Anasayfa / ANALİZ / Gülen örgütü katil Esad’a casusluk hizmeti mi veriyor?
hikmet-gulen

Gülen örgütü katil Esad’a casusluk hizmeti mi veriyor?

‘Paralel Yapı’ Esed’e casusluk hizmeti mi veriyor?

HİKMET GÖK/HABER 10

Başlıktaki tespit bana değil Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait.

Sarsıcı, korkunç…

Ama bu sarsıcı, inanılmaz ve korkunç olayları iki aydır yaşıyoruz.

Başbakan’ın son dönemdeki bunca feryadını “siyasi taktik, atraksiyon” olarak değerlendirmek, en az o olaylar kadar dehşet verici bir yaklaşım olur.

Başbakan, bir devlet adamı titizliğiyle ülkenin geleceğinin kaygısını dillendiriyor.

Neden mi?

Türkiye özellikle son iki aydır kendi savcı, emniyet müdürü ve jandarma komutanları eliyle bir casusluk saldırısı altında.

Bu faaliyetin üst kadroları Gülen örgütü gibi gözükse de daha vahim olanı başka ülkelerin maşası olduklarına dair ciddi bulgular ortaya çıktı.

İki olayda bu iddiayı doğrular mahiyette onlarca delil ortaya çıktı.

1- Halkbank’a operasyon…

2- Tırlar ve İHH’ya operasyon…

Gelin hep birlikte, planlı ve bilinçli olarak bilgi kirliliği ve algı mühendisliği yapan, yalan ve çarpıtmaları ile zehir saçan Gülen örgütü medyası ve Ergenekon medyasının (Doğan ve aydınlık grubu) ortalığa yaydığı sislerin altında flulaştırılan olgu ve cisimlere daha yakından bakıp netleştirmeye çalışalım.

Önce Halk Bankası.

17 Aralık’taki operasyonda Genel Müdür yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınır. Bankanın Ankara’daki genel müdürlükte arama yapılır, bankanın verileri, bilgileri minibüse yüklenip İstanbul’a getirilir.

Savcı öyle talimat vermiştir.

Peki yolda ne olur?

Bankanın özellikle Kuzey Irak ve İran’la yaptığı ticari faaliyetlerini kapsayan data’lar, yolda kopyalanır.

Peki bu bilgiler kimin hedefinde? ABD ve İsrail.

Bankanın oralarda ne tür ticari faaliyet yürüttüğünü merak etmeyen bir CIA ve Mossad herhalde zeytin toplamakla meşgul olur!

Halk Bankası olayında ABD ve İsrail adına casusluk mu yapıldı?

İkinci resim tırlar olayı.

Suriye’de çözüm arayışı için toplanan Cenevre-2 konferansının tarihi 22 Ocak 2014.

1.Tır Operasyonu 1 Ocak 2014 günü akşam saatlerinde gerçekleşti. İHH bir gün önce Ankara’dan 5 yardım tırını bir basın toplantısı ile yola çıkardı. 1 Ocak akşamı Hatay girişinde bir tır durduruldu. Gülen örgütü medyası ve Doğan medyası aynı dakikalarda “İHH’ya ait bir tır Hatay’da durduruldu. İçinde silah olduğu ve El-Kaide terör örgütüne silah taşıdığı iddia ediliyor” şeklinde internet sitelerinde manşetler atmaya başladılar. İHH hemen açıklama yaptı, durdurulan tırın kendilerine ait olmadığını duyurdu. Çünkü İHH tırlarından birinin şoförü yolda rahatsızlandığı için Hatay’a varmadan, bir konaklama yerinde durmak zorunda kalmış ve yeni şoför gelene kadar beklemişlerdi.

Buna rağmen Gülen ve Doğan medyası ertesi günü gazete ve televizyonlarında ilk iddialarını yayınlamayı sürdürdüler.

Ve 14 Ocak 2014.

Sabah erken saatlerinde bir operasyon haberi geldi: “İHH’nın Kilis’teki depo ve ofisinde terörle mücadele ekipleri arama yapıyor.” Saatler geçince manzara netleşti: Van’da yürütülen El-Kaide’ye yönelik bir soruşturmada İHH’da yerel birimde görevli bir çalışanın da adı dahil edilir. Kilis Emniyet Müdürü, Kilis Cumhuriyet Başsavcılığı’nın operasyondan haberi yoktur. Ekipler Van’dan gelmiştir.

Garabet bununla bitmiyor. Söz konusu şahsın ikamet adresi, ofisteki bilgisayarı belli. Oralar aranmıyor. İHH’nın depoları aranıyor, ofislerindeki bütün bilgisayarlarına el konuluyor.

Yine, başta Gülen medyası olmak üzere özellikle Doğan medyası, olayı “İHH’ya El-Kaide baskını” başlıkları ile duyurdular.

19 Ocak 2014. Yine akşam saatleri. Adana’nın Ceyhan ilçesinde iki tır durduruldu. Ama ne durdurma, 250 jandarma ile.

Güya tırlarda silah var ihbarı yapılmış.

Tırlara eşlik eden araçlarda MİT elemanları, görevli olduklarını ve tırların açılamayacağını bildiriyor. Ama jandarma komutanı, askerlere ateşe hazır emri veriyor. Askerler diğer devlet görevlilerine uzun namlulu silahlarını doğrultuyor, eller tetikte.

Özel yetkili Başsavcı Vekili birkaç dakika sonra olay yerine geliyor.

Olay yerine bir de telefon sinyal kesici jammer araç da getirilmiştir. Mit görevlilerinin üstlerini aramaları engelleniyor.

Yani, tırın MİT’e ait olduğunu bile bile arama yapmaya kalkışıyorlar.

Uzman olmaya gerek yok. Silah olan tıra baskın yapılacaksa sinyal kesici sistem neden olay yerine getirilir? Eğer terörist veya kaçakçı iseler tam tersine telefon etmelerine göz yumulur, kiminle irtibat kurdukları savcı için bulunmaz bir delildir, çünkü.

Yani o savcı ve büyük ihtimalle komutan ihbar mizanseninden haberdardı ve tırların MİT’e ait olduğunu önceden de biliyorlardı.

Üstelik sinyal kesici araç ordayken tırın fotoğrafları birkaç dakika içinde nasıl oldu da Doğan ve gülen medyasının manşetlerini süslemeye başladı?

Ve amaç?

Türkiye devlet eliyle Suriye’ye silah sevk ediyor” dedirtmek, delil üretmek, o imajı vermek.

Esed yönetimi bu iddia ile Türkiye’yi Lahey Adalet Divanı ve BM’ye şikayet etmişti zaten.

Dosyaya konulacak ciddi belgelere ihtiyacı vardı.

Gülen ve Doğan medyası bunu fazlasıyla yaptı.

Today’s Zaman İngilizce sitesinde şu şekilde manşet attı ve Twitter’da paylaştı: “El-Kaide’ye silah taşıdığı iddia edilen tıra operasyon

Esed yönetiminin iddiası: Türkiye teröristlere silah yardımı yapıyor.

Alın size Gülen grubundan belge!

Bu noktada soru şudur: Gülen’le irtibatlı ekipler Esed’e ve Rusya’ya ajanlık yapmış olmadılar mı?

Cevabını savcılar soruşturup verecektir.

Verdi de.

Aşağıdaki cümlelere Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili’nin tır soruşturmasıyla ilgili kararından:

Genel itibariyle Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli İstihbarat Teşkilatı, söz konusu ihbarlarla etkisiz hale getirilme, faaliyetleri ve çalışanları deşifre edilmeye çalışılırken, bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında herhangi bir şekilde faaliyet gösteren karşı casusluk örgütlerinin hiçbir faaliyetinin bu şekilde ihbara konu edilmemesi de sorgulanması gereken bir husustur. Buradaki ihbarlarla soruşturmayla bağlantıları tümüyle ortaya çıkarılabilecek yapının, ülkenin Milli İstihbarat Teşkilatı’nın tüm faaliyetlerini, çalışanlarını deşifre etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin İstihbarat Teşkilatı’nı yabancı istihbarat servisleri karşısında çaresiz ve savunmasız bırakmayı amaçladığı değerlendirilmektedir.

Savcı, bu faaliyeti yürütenlerin ülke aleyhine bir casusluk faaliyeti olduğunu ve karşı casusluk faaliyeti kapsamında değerlendirileceğini de mütalaasında belirtiyor.

Başka söze pardon delile gerek var mı?

Başbakan’ın neden bu örgütün üst kadrolarını ihanetle suçladığı şimdi daha net anlaşılmıyor mu?

YAZININ KAYNAĞI İÇİN TIKLAYIN

MEDYAGUNDEM

feto2

Teröristbaşının şifresi çözüldü

Teröristbaşı Gülen’in 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde Amerikan gazetesine verdiği röportajında kullanılan fotoğrafın şifreleri çözüldü. …

darbe

Allah’a değil Feto’ya tapan sapıklar!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1’i …

feto

Teröristbaşının son oyunu!

Teröristbaşı Fetullah Gülen, dün bir Mısır gazetesine “darbeyi Atatürkçü ve laik subaylar yaptı, bizim ilgimiz yok” …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir