noktada geldik. Daha önce bir başkanlık sistemi söz konusuydu Amerika’da ya da Fransa’da olduğu gibi hükümetin de başı olan, ona başkanlık yapabilecek bir kişiden bahsediyorduk. Ama tabi bu hep anaysa ile irtibatlı anaysa işse ancak 330 ve 367 rakamlarıyla bir anlam taşıyor.

“ADAY OL DENİRSE REDDETMEZ”

Bu insanların yetişme tarzlarına baktığınız zaman, kendilerini bulundukları makama göre hazırlamış değiller, hizmete göre hazırlamışlar. Bulunduğu yerde bir şeyler yapmak. Dolayısıyla, şimdi buradayım, hep burada kalmalıyım, burası kazanılmış bir mevki bunu elimde tutmalıyım diye bir şey,  bu kadronun içerisinde bulamazsınız. Tersi bunun mümkün. Eğer görev onların üzerine düşüyorsa, herhangi birinin üzerine o görevi de reddedemezler. Dolayısıyla Abdullah gül ya da Tayyip Erdoğan bulunduğu yeri korumak için şunu yapar mı derseniz ben ikisi de yapmaz derim. Ama eğer onlardan biri ya da aynı kadrodan bir başkası bir görevde ve o görevi devam ettirmesi gerekiyor ya da yeni bir görev kendisine teklif ediliyor, onu da reddetmezler. Onu reddetmesi kolay değil, çünkü görev anlayışları öyle. Buna karşılık da bulundukları yeri de ille de koruyacağım diye bir çaba göstermeleri de onlardan beklenmez.

MEDYAGUNDEM

akbay

İşte o ifade: Burak İsviçre’de FETÖ evinde yetişti

Gazeteci Fehmi Koru, Sözcü’ye yönelik FETÖ soruşturmasında tanık sıfatıyla savcıya ifade verdi: Burak Akbay’ın babası …

koru-dogan1

Koru’dan darbeci Hürriyet’e destek

Bir zamanlar başbakanları pijamayla karşıladığı günleri özleyen Aydın Doğan’a ait Hürriyet’in “Karargah Rahatsız” manşeti bir …

fehmi

Fehmi Koru niye FETÖ sanığı değil?

Çatı davasında sorgusu süren Alaaddin Kaya, 17 Aralık’tan sonra Erdoğan ve Gül’ün, Gülen’e yazdığı mektuba …

1 Yorum yapıldı

  1. zaten internette bir video dolanıyordu bir ara, Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın, bayrak vatan sevgisini sorgulayan bir adama ağzının payını verdiği. adam susmuştu sonra tabi.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir