Takvim gazetesi genel yayın yönetmeni Ergün Diler’in bugün “Sıra Putin’de” başlıklı yazısı:
Öncelikle şunu bilmemiz gerekir ki herkes hata yapar. Biz de yaparız. Devletler de… Hataların kaynağı genelde DOĞRU bildiğimiz YANLIŞLARDIR. Ki bunu değiştirmek çok zordur. Korkularımız, yaşadıklarımız, çevremiz, üniversiteler, medya gibi etkenler bizi DOĞRUYA götürür. Ama bu gerçek olmayabilir. Kabul gören büyük bir DOĞRU da olsa sonu yanılgıyla biten çok örnek vardır.
IŞİD, daha öncesinde El Kaide…
Bu iki örgüt “MÜSLÜMANLAR TERÖRİSTTİR” ilkesinden hareketle kuruldu. El Kaide’yi kuranlar kimse bunlar kalkıp Amerika ile savaştı. Hem de dünyanın her yerinde. Liderini ekranda gören vardı ama bilen yoktu. Kaç kişi olduklarını, parayı nereden bulduklarını, amaçlarını hiç kimse bilmiyordu.
Ne istedikleri açık-net değildi.
Ama Amerika ile savaşıyorlardı.
Ne için?
Bilmiyoruz!
IŞİD’e gelelim…
Kimin kurduğunu defalarca yazdım.
Gerek yok. Büyük bir operasyon olduğu ta ilk günden belliydi. Musul Konsolosluğumuz basıldığında ilk uyarı gelmişti.
Ama ben çok önceleri IŞİD’in bize yöneleceğinin altını çizmiştim.
Amerika El Kaide’yi de IŞİD’i de kendi yapacağı eylemleri HAKLI göstermek için kurdu.
Terörü bu nedenle kullandı ve yönetti.
Bütün hesap İSLAM ÜLKELERİ üzerinde olduğundan buralara gelmek gerekiyordu. Bunun için de bir NEDEN!!! İşte bu örgütler CIA laboratuvarında kuruldu.
Amacı Amerika’yı hedefledikleri noktalara taşımaktı. Öyle de oldu. CIA ya da Amerika İSLAM’a karşı değildi.
Ama hedef koordinatlarda MÜSLÜMANLAR yaşıyordu.
Müslümanlar’ın bile sesinin çıkmaması için bir şeyler yapılması gerekiyordu! Mesela Paris katliamı, Charlie Hebdo saldırısı, Brüksel patlaması…
Tabii CIA bir taşla 5-6 kuş birden vuruyordu.
Avrupa’yı dağıtıyor, Afrika ve Ortadoğu’dan uzaklaştırıyor, içlerinde birbirlerine düşürüyor, güvende olmadıklarını hissettiriyor ve “Hiç kimse sizi koruyamaz” mesajı veriyordu!
IŞİD ya da El Kaide gibi PKK konusunda da Amerika benzer şeyleri yapıyordu. Hatırlayın, Savunma Bakanı Robert Gates Avustralya’dan “Türk askeri Irak’tan çıksın. Yeter bu kadar kaldıkları…” dedi.
Amerika PKK’yı ve destek veren KÜRTLER’in tasfiye edilmesini istemiyordu. “Ankara gücünü göstersin ama siyasi bir sonuca gidilsin…” diyordu.
Bunu da bazen desteklediği eylemlerle bazen verdiği istihbaratla gösteriyordu. İki tarafın da yanındaydı!
Garip, değil mi!
CIA daha önce de havalimanı bastı.
Mesela İngiltere’ye ders vermek için 1984’te Heathrow’u bastı.
Londra’nın gücünü törpülemek için, Avrupa Birliği’ni ele geçirmek adına attığı adımları budamak için…
Bunun arkasından Londra’ya destek veren İtalya ve Avusturya aynı baskınlarla sarsıldı.
Roma ve Viyana havaalanları kan gölüne döndü.
Başkaları da vardı.
Uzatmayalım…
CIA terör örgütü kurup büyüten ve üzerinden operasyon yapan bir örgüt.
İstediği noktaya ulaşmak için bir BİLET!
İstanbul Atatürk Havalimanı baskını da böyle…
Öncelikle gelen saldırganlar ÖZEL KUVVETLER mensubu gibiydi. Kendilerine güvenleri tamdı. Keşifleri, olay yerine gelmeleri, planlamaları ve tetiğe basmaları kusursuzdu.
Saldırının pek çok KOD’u vardı.
RUSYA ile yakınlaşmaya itiraz edilmesi ilk sıradaydı.
Saldırganların kimlikleri ise bizi hiç şaşırtmadı. Saldırının verdiği en önemi mesajlardan biri İSTANBUL ile ilgiliydi.
Hepimiz biliyoruz ki İSTANBUL büyükse Türkiye büyük, İstanbul sorunluysa Türkiye sancılı…
İSTANBUL YENİ HAVALİMANI ile dünyanın en büyüğü olacak.
TRANSİT merkezi haline gelecek.
Bu İstanbul’u da Türkiye’yi de büyütecek…
Atatürk Havalimanı’na gelen teröristler bunu bilerek adım attı.
Görevlerinden biri İSTANBUL’u güvensiz hale getirmekti. İstanbul’un terörle anılması TRANSİT MERKEZİ olma kimliğini bitirirdi.
Avrupa kenti değil de tipik ORTADOĞU şehri olduğunu gösterirdi.
Bunun ilk uyarısını verdiler!
Çünkü cemaatin Afrika ve uzaklara yaptığı açılımı THY destekliyordu.
Gittiğin yer senindi! Şimdi bize “Biz destek verdik. Ama siz kendi yolunuzu çizmeye kalkıyorsunuz. Buna izin veremeyiz. Sizin için diktiğimiz elbise bu…” diyorlar. Biz de reddediyoruz.
“Bu bize uymaz” diyerek çöpe atıyoruz. Kavganın nedeni bu! Eğer İstanbul “ulaşımda” merkez olmazsa “parada” da olmaz!
İstanbul saldırısı üzerinden İSLAM’ın içinde, bölgede ve dünyada bizim rolümüzü belirlemeye çalışıyorlar.
Türkiye gibi kilit ülkeler kendi haline bırakılmaz. Bir DENKLEMİN bir tarafında olmak durumunda… Amerika, CIA üzerinden “Benimle ol. Benim şartlarımı kabul et” diyor! Bölgede bize biçilen role razı olmadığımız sürece IŞİD’le gelecekler.
Kesin olan bir şey var ki Rusya ile yan yana gelmememiz için var güçleriyle saldıracaklardır.
Rusya-Türkiye ikilisi İran’ı, Hindistan’ı, Çin’i bile tetikleyecek bir eksen oluşturur.
Amerika asla ve kat’a böyle bir şeyle baş başa kalmak istemez.
Korkusu bu!
IŞİD de bunun için kenarda!
Yanında YPG! Arkada da PKK…
Gerektiğinde ise DHKP-C…
Durum budur!
Hepsi kapının arkasında bekliyor.
Kimsenin bir yere gittiği yok.
Türkiye’nin en zor savaşı belki de bu olacak.
400 yıl buralarda elbise biçen bizdik. Adamlar uzaklardan gelip ne giyeceğimize karar vermek istiyor.
Muhammed Ali’nin efsane ve Müslüman olmasını kaldıramayan bir AKILLA karşı karşıyayız. Muhammed Ali’nin karşısına ROCKY BALBOA’yı bulup koyan bir akıl bu! Elindeki bütün imkanları kullanır.
Kullanacaklar…
Putin’in bir an önce elinden geleni yapması şart.
Ankara’dan başka dost bulma ihtimalleri yok.
Gecikirlerse ilk hesabı ona ödetecekler!
Türkiye bölge için de Rusya için de şans!
Bu ittifak Washington’a geri adım attırır.
Kremlin’in dünü unutup kocaman bir yarın için işe sarılması gerekiyor.
Asıl hedef onlar çünkü!
Hazırlıklara başladılar bile…
