MEDYAGUNDEM.COM- Gülen örgütü Türkiye Cumhuriyet devleti tarafından “iç tehdit” listesine giren terör örgütleri arasında yer alıyor.
Gülen örgütü her türlü meşruiyetini yitirip, Türkiye Cumhuriyeti’ne savaş açmış bir illegal şebeke artık… Devlet bizzat ABD’den Fetullah Gülen’in iadesini ya da sınırdışı edilmesini istiyor.
Ancak bu tehlikeli örgütün gazeteleri ZAMAN ve BUGÜN’e özellikle Koç, Sabancı ve Zorlu gibi büyük patronlar tarafından reklam desteği verilmesi kafaları karıştırıyor.
Gülen örgütünün resmi yayın organlarına, Zorlu grubu, Vodafone, Koç Holding ve Sabancı Holding markalarının (Fiat, Vestel, Akbank, Teknosa, Carrefour ) reklam desteğini kesmemesi dikkat çekiyor.
Ahmet Nazif Zorlu, Mustafa Koç ve Güler Sabancı devletin mücadele ettiği Gülen örgütüne desteği büyük bir skandal olarak da değerlendiriliyor.
Üç büyük patronun Gülen örgütüne bir “tehdit” ve “şantaj”la mı böylesine destek oldukları merak ediliyor.
Kamuoyu özellikle Sabancı ailesinden bir cevap bekliyor.
Aksi takdirde Koç, Sabancı, Zorlu’nun Gülen örgütüne desteği devlet için de bir “tehdit” halinde not edilmeyi gerekli kılıyor.
Ahmet zorlu paralelin dinleme listesin de idi,, telefon no ya kadar yayimlandi,, gayet normal degilmi,, reklama zorlanmasi,, SImdi bir tarafdan devletin savunma hizmetlerine talip olacak orduya IHA vereceksin,, diger tarafdan bu cete tarafindan dinlenme ve takibe trakilacak ve de paralel e desdege devam edeceksiniz,, cook saibeli isler bunlar,,
Bunu bilmeyecek ne var. Güçlü iktidar, vurguna geçit vermez, güçlü maliye politikasını netice verir. Faiz vurgunu yok, teşvik vurgunu yok, siyasete karıştırarak ya da yandaşına danışarak avanta vurgunu yok. 28 Şubat döneminde Türkiye’nin sanayi kuruluşlarının çoğunun neredeyse gelirlerinin yüzde 80’i faizden geliyordu. Hatta ünlü ve de özel sektörün ağa babalarından birine gazetecilerin bu konuda yönettiği soru üzerine verdiği cevap, “Yönetici arkadaşlarımız profesyonelce ve ekonominin gereğini göre işlerini yapıyorlar“ şeklinde olmuştu. Siyasi istikrasızlık kar hanelerine faiz vurgunu olarak yansıyordu. AK Parti’ye İsrail ve neoconlardan önce bu memlekette kim ne zaman mırın kırın etmeye başladı? 2006’da büyük sermaye. Çünkü avantalar gitti yüzler ekşimişti. Paralele olan aşkları ise onların hem muhalifleri siyasi partiyi din maskesiyle vurması, hem de her türlü menfaate helal kılıf giydirmeleri ve bürokrasideki elemanları vasıtasıyla ayıplarını örtmeleridir. Böyle bir avantajı kim kaçırır? Türkiye’nin ihracatı 150 milyar dolara dayandı. Bunların payı sürekli düşüyor. Üstelik üretmeyip ithale dayalı ihracat yapıyorlar. Gelirlerini yabancı bankalarda tutup back to back kredilerle bir başka avantadan yararlanıyorlar. Evet sümük salya ağlayarak kitleleri etkileyen bir meczup, sinekken kendini tavus kuşu göstermesinin foyası her gün yeni bir taksitle ortaya çıkıyor.