Anasayfa / ANALİZ / Çandar WSJ’ı nasıl akladı?
candar-wsj

Çandar WSJ’ı nasıl akladı?

MEDYAGÜNDEM- 2007 yılında Murdoch tarafından satın alınan Wall Street Journal gazetesindeki Uludere haberi, Türkiye’de kimin kim olduğuna dair de bir “turnusol etkisi” yarattı.

“İçimizdeki Neo-Conlar”, “içimizdeki İsrail yandaşları” bir bir ortaya döküldü.

Taraf gazetesi kimlerin tetikçisi olduğunu bugünkü “Zorda olan sensin aslanım” manşetiyle gösterdi.

Ancak medyada biri daha vardı ki, yazısıyla aslında gazetecilik değil başka bir “operasyon” yaptığına dair ciddi bir şüpheye neden oldu.

Radikal yazarı Cengiz Çandar, “Amerikan ‘Predator’unu bırak, Türk ‘Heron’una bak” başlıklı yazısında, son fitne hareketini başlatan Wall Street Journal’e bakın nasıl iltifatkar davrandı:

“Wall Street Journal’ın ‘Roboski katliamı’yla ilgili haberini Genelkurmay yalanladı. Kime inanacağız, Amerikan Savunma Bakanlığı’nın kaynaklarına dayanılarak ortaya atılan ‘bilgilere’ mi yoksa kendi Genelkurmayımızın ‘yalanlaması’na mı?

WSJ, finans ve siyaset dünyasında önemli ağırlığı bulunan bir gazetedir ve haberlerinin yalanlandığı ya da yalanlamaya müsait haber yaptığı pek duyulmamıştır.

Bu, elbette, ‘WSJ asla yanılmaz’ gibisinden bir sonuca götürmemelidir. Yanılabilir. Ama haberlerinde doğruluk payı ihtimalinin çok güçlü olduğuna dair haklı bir algı oluşturmuştur.”

Çandar’ın WSJ’ı “sütten çıkmış ak kaşık” ve “yalansız bir gazete” gibi göstermesi de neyin nesi?

Spekülasyona hiç yer bırakmayacak biçimde WSJ, ABD’de kimleri destekler?

Cumhuriyetçi ve Neo-Conlar’ı.

İsrail lobisinin sesidir.

Bu durum bile her şeyi özetlemektedir.

Ama Çandar’ın nasıl bir “perdeleme” yaptığını, nasıl bir yalana imza attığını da şimdi bir alıntıyla göstereceğiz.

Çandar aklınca WSJ’ın yalan haber yapmayacağını, son Uludere haberinin de doğru olabileceğini böylesi bir manipülasyonla o gazeeteyi “güvenilir” göstererek yaptı.

Hiç sözü uzatmıyoruz, Çandar’a New York Times’ta JON NOCERA imzasıyla yayınlanan ve 25 Temmuz 2011 tarihinde Sabah’ın New York Times ekinde yayınlanan bir yazıyla cevap vereceğiz.

Bakalım WSJ Çandar’ın aklamaya çalıştığı gibi sicili tertemiz bir gazetemiymiş.

İşte WSJ’nin ne mal olduğunu ortaya koyan o yazı:

***

Büyük Bir Gazete Yolunu Şaşırdı

25.07.2011

Wall Street Journal’ın sahibini rahatsız edecek bir hikaye.

Rupert Murdoch’ın Aralık 2007’de, dağılmış Bancroft Ailesi’nden gazeteyi almasının ardından bu noktaya gelmesi sadece üç buçuk yıl aldı. Bu satın alma, Murdoch’ın The Wall Street Journal’ın editoryal bütünlüğünü korumaya söz vermesi ve bu sözü tutmasını sağlayacağı düşünülen (etkisiz) bir yönetim kurulu oluşturulmasını kabul etmesinden sonra tamamlandı. Ama Murdoch beş ay sonra yayın yönetmenini kovdu ve Londra gazetesi The Times’ı Foxlaştırma işini yeni bitirmiş olan yakın arkadaşı Robert Thomson’ı getirdi.

Yeni yayımcı, The News of the World dâhil olmak üzere Murdoch’ın İngiltere’deki gazetelerini yayınlayan birimin başkanı Leslie Hinton idi. (Hinton 15 Temmuzda istifa etti.) Kısa süre sonra değişiklikler başladı: kısalan makaleler, sığlaşan içerik, siyasete gittikçe ağırlık verilmesi ve tuhaf bir şekilde, bazen şaşırtıcı derecede basitçe yazılmış iş dünyasına dair haberler.

Büyük bir gazetenin vasat bir yayına dönüşmesiyle birlikte, hem daha derin hem de daha sinsi bir değişim gerçekleşti. Siyaset makaleleri giderek daha fazla Cumhuriyetçi Parti yanlısı oldu. The Journal bazen sağcıların tercih ettiği kullanımı benimseyip “Demokrat” sözcüğünü isim değil sıfat olarak kullanmaya başladı.

Sarah Ellison “The Wall Street Journal’da Savaş” adlı kitabında, editörlerin Obama dönemindeki kurumlar vergisiyle ilgili bir makaleye, “iş dünyasına saldırı” ifadesini nasıl eklediklerini anlattı. The Journal, sahibinin muhafazakâr görüşleri için bir propaganda aracına dönüştürüldü.

Foxlaştırma sözcüğünün tanımının yarısı bu. Diğer yarısı ise, Murdoch’ın medya şirketlerinin ticari çıkarlarını destekleme zorunluluğu. The News of the World skandalıyla birlikte, The Journal bunu yapmaya razı olduğunu da gösterdi. Bir ticari öykü olarak The News of the World skandalı yalnızca telefon dinlemeleri ve rüşvetçi polislerle ilgili değil. Bu Murdoch’ın medya imparatorluğu News Corporation’ın, ailesinin şirket üzerindeki eski sarsılmaz egemenliğiyle birlikte tehlikeye girmesiyle ilgili. Eski Wall Street Journal bu haberin takibinde öncülük yapardı. Ya şimdi? Murdoch’ın biyograf isini yazan Michael Wolff’un Adweek’te belirttiği gibi, olay İngiltere’deki tüm gazetelerin baş sayfalarını kapladığı halde, The Journal başlangıçta skandalı görmezden geldi. Ardından skandal inkâr edilemez hale gelince gazete konuyu, ancak görmezlikten gelme suçlamasını savuşturacak kadar işledi.

Columbia Journalism Review için blog yazan medya eleştirmeni Dean Starkman, gazetenin haberini “açıkça etkisiz ve gazetenin kapasitesinin çok ama çok altında” diye niteledi. Kısa süre sonra, haberler iyice korkak bir hâl aldı. Gazetede yayınlanan Murdoch röportajı, sanki News Corporation’ın halkla ilişkiler birimince yazdırılmış gibi görünüyordu. Murdoch muhabire, “mutlak dürüstlüğümüzü kanıtlamak önemli olduğu için” parlamentoda ifade vermeye gideceğini söyledi. Parlamentoda yapılan bazı suçlamalar “tümüyle yalan” idi.

News Corporation, skandalı “mümkün olan her yolla gayet iyi” yönetmişti. Şirketin tepe yöneticisi oğlu James de benzer sözler söyledi. “Bir şeylerin yanlış gittiğini görürsem mutlaka düzeltirim” diyen ve skandaldan “rahatsız olan” James, “bıkmıştı”. Vesaire. Birkaçı aldatıcı olduğu halde bu sözlere karşı, röportajı içeren makalede hiçbir eleştiri yoktu. En belirgin iki soru sorulmadı: Murdoch The News of the World’deki telefon dinlemelerinden ilk ne zaman haberdar oldu? Ve muhabirlerin bilgi almak için polislere rüşvet verdiğini ne zaman öğrendi? Gazetenin muhabirine ya bu soruları sormaması söylendi ya da o bunu içgüdüsel olarak biliyordu. Hangisini daha kötü olduğuna karar vermek zor.

Gazetede kalan ve sayıları azalan bir avuç büyük gazeteci (örneğin Mark Maremont, Alan Murray ve Alix Freedman), utançla başlarını eğiyor olmalı. Size gerçeği söylemem gerekirse, ben de utançtan başımı eğiyorum. Murdoch uzun süredir göz koyduğu ve sonunda The New York Times ile başa baş rekabet etmesini sağlayacak bir vasıta olarak gördüğü The Journal’ın kontrolünü ele geçirmek için dört yıl önce Bancroft Ailesi’nin inatçı üyeleriyle mücadele ederken, onun Bancroft’lardan daha iyi bir mal sahibi olacağına dair birkaç köşe yazısı yazdım. Zaten Bancroft’ların kötü yönetimi The Journal’ı savunmasız hale getirmişti. Murdoch’ın sahip olduğu imkânların gazetenin mali kan kaybını durduracağını ve saygın bir miras bırakma arzusunun, büyük bir gazeteyi mahvetmesini engelleyeceğini düşünmüştüm. Ailenin gazeteyi Murdoch’a satmasından sonra, uzun süre boyunca ailesini şirketi düzeltmeye ikna etmek için çabalayan cesur Bancroft mirasçısı Elisabeth Goth bana, “Murdoch harika bir fırsat yakaladı. Bunu berbat edeceğini sanmam” dedi. Bu köşede “Murdoch’ın The Journal’ı mahvetme ihtimali sandığınızdan daha düşük” diye yazdım. Suçluyum.

JON NOCERA

***.

medyagundem.com 

MEDYAGUNDEM

candar

Bunu unutma Cengiz Çandar!

Sabah gazetesinde Fahrettin Altun’un “Bunu unutma Cengiz Çandar” başlıklı yazısı şöyle… “Kırmızı Fularlı Kız, Gezi’nin …

candar1

Öldürülen teröristi kutsayan hain!

Cengiz Çandar, terör örgütü PYD saflarında öldürülen Ayşe Deniz Karacagil’i melek ilan etti. Kamuoyunda ‘kırmızı …

uludere1

FETÖ’nün ilk F-16 katliamı Uludere

Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür’ün “FETÖ’nün ilk F-16 katliamı Uludere” başlıklı yazısı şöyle: Hiçbir şey …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir