Anasayfa / GENEL / Kim o Pensilvanya 5’lisi?
ergun

Kim o Pensilvanya 5’lisi?

Takvim gazetesi genel yayın yönetmeni Ergün Diler, bugün Fetullah Gülen’in etrafındaki kimsenin bilmediği “Pensilvanya 5’lisi”ni yazdı.

Yazısı şöyle: 

DİNİ DEĞİL SİYASİ HAREKET

Siyasetin tanımı çoktur! Herkese göre, her akıma göre değişebilir!
Bazen fayda-zarar ilişkisidir, bazen de hedefe kilitlenmek için doğru ortak seçmektir! Her devletle iyi ilişkiler kurup dostluk içinde gitmeyi düşünenler gibi, “Herkesle DOST kalarak bir adım atmak imkansız” diyenler de vardır!
Velhasıl tartışma büyük ve derindir!
Belki herkes haklıydı, belki de gün bitiminde sonucun altına imzayı atanlar…
Fethullah Hoca ve hareketi de bu anlamda düşünülmeli ve ele alınmalıdır!
Camia, hizmet ya da cemaat, sonuçta dini değil siyasi bir harekettir! Dini objelerin temelinde siyasi bir hedefe kilitlenen oluşum, geniş çaplı organizasyondur!
Ankara eski Emniyet Müdürü Cevdet Saral, YAZ-BOZ’da “Paralel yapıyı 1992’de fark ettik! Üzerine gitmeye başladık! Engellendik, mahkemede tıkandık! Hatta dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ‘Hükümeti dağıtmak mı istiyorsun? Daha ileri gitme’ dedi!” diye konuştu!

GÜLEN’E DEVLET KALKANI

17 Aralık’ta gündemimize düşen paralel yapı, aslında devletin etkili bir ismi tarafından neredeyse 25 yıl önce mercek altına alınmış ve “Ortada alıştıklarımızın dışında bir yapılanma var!” notu düşülerek dosyalar halinde ilgili yerlere iletilmişti! Özellikle mahkeme sürerken GENELKURMAY ve MİT’in cemaat hakkında hiçbir olumsuz söz söylememesi, hiçbir not göndermemesi, “Zararlıdır!” dememesi çok ama çok ilginçti! “Aman üzerlerine gitmeyin!” diyenlerin, Fethullah Gülen’e ABD’ye giderken İÇİŞLERİ BAKANLIĞI kadrosundan bir KORUMA tahsis etmesi daha da ilginçti!
Ama Gülen Hareketi’nin SİYASETİNİ anlamak için 17 ARALIK’tan beri konuşulanlar yetmezdi! Fotoğrafı bütün olarak görmemizi sağlamazdı!
Defalarca söyledim! Bu hareketin içinde kalbi, vicdanı, aklı tertemiz çok ama çok insan var! Zaten cemaatin yüzde 99’u, belki de daha fazlası ANADOLU çocuğu… Dini ve bayrağı taşımak adına yabancı memleketlerde binbir zorlukla görev yapıyor! Çok ulvi bir aşkla, hiç düşünmeden, TORBADAN neresi çıkarsa gidiyor! Dün gittiler, bugün gidiyorlar, yarın da gidecekler!
Bunda sorun yok!

“HOCAEFENDİ” HATA YAPMAZ MANTIĞI

Ama sorun Gülen’in ne istediğiyle ilgili… Güttüğü siyasetle ilgili…
Galiba tartışma burada çıkıyor! Cemaatin büyük bölümünün gözden kaçırdığı yer de burası! 160 ülkede okulların açılması ne kadar önemliyse, hareketin yürüdüğü nokta da bir o kadar önemli! Ama bu tartışmalar, İNANÇ bazında yürüyor! Kimse DOĞRU bir sözü kaldıracak durumda değil!
Oysa yapılması gereken bunun sorgulanması!
Bir kere kesin olan şu ki cemaatin hemen hemen tümü “Hocaefendi asla yanlış yapmaz!” mantalitesiyle yetişiyor ya da yaşıyor! Nerede AKILLI bir çocuk varsa ona ulaşmaya çalışan bir yapının asla ve kat’a açıklayamayacağı bir durum bu!
AKLIN devredışı kaldığı durumlarda, açıklamanın doyurucu olmadığı yerlerde herkesin sığındığı tek liman “Hoca efendi yanlış yapmaz!” düsturu!
Eğer bir insanın hiç yanlış yapmayacağına inanılıyorsa zaman içindeki savrulmalara anlamlı bir açıklama gerekmez mi? Yanlıştan öte şeyler yaşanırken, bunlar için ortaya konan gerekçelerin kısıtlı ve inandırıcılıktan uzak olduğu şüphesi zihinlerde yer etmez mi?
Mesela…

DENİZ  GEZMİŞLERE SALDIRAN GÜLEN

Küçük bir örnek…
Fethullah Gülen, 12 Mart 1971 askeri darbesini desteklemek için verdiği bir vaazda Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için dini merasim yapılmasını eleştirip şöyle demişti:
Deniz Gezmişler, ömürleri boyunca dine, Allah’a, mukaddesata küfrediyor, sonra da devlete başkaldırılınca öldürülüyor! Ama daha sonra da dini merasimle gömülüyor! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…
Gülen’in ölümleri eleştirmesini şık bulmasam da, yakıştıramasam da anlamaya çalışırım!
Ama aynı Gülen açık denizde hem de silahsız olarak katledilen 9 Müslüman için ağzını açmıyordu!
Pardon! Konuşuyor ancak sözleriyle bizi şaşırtıyordu:
Otoriteye başkaldırmamak gerekiyordu!.. İzmir Kestanepazarı’nda başlayan hareketle, daha sonra evrilen ve bambaşka bir yola giren camia arasında kocaman bir fark vardı!
Peki, bu fark ne zaman başlamıştı! Nasıl ortaya çıkmıştı?
Galiba 17 Aralık’tan beri atlanılan konu buydu!
Anlamaya çalışmaktan çok, günlük bilgilerle gidiyor ve sadece karşıdakileri mağlup etmeyi amaçlıyorduk!
Oysa durum çok farklı bir noktada kilitleniyordu!

GÜLEN’İN ABD’YE BERABER GİTTİĞİ 5’Lİ

Ve bu koordinatta İSMİNİ BİLMEDİĞİMİZ KAHRAMANLAR (!) devreye giriyordu!
Bakın; Fethullah Gülen Hoca AMERİKA’ya yanında 5 kişiyle gittiği dönemlerden sonra büyük kırılma yaşadı! Önce söyledikleriyle daha sonra söyledikleri arasında çelişki ortaya çıktı!
Cemaatin evrilmesi, kulvar değiştirmesi Gülen’in yanındaki 5’liyi, ANKARA’DAN ABD’yi ARAYAN POLİSLERİ KADRO DIŞI bırakmasıyla başladı!
Kimdi bu polis ya da polisler?
Amerika ile nasıl bu kadar sıkı fıkı olabiliyorlardı! Havada, yani 10 bin metrede uçarken VİZE iptal ettiren bu kişiler gücü kimden alıyordu?
Gülen’i makas değiştirmeye zorlayan hangi makamdı?
Galiba devlet bu sorulara cevap vermeli!
Kısır tartışmalarla gidilmemeli!

YABANCILARA ÇALIŞTILAR

Sorunu bir bütün olarak ele alıp sonuca gidilmeli! Galiba ANKARA yıllar önce, yani 70’lerde OPERASYON yediği için camiayı elinde tutamadı! Sarışın mavi gözlü adamların gidemeyeceği yerlere, kavruk ANADOLU çocukları bu nedenle gitti ve bize değil, bilmeden-istemeden YABANCILARA çalıştı!
Sorun buydu!
Bizim insanımızla bize gol atılmıştı!
Sonuçta öyle bir yere gelinmişti ki senin kullanmadığın çok önemli enstrüman, başkasının elinde süper bir güç haline gelmişti!
Son karede OTORİTEYE başkaldırmayan, her fırsatta devleti yücelten bu güç, kendilerine en çok arka çıkan ERDOĞAN’ı yemek istedi!
Bence ÇELİŞKİ bir değil, bindi!
Herkesin bir daha düşünmesi gerekiyordu!
Ortada büyük bir rehavet yok mu?
Her iki taraf da kandırılmadı mı?
Zarar yine bize, yani ülkeye verilmedi mi?

KİM O 5’Lİ?

İsmini bilmediğimiz ama Gülen’in yanından ayırmadığı ya da ayıramadığı küçük bir grup, hem cemaati hem ülkeyi başka bir yere taşıyacaktı!
Kim mi bunlar?
O, 5’liden sonra Gülen’in yanına geçenlere bakın yeter!
Gülen’in Türkiye ile iletişimine yorum katarak giren ve BUYRUK haline getirenler!
Bunlar çok kalabalık değil!
Ha, Gülen her şeyi biliyor muydu?
İsteyerek mi yaptı?
Galiba hiçbirimizin, hatta devletin gözden kaçırdığı buydu…
Gülen ne istiyordu?
O küçük gruba bakmak, bir de bu soruya cevap vermek zorundayız!
Yoksa gerisi laf…

DİLER’İN YAZISI İÇİN TIKLAYIN

MEDYAGUNDEM

katar

Pentagon Katar’dan sonra yakında Türkiye’ye saldıracak!

Takvim gazetesinde Ergün Diler’in “Körfez ateşi” başlıklı yazısı şöyle… Kriz bütün hızıyla devam ediyor. Pentagon …

ingiltere

İngiltere’deki terör Pentagon’un işi mi?

Takvim gazetesinde Ergün Diler’in “NATO bombası” başlıklı yazısı şöyle… Sanıyorum geçtiğimiz hafta artık silahların kullanılacağı …

brunson

Şok iddia; ABD’li bakan tutuklanan FETÖ’cü papaz için geldi!

Takvim gazetesinde Ergün Diler’in “Bu pastör başka” başlıklı yazısı şöyle… Çok önemli olaylar satırların arasında …

1 Yorum yapıldı

  1. Hoca efendi yanlış yaptırır

    Bu da demek oluyor ki; bu soruşturma, kovuşturma Mesut Yılmaz’a kadar geriye gitmelidir.

    “Hoca efendi yanlış yapmaz!” kullanan güçler, zeka açısından doğru gibi gösterilip “Hoca efendi yanlış yaptırır!” gerçeğini de perdeleyerek karartmıştır. Evet, “Hoca efendi yanlış yaptırır!”, hem de ziyadesiyle, tıpkı bugün ki gibi!

    İleriki günlerin, en çok sorulan, en çok üzerinde konuşulması gereken konusu; ‘Bu Savaşı Kaybettiğini, Kaybedeceğini Bile Bile Hala Neden Ameliyatta İlaç Tedavisine Dönülemez Diyerek Savaşı Devam Ettirmesidir’.

    Evet, bu savaşı kaybetti ama neden hala devam ettirmek istiyor sorusuna bir-iki cevap;

    -Devletimizi, Bayrağımızı güçsüz düşürmek istediğinden

    -Ülkenin enerjisi boşa harcatmak istiyor… gibi daha pek çok soruyu sorup cevap arayalım.

    Gelecek günlerde ‘Bu savaşı kaybetti ama neden hala devam ettirmek istiyor?’ sorusunu iyi düşünüp, tartışılacağını umuyorum.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir