Anasayfa / GENEL / FETÖ bazı kripto isimler konuşmasın diye hipnozla hafızalarını siliyor!
dilipak1

FETÖ bazı kripto isimler konuşmasın diye hipnozla hafızalarını siliyor!

Abdurrahman Dilipak bugün Yeni Akit gazetesindeki köşesinde Fetocu terör örgütünün içinde neler yaşandığına dair çarpıcı bir yazı kaleme aldı. “The Cemaat ‘Cemaat’e karşı…” başlıklı yazısında Gülen örgütünün nasıl bittiğini anlatan Dilipak, bazı kripto kişilerin konuşmaması için paralel örgütün hafızalarını hipnoz teknikleriyle silmeye çalıştığını iddia etti. İşte yazısı:


GÜLEN ARTIK ABD’DE RAHAT DEĞİL

Aslında siz bunu Cemaat, “The Cemaat”e karşı şeklinde de okuyabilirsiniz. “Bu ne demek” derseniz, açıklayayım. Hani bir AK Parti ve bir de AK Parti içinde AKP’liler var ya, işte böyle bir şey.

“Cemaat” derken, bir sürü cemaatten söz etmek mümkün. Ya da paralel yapı için bu sıfatı kullanmak da mümkün. Halk dini topluluklar için hep bu “cemaat” tanımını kullanıyor ama, bana kalırsa, işin aslı ve doğrusu, Müslümanlar tek bir ümmet, tek bir millet, tek bir cemaattir. Yok ille de teknik anlamda cemaatten söz edecek olursanız, 3 kişi bir araya gelince bir cemaat oluşturur.

Bu arada şunun da altını çizelim, her cemaat denen grubun içinde belli bir “The Cemaat” oluştu. Aynı şekilde servetle, güçle tanışan cemaat grubları içinde “derin yapılar” oluşmaya başladı. Tabii bunu kendileri bir türlü kabul etmek istemeseler de bu böyle.. Bu da sürpriz değil aslında. Bu yazımda “Cemaat” ve “The Cemat”den kastım, paralel yapının yeşil kabuğu ile, mor kriptoları..

Cemaat içinde derin bir hesaplaşma ve ayrışmanın eşiğindeyiz.. Zaten 2016’dan itibaren gelecek günler geçen günleri aratacak onlar için. İtiraflar ve ele geçen bilgi, belge ve tanıklar, diğer ülkelerdeki gelişmeler ışığında birçok gerçek ortaya çıkacak. Artık “diyalog” ve “hoşgörü”den söz eden yok. Dini argümanlar da terk edildi. Esoterik yorumlar ve Kehanetlerin de içinin boş olduğu görüldü. “Hoca efendi”, “kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede” pozisyonuna düştü. Artık ABD’de rahat değil.. Hatta Kanada’ya gittiği söyleniyor. Kendi içlerinde ciddi bir çatışma yaşıyorlar…

DEVLETİ ELE GEÇİRME OPERASYONU SONUNA KADAR DEVAM EDECEK

Halen paralel yapı, seküler, kripto, hatta gayrimüslim yabancı birtakım unsurlar tarafından yönetiliyor. İş başa düştü. Kehanet gibi lanet seanslarının da suyu çıktı.

Geçen gün boğazdan motorla geçerken o “camia”dan iki gazeteci ile karşılaştım. Konuştuk biraz. Bu çevreden çok fazla tanıdığım var. Ben bu olaylar patlamadan 6 ay önce yazdığım yazıdan önce bu çevreleri de, iktidar çevrelerini de uyardım ama kimseyi inandıramadım. İktidar çevreleri işi abarttığımı düşünüyordu ve konu ile ilgili iddiaları komplo olarak görüyordu, “Cemaat” ise kendi dışındaki herkesi hafife alıyordu. Uçuyorlardı. “Özgül ağırlıkları”na çok güveniyorlardı.

Cemal Uşşak’ı defalarca aradım, hatta karşılaştığımda gidişatın kötü olduğunu söyledim ama sadece sükut etti. Aylar öncesi o yazım ve uyarılarımı cemaat tekzib etti, AK Parti komplo olarak değerlendirdi.. Yeni Akit patron ve yazarları ile, cemaatin önde gelen isimleri olay patlamadan aylar önce bir yemekte bir araya geldik. Söylediklerimizi tebessümle dinlediler. Sonra bildiklerini yapmaya devam ettiler.

Olan oldu. Peki şimdi ne olacak? Olacak olan belli. Bu, uluslararası sistemle birlikte hareket eden yapının devleti ele geçirme operasyonu sonuna kadar devam edecek.. Hareket artık dini karakterini büyük ölçüde kaybetti. Ama hareketin en dışında yer alan yeşil kabuk hâlâ işin farkında değil. Dehşetli bir AK Parti düşmanlığı yapıyorlar. Kin, öfke, nefret yüklüler. Kendi abi ve ablalarını, hocalarını suçlamak yerine iktidarı suçluyorlar.. Çünkü işin ucu kendilerine dokunuyor. Hâlâ himmet toplayan memurları, öğrencilere burs toplayan hamiyet sahibi insanlar gibi görüyorlar.. Soruları çalıp dağıtanlar onlara göre masum. Dershanelerdeki öğretmenlerin işsiz kalmaları ve dışlanmalarından dolayı iktidarı suçluyorlar..

Aslında HDP’lilerle, KCK’lılarla, BÇG’lilerle, ÇYDD, ADD ile aynı mantığı kullanıyorlar. Celal Şengör de aynı mantığı kullanıyor. Çaycı iken kayınbiraderi üzerinden, onun üzerine kayıtlı otobüs sahibi olan, doğudan batıya her hafta garip yolcuların yükleri arasında eroin taşıyan adamın masumiyetinden söz eder gibi, paralel yapının kripto elemanlarının masumiyetine inandırmaya çalışıyorlar insanları.

CEMAAT İÇİNDE SORGULAMA BAŞLADI

Öte yandan, bunlara inanan, kanan birileri, eğer bu suçlara alet olmamışsa, sadece aidiyeti yüzünden suçlanmamalı. Hem zaten operasyonlar başlayana kadar herkes gidip hocaefendinin elini öpmüyor mu idi.. Sapla saman karıştırılmamalı. Bu işe bulaşıp, sonra pişman olanların etkin pişmanlıktan yararlanmaları sağlanmalı. Varsayalım suçlu ve vaz da geçmiyor. Suçlunun da hakları var, suç ve ceza orantılı olmalı. Hepsinden önemlisi, bu iş cadı avına dönüştürülüp, herkes aynı derecede suçlu imiş gibi bir hava oluşturulmamalı. Yani geri dönüş kapısı hep açık olmalı. Bir topluluğa olan öfkenin birilerini onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmemesi gerek. Dış tehdit ve baskı, dışlanmışlık, hain, ajan damgası yemek bunları panikletmiş durumda. Dışarıya çıkınca yalnızlaşacaklarını, suçlanacaklarını, dışlanacaklarını düşünüyorlar, onun için dayanışıyorlar.. Cemaat de bu havayı kışkırtıyor. Ama o eski hava yok. İletişimleri, eğitimleri, eğitim ve dua seansları artık eskisi gibi değil. AK Parti düşmanlığı, mağduriyet, mazlumiyet üzerine kurulu bir dünyaları var ve bir yandan da kendi içlerinde, siyaset, para ilişkileri, işsizlik, yardımlaşma konusunda ciddi bir sorun yaşıyorlar.. Kehanetlere dayalı beklentileri bir yandan canlı tutulmaya çalışılırken, öte yandan bir sorgulama da başlamış gibi.

KİMİLERİNİN HAFIZASI HİPNOZ SEANSLARI İLE SİLİNMEYE ÇALIŞILIYOR

Kripto bazı kişilerin konuşmamaları için üzerlerinde ciddi bir baskı var. Satıp savup kaçmak isteyenler var. Kimi psikolojik terapi alıyor, kimilerinin hafızası hipnoz seansları ile silinmeye çalışılıyor. Kimin bundan sonra ne yapacağı belli değil. Biri başka yere gidecekse, ne zaman nereye gidecek, eldeki bilgiler ve paralar kime nasıl aktarılacak, buna kim karar verecek, bu belli değil. Varolan o sistem çöktü, zincir kırıldı. Birileri korku ve panik içinde hesap pusulalarını imha ettiği için kimin üzerinde ne kadar para var, onlar da karışmış vaziyette. Dinleme kayıtları, kasetler, örgütün gizli arşivi, bu işlerle meşgul muvazzaf ve başka işlerde çalışan insanlar arasında iletişim, hiyerarşi ve bundan sonra izlenecek yol konusunda ciddi bir kafa karışıklığı var.. Bu kişiler hakkında bulundukları ülkelerde de sorunlar yaşanıyor. Yabancı istihbarat örgütleri de artık bu kişilerin, paraların ve gizli bilgilerin peşinde..

HERŞEYLERİNİN KAYBETTİLER

Anlayacağınız hem cemaatin, hem de The Cemaatin durumu hiç iç açıcı değil. 28 Şubat’ta holdinglerin çöküş günlerini hatırlatıyor bana. Cemaat ve The Cemaat birbirini suçluyor, bu işlerin bu noktaya gelmesinden.. Bu arada, bu cemaat dediğiniz yapıya inanan insanların 25 yıldır farklı bir dini inanış ve önderliğe inandıklarını, tam da iktidara el koyarak yeni bir altın çağın kurucu önderleri olmayı hayal ederken, bu yeni din algısı dahil, tüm hayalleri ve itibarlarını kaybetmenin ötesinde hain damgası yemelerinin sebeb olduğu travmayı düşündüğünüzde bu kişilerin nasıl bir haleti ruhiye içinde olduklarını daha iyi anlarsınız. Her şeylerini kaybettiler, dinleri, dünyaları ve gelecek hayallerini, makam ve paralarını, her şeylerini.. Kolay değil.. Selâm ve dua ile..

ABDURRAHMAN DİLİPAK/YENİ AKİT

MEDYAGUNDEM

katar5

Büyük fitneye hazır olun; Sünni-Şii savaşı!

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Katar’a yönelik ambargo kararını değerlendirdiği yazısında şok bir iddiada bulunarak …

kemalk

Sahibinin sesi!

Katar krizi sonrası AK Parti’ye “İhvan’dan desteğinizi çekin, Rabia’dan vazgeçin” diyen Kılıçdaroğlu’na, Dilipak’tan sert tepki …

rubin-bharara

Bu FETÖ’cüler yüzünden biz de ABD üslerine el mi koyalım

Yeni Akit gazetesinde Abdurrahman Dilipak’ın “Adaletin bu mu dünya!” başlıklı yazısı şöyle… Biliyorsunuz, ABD 11 …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir