Anasayfa / GENEL / Cami-cemevi projesini Almanya mı finanse ediyor?
cemevi

Cami-cemevi projesini Almanya mı finanse ediyor?

Yeni Şafak yazarlarından ilahiyatçı Faruk Beşer cami-cemevi projesini eleştirdi. Beşer yazısında, Almanya’nın Aleviliği ayrıştırma çalışmalarının olduğunu belirtti.

Yan yana cami-cemevi yapma projesine bir eleştiri de Yeni Şafak yazarı İlahiyatçı Profesör Faruk Beşer’den geldi. “Tarih boyunca mezhep camii edinilmesine hiç cevaz verilmediğini hatırlatan Beşer, “Cami-cemevi projesi birleştirme değil ayrıştırmadır” dedi.

İşte Beşer’in yazısından bazı bölümler:

ALMANYA HATIRI SAYILIR BÜTÇELER AYIRDI

Camilerin yanına Cem Evi yapılması projesini ilk duyduğumda doğrusu olumlu bir intiba edinmiştim. Ama üzerinde düşününce fark ettim ki, konjonktürel ve siyasal refleksim dini düşünme damarımın önüne geçtiği için böyle hissetmişim.

Gerçekten de Türkiye’nin hassas dengeleri hesaba katıldığında böyle bir proje siyaseten son derecede rasyonel bir projedir. Özellikle de günümüzde olduğu gibi Türkiye’nin düşmanlarının içimizde çatışma dinamikleri aradığı ve her fırsatta bunu oluşturmaya çalıştıkları bir dönemde.

Özellikle Almanya’nın Aleviliği ayrıştırma ve farklı bir din olduklarını kendilerine ikna çabalarının, bunun için hem Almanya’da hem Türkiye’de hatırı sayılır bütçeler ayırdıklarının neredeyse söylenti olmaktan çıktığı bir hengâmda.

Bunlar doğru ama din siyasete kurban edilirse Hıristiyanlığın başına gelen İslam’ın da başına gelebilir.

GEÇMİŞTE BENZER HATALAR YAPILDI

Bu gerçeği kavramayanlar bir dönem namaz vakitlerindeki farklı anlamalar sebebiyle Kâbe’de Hanefi, Maliki, Şafii, Hanbeli makamları ihdas etmişler ama bunu yapanlar İslam’ın vahdet anlayışına zarar vermişlerdir. Ne yazık ki, yıllarca Emevi Camiinde de aynı şey görülmüştür. Sonra bu hatanın farkına varılmış ve bade-harabi’l-Basra yanlıştan dönülmüştür.

Cemevi-Cami beraberliği de bize göre uzun yıllar sonra dönülecek böyle bir hata oluşturabilir.

Şunları herkes bir mütearife olarak bilir: Nasıl Mevlevilerin, Nakşilerin, Kadirîlerin tekkeleri varsa ve bu tekkeler bir bakıma birer eğitim kurumu, kültür evi gibi görülüyorsa, Cem Evleri de böyle bir kurumdur, caminin alternatifi değildir. Bu vasıfla bulunmaları kimseyi rahatsız etmemeli ve bir zenginlik sayılmalıdır.

Bu kanaat; tekkeye de cem evine de aynı statüyü vermeniz halinde doğru gibi gözükür. Ama bana öyle geliyor ki, aslında tekkeler de bir nevi mabet olarak camilere alternatif oluşturmuşlardı ve böyle bir vasıfla bulunmamaları gerekiyordu. Allah da bir şekilde onları kapattırdı.

Bir yerin eğitim ya da kültür kurumu olması ayrı bir şeydir, mabedin bazı özelliklerini gasp etmesi ayrı bir şeydir. Tekkelerin pek çok insan tarafından camiden daha kutsal mekânlar haline geldiği inkâr edilebilir mi?

Tekrar başa dönersek,

Cami cem evi izdivacı daha büyük ayrılıklara da dönüşebilir. Caminin yanında cem evi bulunsun demek, caminin Sünni mabedi olduğunu kabul etmek demektir. Dolayısıyla bu bir birleştirme değil ayrıştırma olur.

CAMİLER ORTAK MABETTİR

Hangi mezhebe mensup olursa olsun, sadece bir lailahe illellah demekle de olsa kendini müslüman sayan herkesin ortak mabedi camilerdir ve camiler Sünniliğin değil, İslam’ın ortak sembolüdür. Hiçbir müslüman, ne kadar günahkâr olursa olsun, camiye karşı olamaz. Oysa camiye karşı olan Alevi de var Sünni de var. Adlarının Alevi ya da Sünni olması onları Müslüman kılar mı?”

FARUK BEŞER’İN YAZISI İÇİN TIKLAYIN

MEDYAGUNDEM

cemevi5

Şu terör paçavrasına devlet dur demeyecek mi?

Fetullahçı terör örgütü ve PKK’nın yayın organı gibi çizgi izleyen, Türkiye’nin milli çıkarlarına kasıtlı bir …

hayrettin-karaman

Hayrettin Karaman büyük tehlikeye dikkat çekti

MEDYAGUNDEM.COM- Hayrettin Karaman cami-cemevi tartışmasında çok büyük bir tehlikeye dikkat çekerek, “İslam’ın mabedi tektir ve …

hayrettin-karaman

Hayrettin Karaman ‘cami-cemevi’ meselesine son noktayı koydu!

MEDYAGUNDEM.COM- Prof. Dr. Hayrettin Karaman cami ve cemevi tartışmalarına bugün son noktayı koyacak bir yazı …

1 Yorum yapıldı

  1. Mabed veya Dergah diye yutturulmaya çalışılan Cemevi diye bir mimari yapının varlığında ısrar eden herkesi ispatlamaya davet ediyorum. Bektaşi dergahları olmakla beraber, hiçbir zaman Alevi dergahı diye bir yapı da olmamıştır. Bugünün Cemevlerin de bile kıble diye bir şey yoktur. Alevilerin, Hz Ali Efendimizin Şehit edilmesiyle alakalandırdıkları Camiyi terk etme tezleri, Hasan, Hüseyin, oniki İmam Efendilerimizin Camiyi terk etmemesi ile ispatlanmıyor mu, çürütülmüyor mu?

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir