Anasayfa / GENEL / Gülen örgütünden hain kaos planı!
kriz

Gülen örgütünden hain kaos planı!

Sandıkta hükümeti yenemeyen paralel yapı, ekonomik kaos planına bel bağladı. Piyasada “İşler kötü gidecek” algısı yaratılarak işadamlarına “Kriz çıkacak, nakitte kalın, yatırım yapmayın” telkini yapılıyor.

Hükümeti siyasi oyunlarla deviremeyeceğini anlayan paralel yapı, ekonomik kaos planını sahneye koyuyor. Piyasaya “İşler kötü gidecek” algısı yerleştirmeye çalışan paralel yapının, işadamlarına “Yıl sonuna doğru döviz artacak, faizler yükselecek bu nedenle likit kalın” telkininde bulunduğu öğrenildi. Bankalar da “Dolarda hızlı yükselme bekliyoruz” diye dedikodu yayıyor. Bu hain kaos planının baskısını yaşayan işadamları “Paralel yapının amacı piyasayı korkutarak yatırımların ertelenmesi ve işsizliğin artmasını sağlamak” görüşünü dile getiriyor. Paralel yapıya yakın şirketlerin ‘hileli iflas’ yöntemine başvurdukları da gelen bilgiler arasında. Yaratılmak istenen kaos algısına bilerek ya da bilmeyerek çanak tutan bankalar da kredibilitesi düşük KOBİ’lere finansman sağlamak yerine gelenleri faktoringcilere yönlendirmeye başladı. Bu da piyasada yüzde 9 olan kredi faiz oranlarının 30’lara kadar çıkmasına neden oluyor. 4 bin 800 şirketin üye olduğu Türkiye Yemek Sanayicileri Federasyonu’nun (YESİDEF) Başkanı Hüseyin Bozdağ, bu durumu bizzat kendisinin ve üyelerinin yaşadığını söyledi. Kaos planının Gezi olayları sonrasında devreye sokulduğunu belirten Bozdağ, dünya ekonomik krizdeyken, Türkiye’nin iki nükleer santral, demiryolu, havaalanı, otoyol ve köprünün de aralarında bulunduğu 150 milyar dolarlık projeye aynı anda başlamasıyla dikkatleri üzerine çektiğini anlattı. Bozdağ, “Şu anda ‘likit kalın, üretmeyin, paranızı yurtdışına kaçırın’ diye bir kaos planı başlatıldı. İki ayrı işadamı derneğinin başkanlığını yapıyorum. Reel sektörle içiçeyim. Yatırım yapmak isteyen sanayicilere yapılanlara şahit oluyorum” dedi.

FAİZ YÜZDE 30’LARA ÇIKIYOR
Gezi olayları öncesinde reel kesimin yüzde 4’lerle borç alabildiğini vurgulayan Bozdağ, şöyle konuştu: “Bunun daha da ineceğini düşünürken Gezi olayları patlatıldı. Faizler yüzde 11’lere çıktı. Bu oran da TÜSİAD üyesi şirketlere uygulandı. Paraya ihtiyacı olan KOBİ’ler ise bankaya gittiklerinde ya para bulamadı ya da banka çatısı altındaki faktoring şirketlerine yönlendirildi. Şu anda da aynı oyun oynanıyor. Bankalar faktoringe yönlendirince faiz otomatikman yüzde 16’lara yükseliyor. Ağır teminatlar isteniyor. Şirketin riski biraz yüksekse bu oran pul parası ve dosya masrafı gibi kalemlerle yüzde 30’lara kadar ulaşıyor. Bunu bizzat üyelerimden duyuyorum.” Bozdağ, yeni Türkiye’nin üretimle büyümesi gerektiğini belirterek, “Merkez Bankası da buna destek olsun” dedi.

HİLELİ İFLAS YÖNTEMİ DEVREDE
Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİ- AD) eski başkanı Abdullah Değer de kaos planının Doğu ve Güneydoğu’da da devreye alındığını, bu sayede çözüm sürecinin baltalanmak istendiğini söyledi. Küçük işletmelerin krediye erişmesinin yüksek faizle engellenmeye çalışıldığını anlatan Değer, “Bankacılar kredilerde zorluk çıkarıyor. Herkese ‘siyasi kriz çıkacak bu da ekonomiyi vuracak, dolar 2.50 lira olacak’ diye felaket senaryoları anlatıyor” dedi. Piyasada hileli iflasların da arttığını söyleyen Değer, “Bazı şirketler piyasayı kötü göstermek için iflas erteleme silahını kullanıyor” değerlendirmesini yaptı.

ÇÖZÜM BALTALANMAK İSTENİYOR
Türkiye’nin bölgesinde sözünün dinlenmesini istemeyen ülkelerin içeride bu olayları başlattığını söyleyen YESİDEF Başkanı Hüseyin Bozdağ, “Türkiye, Kuzey Irak’ta sözünü dinletmeye başladı. Silahların bırakıldığı çözüm süreci devreye girdi. Ondan sonra bu kaos planları ortaya atıldı” dedi. Bozdağ, olumlu gelişmeler yaşanırken önce Gezi olaylarının daha sonra 17-25 Aralık operasyonlarının devreye sokularak Türkiye’nin 98 milyar dolar zarar etmesine yol açıldığını söyledi. (SABAH)

MEDYAGUNDEM

erdogan2

Erdoğan’ın çağrısına iş dünyasından büyük destek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) tüm üyeleri nezdinde bugün başlattıkları …

feto-aglama

FETÖ’ye dünyayı dar ettik

Eylül 2016’daki BM Genel Kurulu görüşmeleri öncesi “FETÖ’ye dünyayı dar edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve …

akademisyen

FETÖ’cü sözde akademisyen kovuldu

“Polise askere güvenmeyin. Silahlanın” çağrısı yapan Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Mahmut Nihat Kanbur’un …

2 Yorumlar

  1. TodaySS Zaman’ın Yazarı Orhan Kemal Cengiz

    Bunun hazırlıklarını namı İngiliz Kemal olan TodaySS Zaman’ın yazarı Orhan Kemal Cengiz 02.08.2013 tarihinde zaten yapmıştı, Recep Tayyip’i ekonomik krizle indirin diye çağrı yapmadı mı? Yalan desin! Unutamadığım bir olay olduğu için arşivimde hala saklarım. Bu yazı internetten kaldırılmış olup muhakkak okumanızı isterim. İleriki günlerde mahkemelere delil teşkil edebilecek bir yazı olduğunu herkes bilsin.

    İşte TodaySS Zaman yazarı namı İngiliz Kemal olan Orhan Kemal Cengiz denen vatan hainin o yazısı;

    Erdoğan iktidardan nasıl düşer?

    Bütün bu sayacaklarım için yeni bir konsept geliştirmemiz gerekiyor: Başbakan Erdoğan Gezi Parkı protestolarındaki sözüm ona rolü dolayısıyla Türkiye’deki en büyük holdinge öfke duyuyor. Bu öfkesini de halka açık toplantılarda açıkça ifade etti ve şimdi de bu şirketler vergi denetmenleri tarafından soruşturuluyor.

    Başbakan Erdoğan Divan Otel sebebiyle bu otelin sahibi olan Koç Holding’e çok kızdı. Zira otel Gezi Parkı olayları sırasında protestoculara kapısını açmış ve onlara tıbbi yardımda bulunmuştu. Denildi ki bir ihbar mektubu üzerine grupa ait şirketlerden bazılarına vergi denetimlerine başlandı. Ancak herkes bu denetimlerin asıl sebebini çok iyi bilmektedir. Denetimle ilgili haberler medyaya yansır yansımaz şirketin borsadaki hisseleri milyonlarca değer kaybetti.

    Bence bu tarz bir gözdağı hiç bir şartta açık bir toplumda, hiçbir demokraside ve serbest piyasanın teşvik edildiği hiçbir sistemde kabul edilemez. Hemen her gün medyanın hükümet tarafından nasıl kuşatıldığını bu sütunlarda yazmaktayız. Bu son güç gösterisinden sonra ise, Erdoğan’ın kendi gücü karşısında sadece medyaya diz çöktürmeyi istemekle kalmayacağı fakat diğer herkesi de kontrol altına almak istediği anlaşılıyor. Koç Holding tek başına Türk ekonomisinin yüzde 10’unun teşkil ediyor. Böylesi büyük bir şirkete yönelik bu gözdağı girişiminin açık bir şekilde kamuoyu önünde yapılması sonrasında, ülke genelindeki iş çevrelerinde yayılacak şok dalgasını tahmin etmek zor değil.

    Bütün bu yapılanlara rağmen, Erdoğan’ın partisinde kendisine karşı hiçbir güçlü muhalefet emaresi görünmemekte… Bu çok enteresan zira ben Ak Parti’deki herkesin veya bu partiyi destekleyen bütün insanların Erdoğan’ın Gezi olayları sonrasındaki bu tavrını tasvip ettiğini düşünmüyorum. Bu tarz davranışlar ve buna benzer yaklaşımlar Türk ekonomisine ciddi zararlar verebilir. Yabancı yatırımlar ülkeyi terk etmeye başlayabilir. Bazı ekonomistler daha şimdiden “ani durgunluk sendromundan” bahsetmeye başladı ki bu AK Parti’yi ve Erdoğan’ı destekleyen iş çevrelerinde ciddi endişelere sebep olabilir. Ancak dediğimiz gibi buna rağmen bu çevrelerden de herhangi bir eleştiri duyamadık.

    Bence küçük bir hareket büyük bir fırtınaya sebep olabilir. Sözgelimi muhalif kanattan biri İstanbul belediye başkanı olursa o zaman zincirleme bir tepki reaksiyonu başlayacaktır. Yani muhalefet İstanbul’da seçilebilir bir aday arkasında birleşirse, böylece Erdoğan’ın düşürülmesi için hızlı bir yol açılmış olabilir.

    Erdoğan bütün bu sert ve keskin politikasıyla birlikte bu ihtimali de görüyordur. Bu arada Ak Parti’nin yerel ve genel seçimleri bir arada yapması da sürpriz olmayacaktır.

    Her ne yapılırsa yapılsın eğer AK Parti Ankara ve İstanbul’u alamazsa ya da oylarından büyük bir kısmını kaybederse Erdoğan bizzat kendi partisi içinde büyük bir muhalefet ile karşılaşacaktır ve biz de hep beraber şu anki birliktelik görüntülerinin gerçekten aldatıcı olduğuna şahit olabiliriz.

  2. Bu mafyatik paralel yapı ergenekoncuların sığ yöntemlerinin bir tık daha ilerisinde yöntemlerle hükümeti devirmeyi planladı ancak hevesi kursağında kaldı çünkü bu millet artık cumhuriyetin ilk yıllarında devlet eliyle zenginleştirilerek bugünlere getirilen ve bugün ülke ekonomisinin yüzde 10 unu oluşturan Koç grubunun yine devlet eliyle istenirse bir hiç haline getirilebileceğini biliyor. işte o yüzden seçtiği lidere sahip çıkıyor. Bu ülkede devlet eliyle zenginleştirilmiş koç ve benzeri ayrıcalıklı azınlıkların hadlerini bilip bu gerçeği kabullenmeleri ve hükümete karşı yürütülen çirkin operasyonlarla aralarına çok ciddi bir mesafe almaları şarttır.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir