Anasayfa / ANALİZ / İşte bize yapılan; paralel hukuk böyle çalıştı!
zaman6

İşte bize yapılan; paralel hukuk böyle çalıştı!

MEDYAGUNDEM.COM- Paralel medyayı şimdi kendi silahıyla vuralım. İşte Zaman gazetesinin internet sitesinin bugün birinci manşeti…

zaman3

zaman4

Bu haberinden dolayı ilk iş günü Zaman gazetesi ve sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Normalde “basın suçları” kapsamına girmesi gereken bir suçtur bu. Hakkınızda yalan, iftira ve hakaret varsa “basın suçları savcısı” bakar, dava açılıp açılmayacağına karar verir.

Ama biz tıpkı sizin yaptığınız gibi “örgütlü suçlar savcısı”na şikayetimizi yapacağız. Ve savcıdan Ekrem Dumanlı’nın telefonlarını dinlemesini, kimlerden talimat aldığının ortaya çıkarılmasını, tek elden özellikle de Pensilvanya’dan nasıl yönlendirildiğinin açığa çıkarılmasını isteyeceğiz. Hatta savcıdan Zaman gazetesinin reklam gelirlerini araştırmasını, özellikle de Ekrem Dumanlı’nın gelirlerinin incelenmesini talep edeceğiz.

Dumanlı eğer bildiğin “örgütlü suçlar savcısı” varsa referans da ol bize. Siz bu işleri iyi bilirsiniz ya…

İşte tam da bize yapılan budur.

Haber yaptığımız için, yanlışları yüksek sesle deşifre ettiğimiz, paralel operasyonlarını bozduğumuz için bizi sahte bir “örgüt” suçuyla  susturma girişiminin adıdır yaptıkları…

Haber yapmanın “örgüt kurmak” suçundan yargılanmasına yol açacağı tek yer “paralel hukuk” sistemindedir. Ve o yasadışı sistemle MEDYAGÜNDEM’i mahkum ettirmek isteyen de maalesef bu ülkede kendisine “gazeteci” diyen Ekrem Dumanlı, Emrullah Uslu, Bülent Keneş, Celil Sağır ve Kerim Balcı’dır.

kumpas

MEDYAGUNDEM

kemal-feto1

KK’nın FETÖ aşkına bakın!

FETÖ’nün en önemli yayın organlarının başında gelen Zaman ve Bugün’e kayyum atanması üzerine CHP Genel …

feto-medya

FETÖ’nün terörist yazarlarına müebbet

Zaman yazarları hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış hapis cezası istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü …

zaman1

FETÖ’nün ilk darbe mesajı

Zaman gazetesi iddianamesinde darbe mesajının FETÖ tabanına 2013’te Gezici ve polisin bir arada gösterildiği afişle …

1 Yorum yapıldı

  1. Medya Gündem Takipçisi

    16 Mayısta AK Parti İzmir milletvekili Rıfat Sait adına atılan “Soma’da 282 işçi kardeşimizin ölümünden sonra AKP’den istifa ediyorum. Vatandaşa yumruk atan bir herifin partisinde duramam. KATİLSİN TAYYİP” hackli twiti vardı. Bülent Keneş, Sayın Başbakanımız için kendinin hiçbir zaman direk söyleyemeyeceği ifadeleri bu çakma-hackli twitle dile getirdiğini söylememden sonra dün enteresan bir olay şahit oldum, iki tane AK Parti Milletvekilinin, AK Parti İzmir milletvekili Rıfat Sait twiti gibi hackli twitleri piyasaya sürdüler. Ama ne hikmetse bu sefer Bülent Keneş bu twitleri hiç kullanmadı, kullanmaması da gerekiyordu, çünkü; AK Parti İzmir milletvekili Rıfat Sait hacklenmiş twitinin Bülent Keneş tarafından Sayın Başbakanımız için kendinin hiçbir zaman direk söyleyemeyeceği ifadeleri söylemek için kurgulanmış, oluşturulmuş bir Bülent Keneş prodüksiyonu olduğu suçlaması karşısında ertesi günkü, yine kendisi tarafından kurgulanan mizansendeki malzemeleri kullanmayarak, ‘bakın bu işte ben yoktum, AK Parti İzmir milletvekili Rıfat Sait twiti üzerinden Başbakana karşı yaptığım hakaretler işte canım bir yanlışlıktı veya olayın hack ayağında benim alakam yok gibi bir imaj oluşturma girişimi işin rengini daha da belirginleştirirken Medya Gündem için kurulan tuzağında farklı bir boyutunu göstermektedir.

    Bunlar sürekli kanunlardaki boşluklardan, boşluk bulamazlarsa sahte delillerle sürekli bunu yaparken, görevli hakim ve savcılarında bunlara nasıl yardımcı olduklarına kısaca bakalım;

    6- Soruşturma Kovuşturma Usulü Maddesinde;
    TCK.’nun 220’nci maddesinde belirtilen suçların soruşturması ve kovuştur¬ması re’sen yapılır. Bu suçlarda dolayı açılan kamu davalarına bakma görevi Asliye Ceza Mahkemelerine aittir.

    Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarla ilgili olarak; soruşturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır.

    Derken, Medya Gündem’i için soruşturma ve kovuşturmayı HSYK tarafından Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarla ilgili olarak görevlendirilmiş bir savcı mı yapıyor? Yoook! Kim yapıyor Bilişim Suçları savcısı yapıyor. Görev alanı olmadığı halde nasıl yapıyor, ne gerekçeyle yapıyor? Terörle Mücadele Kanunu kapsamına görevli olmayan bir savcı tarafından telefon dinlenmesinde tutunda, diğer olaylar kadar mahkemelerden karar çıkartması daha da enteresan değil mi? Görevi olmayan bir savcının isteklerine cevaz veren hakimlere ne demelidir. Biri çıkıp savcı sen Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlara bakmakla yetkin var mı? Senin bu suç kapsamına giren yetkin yoktur, sen bu konuda soruşturma ve kovuşturma yapamazsın demiyor. İşte Ergenekon davasından, diğer büyük davalardan yargılanan bazı kişilere de hep kumpas kuruldu.

    6459 sayılı Kanun’un 11 inci mad¬desiyle, “örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan…” şeklinde değiştirilmiştir.

    Buna göre, suçun oluşabilmesi için, propagandanın,
    a) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ya da,
    b) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini övecek veya
    c) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek, şekilde yapılması gerekir.

    Kanunun bu maddesine göre Medya Gündem’in bunlardan hangisini işlediğini ispatlasınlar. Yani örgüt kapsamına nasıl, neyle soktuklarını ispatlasınlar. Hadi bu maddelerden hangisini işlediğini ispatlayın.

    Emin olun içeriye attırdıkları her kes ama herkes için bu tezgahı kurduklarına artık bu milletin kahır ekseriyeti inanmaya başladı.

    Ne kanunlar uyan bir fiiliyat, ne bir delil hiçbir şey olmadan seni içeri atıyorum seni de dışarı çıkarıyorum dan başka yaptıkları hiçbir şey yoktur. Adamların ağızlarından çıkan kanun, yazılı anayasaymış, kanunlarmış, yönetmeliklermiş hiç birinin kıymeti yoktur. Ağızlarından çıkan her şeyi bitiriyor.

    Tabi bükmedekileri bileğin karşısında en aşağılık senaryoyu hukukun önüne atıp haydi uygulayın, yapacaksın diyen şerefsilerin durumu daha ayrı bir konu, bunlar Müslüman’ım diye milleti kandıran melunlar var ya onların ne bu dünyada nede ahrette sefillikten başka bir kısmetlerinin olması mümkün değil.

    Geçenlerde Bülent Keneş, Memmed Baransu, AKP’ye oy verdiniz de bağları, bajçeleri don vurdu, eski AKP vekili Muhammed Çetin denen herif AKP’ye oy verdiniz bakın falan yerde deprem oldu diyecek kadar Allah’ı inkar etmeye kadar gittiler.

    Eski AKP vekili Muhammed Çetin denen herif Derby Üniversitesinde sosyal-siyasal hareketler alanında doktora yapmış biridir. Aldığı ‘Siyasal Hareketler’ eğitiminden olsa gerekir ki; toplumu germek için, Sayın Başbakana takoz koyabilmek için Allah’ı inkar yolarını bile denemiştir.
    O gün için pek fazla tartışılmayıp unutulan bir konu olan, AKP ye oy veril diye bağlara bahçelere don vurmasını, deprem olmasını çıkıp İman Hakikatleriyle açıklayın, bu Ametü’deki ‘hayır ve şer Allah’tandır’ değil bu AKP den diye tabanınıza çıkıp bir daha söyleyin sene, bizim aldığımız tedrisat bunları emrediyor diyin sene, bizler Ametü’ye değil bu tedrisata iman ediyoruz deyin sene! Hadi bekliyorum.

    Sen Bülent Keneş, Sen Memmed Baransu, Sen sosyal-siyasal hareketler doktoru Muhammed Çetin; sizler ALLAH’ı inkar ettiniz. Sizler Amentü’yü inkar ettiniz. Bunları yaparken de Allah adına hareket etiniz.

    Amerika’daki teknik direktör Sam Hodja’nın; “Bütün insanlığı kucaklayan, onlara hizmet götüren hareketlerde birbirini izleyen, izlemesi gereken tabi süreçler vardır” ifadesi dikkat çekti. “Aksiyonda süreklilik” vurgusunun yapıldığı yazıda “Onun için toplum içinde fikri önderlik yapanlar İMAN mevzuunda sürekli canlı tutacak esaslar bulmak, metodlar ve sistemler üretmek zorundadır. Bu yönlendirme olmazsa rehavet devreye girer ‘Allah’a şükür yıllardır başarıdan başarıya koştuk, artık zaman rahata erme zamanıdır’ demeler söz konusu olur” teknik, taktik nakavtları için yaptınız, yalan deyin.

    Sizlerin ‘İMAN mevzuunda sürekli canlı tutacak esaslar’ınız Allah’ı inkar edecek metotlar ve sistemlerdir. Yalan mı? Çıkıp bu konuyu her platformda tartışalım. Hodrimeydan!

    İşte Medya Gündem için uygulamaya koyduğunuz metotlar ve sistemler de inkar, yalan, iftira… vesireden başka ne ne? Bunları Müslüman kimliğinizle yapmadınız mı? Allah adına yapmadınız mı? Allah’ın dinine Allah adına savaş açanlar sizler değil misiniz? Her türlü inkarcılığın, sapkınlığın her türlüsünü bünyesinde barındıran o sapkın öğretiniz artık iflas etmiştir. Artık hesap alma değil, verme dönemi başlayınca Havuz medyası kumpas peşinde gibi çarpıtmalarla sonuç mu alacağınızı sanıyorsunuz? Madem kumpas, gizlilik ihlali vardı da, varsa bu nasıl olup da ‘örgüt’ suçlamasına muhatap oluyor? Paralel hukukunuzda kumpas veya gizlilik ihlalinin karşılığı ‘örgüt’ kurma, yönetme midir?

    Ey millet işte bunlar Allah’ı inkar edecek kadar sapkınlığın içindedirler, bunların gerçek yüzleri budur. Bunlar kendi şahsi ihtirasları için, çocuklarının, ailelerinin yaşadıkları burjuva hayatını devamı için Allah’ı inkar edecek kadar gözü dönmüş sapıklardır. Bunları iyi tanıyın, bunlar insan oğlunun başına gelecek her daim afetlere, kazalara, belalara bu ‘Allah’tan değil, bu AKP oy verdiğiniz için’ diyecek kadar inkarcı bir zer zevatın öğretilerinin militanlarıdır. Allah ıslah etsin, olmuyorlarsa bildiği gibi yapsın İnşallah!

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir