Anasayfa / GENEL / Hırsız Gülen örgütünün kopya skandalı!
gulen-hirsiz

Hırsız Gülen örgütünün kopya skandalı!

Komiser Yardımcılığı sınavlarındaki kopya organizasyonunda soruları hazırlayan komisyonda yer alan hocaların başrolü oynadığı ortaya çıktı. Paralel yapıya mensup hocaların hazırladıkları soruları komisyona sunmadan önce belirledikleri adaylara verdiği tespit edildi.


Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı 2012 yılı Polis Akademisi giriş sınavlarına yönelik soruşturmada paralel kumpas deşifre oldu. 2012 yılında Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi Komiser Yardımcılığı Sınavı’nı paralel kumpasla kazanan bir öğrencinin yazılı ihbarıyla başlatılan soruşturmada ilginç bilgilere ulaşıldı. Paralel yapının Akademi’de öğretim üyeleri, sınav hazırlama komisyonuna kadar organize bir şekilde hareket ettiğini ortaya koydu.

SAVCILIK TALİMAT VERDİ

Savcılık ihbar mektubu üzerine harekete geçerek Polis Akademisinin 2009-2013 yılları arasında yaptığı sınavların araştırılması talimatı verdi. Bunun üzerine 2009-2013 yılları arasında yapılan sınavlar incelenerek raporlaştırılıp Savcılığa sunuldu. Rapor son 4 yılda Akademi sınavlarında yapılan büyük bir kumpası ortaya çıkardı.

SINAV KOMİSYONU PARALEL YAPIDA

Rapora göre paralel yapı Polis Akademesi’ne giriş sınavı soruları Polis Kolejindeki branş hocaları tarafından hazırlanıyor. Polis Kolejinde görev yapan branş hocalarından oluşan sınav sorularını hazırlama komisyonu soruları sınavda çıkacak adet kadar hazırlıyor. Böylece paralel yapı işini hiç şansa bırakmadan tüm kadroları kendisi dolduruyor. Böylece paralel yapıya yalnızca hangi öğrencilerin Akademiye gireceğini belirlemek düşüyor.

HOCALAR SORULARI ÖNCEDEN SIZDIRDI  

Rapora göre; Polis Akademisi’ndeki kumpas Polis Koleji’nde branş hocaları etkin bir rol üstleniyor. Bu hocalar komisyonda hazırlamış gibi gösterdikleri soruları aslında daha önceden paralel yapının elemanlarına veriyor. Böylece sorular daha hazırlanmadan bu öğretim hocalarca seçilmiş öğrencilere verilerek sınava hazırlanmaları sağlanıyor.

BAŞKASI KAZANAMASIN DİYE ZOR SORU

Paralel yapı işi şansa bırakmıyor. Raporda; sınavda çıkan soruların üniversite sınavlarına nispeten zorluğu da dikkat çekiyor. Burada da yine kumpasın bir diğer boyutu devreye giriyor. Üniversite sınavlarında başarılı olan öğrencilerin Akademi sınavlarında başarı gösterememesinin sebebi bu zor sorulardan kaynaklanıyor. Üniversite giriş sınavından belli bir taban puan alan öğrencilerin girebildiği Akademi sınavında zor sorular sorularak başarılı öğrencilerin önü kapatılırken, önceden soruları verdikleri başarı durumu düşük kendi adamları sınavları kazanıyor.

TEZGAH 81-90 PUAN ÜZERİNE KURULDU

Üniversite giriş sınavlarında taban puan olarak genelde 350 benimsenirken, 350 ve üzeri puan alan öğrencilerin Akademi sınavlarında 26, 29 gibi puanlar alması da rapora yansıdı. Rapora göre paralel yapı sınavda dikkat çekmemek için elemanlarının 81-90 bandında puan almalarına yetecek şekilde soruları dağıtıyor. 2009 yılında yapılan Akademi sınavına giren şehit çocukları hariç 568 adaydan başarılı olan 200 asil adayın 140 aday 81-90 puan alırken, 100 adayda 91-100 puan aldı. 2011 yılında yapılan sınava şehit çocukları hariç giren 473 adaydan 103’ü 81-90 puan, 28’i ise 91-100 puan aldı. 2012 yılında yapılan ve şehit çocukları hariç sınava 668 aday girerken bunlardan 81-90 puan arası puan alanların sayısı 161 iken 91-100 puan alanların sayısı 23 olarak ortaya çıkıyor.

2010 YILINDA İSTİSNA YAŞANDI

Savcılığa sunulan raporda 4 yıllık incelemede 2010 yılında yapılan sınavdaki veriler dikkat çekiyor. Her yıl yaklaşık 200 kişinin Polis Akademisine alındığı bu sınavlarda 2010 yılındaki puanlama dikkat çekiyor. Sınav komisyonunu istediği gibi oluşturamayan paralel yapı bazı branş hocalarından soruları alamadığı için en başarılı aday ancak 84 puan alıyor. Bu yılda şehit çocukları hariç sınava giren 502 adaydan hiçbiri 91-100 puan alamıyor. 81-90 alan adayların sayısı 46’da kalıyor.

İstatistik bilimi yerle bir

Akadami’ye kabul edilen paralel yapının mensubu öğrencilerin üniversite giriş sınavında branşlarından aldıkları puanlarla ters orantısı da dikkat çekiyor. Rapora göre Akademi sınavına girebilmek için üniversite giriş sınavından alınacak taban puanı (genelde 350 olarak belirlenen) Türkçe Sosyal branşından alan öğrencilerin matematik-fen ağırlıklı Akademi sınavından 80 ve üzerinde puan aldığı ortaya çıktı. Buna karşılık üniversite giriş sınavından taban puanı matematik-fen alanından alan öğrencilerin aynı başarıyı matematik fen ağırlıklı Akademi sınavında gösterememesi de kumpası deşifre ediyor.

ÇELİŞKİLER RAPORDA

Savcılığın talimatıyla hazırlanan raporda Akademi sınavlarına ilişkin veriler istatistik bilimini yerle bir etti. Temelde benzer özellikler gösteren üniversite giriş sınavı ve Akademi sınavı sonuç bakımından çok çelişkili bir durum ortaya koyuyor. Üniversite giriş sınavında başarılı adayların Akademi sınavında da başarılı olması gerekirken bu durumun aksi bir tablo ortaya çıkıyor. Normal dağılımlı bir sınavda adayların çoğununu orta seviyede puan alması gerekirken düşük ve yüksek puan alan adayların az alması gerekirken bu durum Akademi sınavlarında tam tersine yaşandı.

(İLHAN TOPRAK/YENİ ŞAFAK)

MEDYAGUNDEM

feto-aglama

FETÖ’ye dünyayı dar ettik

Eylül 2016’daki BM Genel Kurulu görüşmeleri öncesi “FETÖ’ye dünyayı dar edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve …

erd-putin

Putin ile Erdoğan Karlov suikastini konuştu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, telefonda yaptıkları görüşmede Rus Büyükelçi …

akademisyen

FETÖ’cü sözde akademisyen kovuldu

“Polise askere güvenmeyin. Silahlanın” çağrısı yapan Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Mahmut Nihat Kanbur’un …

1 Yorum yapıldı

  1. İnsanların ister istemez devlet dairesine işi düşüyor. Bazı memurların işgal ettiği mevki ile zekâ düzeyi arasinda anormal bir orantısızlık dikkat çekmesine rağmen durumu anlamlandırmakta zorlanıyorduk. Bu ahmağın burada işi ne? Gibi sorular aklımıza gelmiyor da değildi. Şimdi durum daha iyi anlaşılıyor.

    Normal şartlar altında kamuda görev yapan kişilerin, zekâ düzeyi olarak vasatın üzerinde olması beklenir. Memurun performansı, meslekî başarı ve kamu hizmetinin sağlıklı yürüyebilmesi için bu şarttır. Efendimiz(s.a.v.)’in “emaneti ehline veriniz” emrindeki hikmet burada da açıkça ortaya çıkıyor.

    Paralel ihanet çetesinin bu emirden habersiz olması düşünülemez. Onların hesabında devlet memurunun vasıflı olmasından ziyade talimatları harfiyen uygulayacak karakterde olmasına öncelik verilmiş. Zaten kendi ağızları ile söylüyorlardı:
    – “Başkalarından olacağına bizden olsun da isterse çamurdan olsun.” diye. Zaten kötü yönetilen ülkelerdeki faşist rejimlerin kadroları da ideolojik yandaşlar tarafından dolduruluyor.

    Meğer adamların kamu hizmetlerinin sağlıklı yürütülmesi gibi bir dertleri yokmuş. Amaç devleti ele geçirmek olunca “emaneti ehline verin.” Emr-i şerifi “FÜRUAT” olmuş. Ayetlerin açık hükümlerini bile çarpıtılmış yorumlarla işine geldiği gibi çiğneyebilen munafikların sünnet konusunda titiz olmalarını beklemek saflık olur. Üstelik çalınmış soru ile komiserlik yapanlar bir de uniformalarına pensilvanyada okunmuş apoletleri takıyorlarmış. Onlar bir günah işlerse üfürükçüye de iki yazılıyor. Öbür tarafta Pensilvanya şarlatanının vay haline!.. Masun mu facir mi olduğunu hep beraber göreceğiz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir