Anasayfa / GENEL / CHP’li vekil partisini de Gülen örgütünü de Yeni Şafak’tan bombaladı!
birgun1

CHP’li vekil partisini de Gülen örgütünü de Yeni Şafak’tan bombaladı!

CHP’li Birgül Ayman Güler, 30 Mart öncesi kaset siyaseti yapmanın partisine kaybettirdiğini söyledi. ‘Bu gayr-ı meşru ve ahlaksız bir yoldur’ diyen Güler, paralel yapıyla birlikte hareket etme görüntüsünün olumsuz etki yaptığına dikkat çekti.

Türkiye, 30 Mart seçimlerinin sonuçlarını tartışmaya vakit bulamadan Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendi. Oysa 30 Mart seçimleri, hem gerçekleştiği koşullar, hem de sonuçları itibariyle pek çok bakımından ele alınıp irdelenmeyi fazlasıyla hak ediyor. Aslında son 5 ayda yaşananlar, Türkiye siyasetinin yapısal anlamda çeşitli sorunları hâlâ bünyesinde barındırdığını göstermesi bakımından ihmal edilemeyecek bir öneme sahip.

Bu sebepledir ki, bu kez sorularımı CHP İzmir Milletvekili ve siyaset – yönetim bilimci Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’e yönelttim. Seçim sürecinde CHP’nin Gülen grubuyla ilişik görünmesine yönelttiği eleştirilerle ve ilkeli siyaset vurgusuyla öne çıkan Prof. Güler, Paralel Yapıdan 30 Mart’a, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden Haşim Kılıç’ın son açıklamalarına kadar bir çok konuda not edilmesinde fayda olan açıklamalarda bulundu.

30 Mart yerel seçimleri gerçekleşti. Siz bu seçimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye 30 Mart 2014’te şanssız bir seçim yaşadı. Türkiye nüfusunun büyük bir kısmı belediye sınırları içinde yaşıyor. Buna rağmen bu seçimde hiçbir parti ‘nasıl bir belediye, nasıl bir yerel yönetim’ sorularına cevap vermedi. Yerel seçim, genel seçim havasında geçti. Çocuklar, kadınlar, iyi bir kente muhtaç olanlar bu seçimin genel seçim havasında geçmesinden dolayı kaybettiler.

CHP bu seçimde Ankara, Hatay, Çorum gibi illerde sağdan isimlerle seçime girdi. Neden kendi çizgisinden gelen isimleri tercih etmedi?

Bu CHP yönetiminin tercihiydi. Çok daha geniş kesimleri kucaklamak çok çeşitli kesimlerden aday göstererek mümkün olur diye düşünülmüştü. Aslında bu 2011 seçim stratejisinin de devamı diye değerlendirilebilir. Ayrıca CHP, tüm illerde bu yolu izlemedi. İstanbul, Ankara, Hatay gibi iller ön planda olduğu için dışarıdan daha fazla aday tercih edilmiş gözüktü.

YAVAŞ, SEÇMENİ CHP’YE ÇEKMEDİ

Bu strateji işe yaradı mı peki?

Bu seçimde Ankara’da Mansur Yavaş yüzde 44 oy aldı. CHP’nin meclis üyeliğinde aldığı oy ise yüzde 32 düzeyinde kaldı. Ortaya 12 puanlık bir fark çıktı. Demek ki aday seçmeni kendine çekti ama partiye çekemedi.

Gelen oylar ağırlıklı olarak MHP’nin oylarıydı…

MHP’nin adayının aldığı oy oranına ve MHP’nin ilçe meclis üyeliği oylarına baktığımızda açık ara fark görülüyor. Demek ki MHP seçmeni büyükşehir adaylığı için geçmişte MHP’li şimdi CHP adayı olan Mansur Yavaş’a oy verdi. CHP’nin ve Yavaş’ın aldığı oy arasındaki 12 puanlık farka baktığımızda aday ile partinin koptuğu görüldü. Sonuca bakılırsa, bu isabetli değilmiş. Başkan adayının seçmeni sadece kendisine değil aynı zamanda partisine de çekme gücüne sahip olması gerekir. Bu en önemli derslerden biridir bence.

TOPLAYICI OLABİLİRİZ, DEDİLER

CHP neden bu stratejiyi uyguladı peki?

AKP, geçmiş dönemlerde takiyye yapma tavrını, yani gerçek niyetini göstermeden pragmatik siyaset yapma tavrını yükseltti. Bu pragmatik siyaset Türkiye’de tüm kesimleri etkiledi. Batılılar AKP tipi partilere ve takiyyeciliğe ‘catch all party’ yani toplayıcı particilik diyor. Gerçek hedeflerini, hedeflerinin sorumluluğunu her zaman söyleme ihtiyacı taşımadan yürüten bir siyaset anlayışı… Bu siyaset de çeşitli çevrelerden kişileri kendi çevresinde kimi dönem yüzde 38, kimi dönem yüzde 42 ya da yüzde 49’la kendine toparladı. Sanıyorum son 12 yıl içinde pek çok siyasal çevre ‘Neden olmasın biz de toplayıcı parti olalım. Biz de pragmatist olabiliriz’ diye düşündüler.

Paralel yapı mutlaka tasfiye edilmeli

Cemaate neden karşısınız?

Karanlığa sığınıp Türkiye’de siyaseti dizayn etmeye çalıştıkları için karşıyım.

Nedim Şener AK Parti aleyhine yazarken korkmadığını, cemaatin öyle olmadığını söylemişti. Katılır mısınız?

AKP rakibim. Onunla mücadele edebilirim. Yapısını bilirim, araçlarını bilirim. Ama cemaat denilen yapıya baktığımda, emniyet imamı, Türkiye imamı, Ankara imamı gibi tanımlamalar var. Ve bu hiyerarşik yapının nerede başlayıp nerede bittiğini bilmiyorum. Daha önemlisi gayr-i ahlaki yöntemlerle düşmanca çalışan, insanların üzerine asimetrik araçlarla acımasızca giden bir yapı görüyorum. Bunun yalnızca AKP açısından değil bütün diğer siyasi oluşumlar açısından da Türkiye’nin kurtulması gereken bir yapı olduğunu düşünüyorum.

DİNK’TE AKYÜREK BAĞLANTISI

17 Aralık operasyonu yapan savcıların, emniyet mensuplarının Dink cinayetini soruşturanlar olması hakkında ne söylersiniz?

Ramazan Akyürek üzerinden çıkan bağlantıya bakın. Dink dostlarının, cemaatin rolünü ilan etmemeleridir. Şener cinayetteki cemaat bağlantısını açıkça yazdı. Bu yapının bir an önce tasfiye edilmesi gerekir.

‘Cemaat önce bize haksızlık yapmıştı. Şimdi bizim rakibimize musallat oldu, yesinler birbirlerini’ diyenler var.

Yanlıştır. Karanlık kasetçilik zaten karşımızdaki kuvvetin son görüntüsüydü. Biz o karanlık kasetçileri mahkeme salonlarında 10 yıldır görüyorduk. AKP ile birlikte yürüdükleri için o ayrımı yapmak çok güçtü. Şimdi görünüyor ki fail bu yapının kendisidir. Zekeriya Öz, hiçbir şekilde devletin savcısı olarak değerlendirilemez. Bu tip bir savcılık hiçbir şekilde temize çıkarılamaz.

BİZE ÇOK ARTI GETİRİRDİ

Cemaate yaklaşım nasıl olmalı?

Bu cemaat AKP’ye yapışmıştı, AKP silkelendi attı. Şimdi CHP’ye, MHP’ye ve bulduğu diğer yapılara yapışma derdinde. Kapılarımızı kapatmalıyız. Bize yapışmalarına asla izin vermemeliyiz. Bu da ilkeli siyaset ile mümkündür, pragmatik siyasetle değil. Sayın Baykal’ın kasetini izlettiriyorlar Başbakana, başbakan onu izlerken onu da çekiyorlar ve bu da servis ediliyor. Bunu da gördük.

CHP de kaset siyasetine meydan okusaydı oyları artar mıydı?

Ben öyle olurdu diye düşünüyorum. Bu gayr-i meşru ve ahlaksız bir yoldur; bunlara itibar etmiyoruz; biz yolsuzlukları on senedir zaten söylüyoruz. AKP’nin elinden bu kozu almak olurdu. Ve sanıyorum bizim için de çok artı getirirdi.

Pragmatist siyaseti denedik

CHP’nin sağdan aday göstermesi de, pragmatist yaklaşımın tezahürü mü?

Öyledir. İlkeli siyaset yerine pragmatik siyaset ‘para’ ediyor. Biz de öyle davrandık.

Siz bu yakınlaşmayı nasıl buluyorsunuz?

Gülen Cemaatini ben Türkiye’nin başına gelmiş en büyük kötülüklerden biri olarak görüyorum.

Nasıl bir yapı ile karşı karşıyayız?

Kökü dışarıda olan bir yapı ile karşı karşıyayız. İnsanları eğitimleri, bursları, yurtları, iş bağlantıları, ihaleleri, ihracat-ithalat imkanları üzerinden, kısaca haraç ilişkisi üzerinden kendisine muhtaç kılan bir yapı ile karşı karşıyayız. Bunların hiç biri yetmemişse, bu sefer yasa dışı dinlemelerle insanları esir alabilen bir yapıyla karşı karşıyayız. Son 7 yıldır ömrüm boyunca unutmayacağım en büyük deneyim Ergenekon, Balyoz mahkeme salonları deneyimi oldu. Mahkemeler, sonsuz uykuya yattığımız uykudan bir önceki durak gibiydi.

NSA DİNLEMESİNDEN SÖZ EDİLİYOR

Ne oldu orada?

Mahkemede adalet yoksa insanın her şeye güveni tuz-buz oluyor. Orada kulakları duymayan yargıçlara tanık oldum. Yazdığı iddianameyi kendisinin yazdığından kuşku duyduğum savcılara tanık oldum. Yedi yıl boyunca sahte delillerle insanların canlarının alınmasına tanık oldum. Bunu anlatmak için çok çaba sarf ettik ve ne yazık ki yüzlerce insan bundan dolayı zarar gördü. Türkiye’de adalet duygusu zarar gördü. Ve bu Türkiye’nin tarihine ‘F Tipi adalet’ ya da ‘Zekeriya Öz adaleti’ olarak geçti.

Bu yapı seçim öncesinde çok fazla olmamakla birlikte şimdilerde Türkiye’nin en önemli gündem konuları arasında…

Bu yapıyı karşımızda 17 Aralık’ta bir kez daha kasetlerle gördük. Ergenekon-Balyoz’un faili döndü, bu kez hükümete vurdu. Beni vurduğu zaman kötü, başkasını vurduğu zaman iyi demem. Birileri karanlığa gizlenmiş, oradan birilerini dinliyor, dinlediklerini kaydediyor, hiç birimizin haberi yok. Sonra bir şekilde, belli bir sıralamayla bunları servis ediyor. Ha sizi vurmuş ha beni vurmuş bunun önemi yok. Kim bunlar? Amaçları ne? Bence büyük soru bu. Şimdi öğreniyoruz ki, bu dinlemeler ufak bir yapının, cemaatin yapabileceği işler değil. Bu arada Amerika NSA dinleme örgütünden söz edenler var. Onlar mıdır değil midir bilemiyorum ama görünen şey, kullanılan teknolojinin pek ileri bir teknoloji olduğudur.

(NİL GÜLSÜM-YENİ ŞAFAK)

MEDYAGUNDEM

izmir

CHP’nin inadı İzmir’i felç etti

Büyükşehir Belediyesi, ‘Bunlar uzun yol gemisi’ uyarılarını hiçe sayıp körfez için 15 gemi aldı. Büyük …

chp9

Bu bir dramdır; CHP’nin milyon yalanı elinde patladı

CHP mitingine 61 ilden 38 bin kişinin taşındığını belgeleyen liste ortaya çıktı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerçekleştirdiği …

chp8

Bir CHP rezilliği

CHP’li vekiller sözde adalet yürüyüşü sonrası CHP’nin Maltepe’de yaptığı mitingin fotoğrafları yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kazlıçeşme …

1 Yorum yapıldı

  1. Feto’nun Kuklaları

    Genel müdürünüz bunları bile bile hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam ettiği müddetçe daha çok kaybedeceksiniz. Bu iyi günleriniz. Günü kurtarmak için artık siyasetçilerle seçimlere girdiğiniz müddetçe, kaset siyaseti yaptığınız müddetçe, Feto’nun oyunlarına alet-adavet olduğunuz müddetçe daha çoook kaybedeceksiniz. Sade bunlarla da sınırlı değil. Toplumdan kopuk, toplumu anlayamama-anlatamama gibi, toplumun değerlerine yabancılaşmış politikalar sonucu şamar oğlanına döneceksiniz.
    Dün F Tipi yapılanma diye eleştirdiğiniz yapılanmanın oyuncağı haline gelip ne koparırsam kardır mantıksızlık mantığının kevgire çevirdiğinin hale farkında olamayan parti yönetimiyle yola devam ettiğiniz müddetçe biteceksiniz bitecek!
    İdeolojisini yitirmiş bir parti namusunu kaybetmiş bir insandan ne farkı var ki? Her seferinde biz Atatürk’ün partisiyiz sloganıyla hareket edip, alanlarda bunun tam tersi bir görüntü sergileyen bir düşüncenin en güzel yeri tarih çöplüğü olduğunu öğreneceksiniz.
    Gazetelere çıkıp bu ifadeleri kullanacağınıza parti içinde masaya yumruğunuzu vurunda görelim. Ülkeye ihanet etmek için fırsat kollayan bir zihniyetin temsilcisini getirip genel müdür yaparsanız bu size az bile dedirtecek ifadelerinde muhatabı olmaya mecbursunuz.
    Parti içinde masaya yumruğunu vuramayanların bu ifadeleri benim için çok fazla anlam taşımıyor. Söylediklerinizi fiiliyatta da görmek istiyoruz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir