MEDYAGÜNDEM- Bu aralar Radikal’de fena bir kavga yaşanıyor. Her şey Akif Beki’nin “Militan gazeteciliğin ölümü” diyerek Birgün’ü o Başbakan Erdoğan’ın gözüne bant çektikleri birinci sayfasını eleştirmesiyle başladı.
Radikal’de Koray Çalışkan, Beki’ye yanıt verir gibi bir yazı yazdı, Beki’nin cevabı bol göndermelerle ama sert oldu.
Beki medyadaki “Ahmet Altanlaşma sendromu”nu yazdı, bu kez Radikal’de Özgür Mumcu “Akif Bekileşme sendromu” diyerek topa girdi.
O kavga sırasında arada Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da, “fırsat bu fırsat” deyip, Beki’ye olan kinini kustu. Koray Çalışkan’ın “yeni kankası” Ahmet Hakan, belli ki “eski düşmanı” Beki’ye vurmak için fırsat bulmuştu. Köşesinde, “Köşe yazarlığında ‘Başbakan’ın aleyhinde yazan gazetecilerin aleyhinde yazmak’ diye yeni moda bir akım söz konusu… Bu akımın önemli temsilcilerinden biri de Akif Beki.. Ahmet Altan’a atarlanmış Akif Beki… Özetle şunu söylüyor Ahmet Altan’a: ‘Başbakan birilerini azarlıyorsa, sen de köşe yazılarında Başbakan’ı azarlıyorsun… Durum berabere bence’. İletişim fakültesi öğrencilerine sesleniyorum. Lütfen ‘Başbakan’ın atarlanması’ ile ‘gazetecinin atarlanması’ arasındaki 32 farkı bir liste halinde çıkarın ve Akif Beki’ye bir biçimde postalayın.” diye yazdı.
“Ahmet Altanlaşma sendromu” yazısına ağzından salyalar akarcasına “kudurmuş” biçimde yanıt veren de Taraf’ın “küfürbaz başyazarı” Ahmet Altan’dı.
Bugün Radikal’de sanki bu yazılanlara bir cevap gibi Akif Beki, çok sert bir yazı kaleme aldı.
“Bir küfürbaz, bir Japon askeri, bir de yeniyetme” diye başlık attı, isim vermedi ama kendisine sataşanlara fena dayak attı!
Yazısına, “Tartışma daha da çirkinleşmeden sözümü geri alıyorum ben. Hayır, militan gazetecilik ölmemiş. Militan gazeteciliğin intiharını yazmıştım. Bana inat, hep bir ağızdan ispat-ı vücut ettiler. Yattığı siperden başını çıkaran saldırıya geçti, ‘Ölmedik hayattayız’ diye.” başladı.
3 ismi de Beki şöyle anlattı:
“Tesadüf bu ya, rüya gösteri için gereken başkarakterlerin üçü de orada: Marifetli küfürbaz, Japon askeri ve toy militan. Küfürbaz, daha yeni hakaretten tazminata mahkûm olmuş, matah bir şey zannediyor. Allaya pullaya öyle güzel satıyor ki hakaretten mahkûm olası geliyor insanın.”
Beki’nin “küfürbaz” dediği isim Ahmet Altan. Başbakan Erdoğan’a hakaret ettiği için tazminata mahkum oldu.
Peki “japon askeri” kim?
Beki onu şöyle tarif ediyor:
“Diğeri, savaşın bittiğini bilmeyen Japon askeri gibi. Saklandığı ormanda dünyadan bihaber yaşıyor. Ordusu teslim olmuş, o tetik çekmeye devam ediyor.”
Beki, “Japon askeri derseniz, itibarsızlaştırma faaliyetini marifet bellemiş. Mevzilendiği köşeden örgütlü operasyon çekerken suçüstü yakalandı, yine de pişkinliğe vuruyor. Bağlı olduğu kara propaganda müfrezesi dağılmış, gerçeği birlikte eğip büktükleri psikolojik harekât çetesi paramparça olmuş. Ama ormanda kaybolan Japon askeri gibi o. Görevin sona erdiğinden habersiz, seçilmiş hedeflere kara çalmaya devam ediyor.” diyerek aslında Ahmet Hakan’ı kastediyor. Oda TV ile ilişkisi, Soner Yalçın’la beraber yaptığı “tetikçiliği” anlatıyor.
Peki “yeniyetme” kim?
Onu da şöyle tarif ediyor Beki:
“Bizim yeniyetmeye gelince.. Asıl işi militanlık, yan meşguliyeti gazetecilik olduğundan her lafa atlıyor. Vaktiyle kara propaganda malzemesine dönüştürülüp tüketilmiş her ne çarpıtma, tahrifat, klişe görse sarılıp kalıyor mal bulmuş mağribi gibi. ‘Yeni başlayan’ manasına ‘mübtedi’ diye seslenin, hiç isim vermeseniz de kafasını ilk kaldıran o. Hemen ‘Buradayım’ diyor. Fakat bu mübtedi sözcüğünü fonetik benzerlikten dolayı müptezelle karıştırıyor olsa ki ağırına gidiyor sonradan.”
Muhtemelen de “yeni yetme” Koray Çalışkan, bir ihtimal de Özgür Mumcu.
medyagundem.com
