Anasayfa / GENEL / Bu yazıdan sonra casusları sokağa salan AYM üyelerinin vatana ihanetten yargılanmaları gerektiğini düşüneceksiniz!
aym-darbe

Bu yazıdan sonra casusları sokağa salan AYM üyelerinin vatana ihanetten yargılanmaları gerektiğini düşüneceksiniz!

Güneş gazetesi yazarı Kayahan Uygur’un bugünkü “Anayasa Mahkemesi’nin gizli gündemi” başlıklı yazısını okuduktan sonra vatan hainlerini ve casusları sokağa salan Anayasa Mahkemesi üyelerinin “vatana ihanet”ten yargılanmaları gerektiğini düşüneceksiniz. Yazısı şöyle…


Anayasa mahkemesinin tartışmalı kararı medyada geniş biçimde ele alındı. Konunun hukuksal yönleri incelendi, karardaki yetki gaspı ve anayasa ihlali açıkça ortaya kondu. Ancak kararın bir de pratik anlamı vardı ki bu belki de en önemlisiydi. Kanal 24’de yayınlanan günün manşeti programında sorulan “Peki, Anayasa Mahkemesi Can Dündar kararını neden bekletmeden bu kadar erken verdi?” sorusu işin aslıdır. İddianame bile okunmadan karar verilmesi skandaldan da öte bazı niyetleri ortaya koymaktadır. O halde Mahkeme kimden işaret almıştır? Bu soru haklı ve yerinde bir sorudur.

Dış kumpaslara ortam yaratmak 

Evet, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ilginç bir zamanlamayla alınmıştır. Bu zamanlama Türkiye’nin, Ortadoğu’nun, belki de uluslararası sistemin cevap vermek zorunda kaldığı en önemli sorunla bağlantılıdır: Suriye’de bir terör devleti kurulmasına izin verilecek midir?

Anayasa Mahkemesi’nin tüm hukuksal sınırları aşarak tahliye ettirdiği Can Dündar ile ilgili dava Suriye konusundaki bir casusluk davasıdır. Açık konuşalım, Türkiye Suriye’de Türkmenler’e ve diğer muhalif unsurlara yardım etmiş ve ediyor olabilir. Bu yardımın esas içeriği insani olmakla birlikte nedenlerinden biri de Kuzey Suriye’de bir PKK-PYD terör devletinin kurulmasını engellemektir. Böyle bir yardım faaliyetinin diplomatik planda bazı sıkıntılar doğuracağı da açıktır. İşte Can Dündar, devletin bu yardımla ilgili bazı bilgi ve belgelerini ve yardım TIR’ları içindeki malzemenin niteliğini açığa vurarak bir casusluk faaliyeti yapmıştır ve bu yüzden yargılanmaktadır.

Mahkemenin pozisyonu 

Anayasa Mahkemesi aldığı kararla devletin Suriye muhalefetine yardım ile ilgili çalışmasının titizlikle korunması gereken kritik bir milli faaliyet olmadığı şeklinde politik bir pozisyon almıştır. Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar’ın sadece gazetecilik yaptığını vurgulamış olması sadece bir hukuk skandalı olmakla kalmayıp aynı zamanda Türkiye’nin milli dış politikasına darbe vurmuş ve Mahkeme milli çıkarların tersine bir tutum almıştır. Kendi çıkarlarını dış güçlerin çıkarlarıyla birleştirenlerin bu tür davranışlarıyla tarihte sık sık karşılaşmış bulunan Türkiye, o insanları hiç unutmamıştır, bu kararı alan üyeler de unutulmayacaktır.

Milli dava ve kutuplaşma 

Türkiye’de her önemli olayda ve dönem dönem rastlandığı gibi yine milli güçler ve gayri milli güçler arasında bir kutuplaşmaya gidilmektedir. Bir önceki yazımda belirttiğim gibi bazı çevreler Türkiye’nin Suriye’ye müdahale etmemesi ve bir terör devleti kurulması riski karşısında meşru haklarını korumaması için çeşitli bahaneler bulma peşindeler.

Gayrı milli koalisyon unsurları 

Türkiye’nin PKK-PYD Terör Devletine tavır almaması için ülke içinde çok geniş bir koalisyon kurulmuştur. Bu koalisyonun bir ucu hendeklerde polise, askere ateş açan PKK militanlarından başlayıp diğer ucu HDP ve CHP’den diğer bütün partilere, evet bütün partilerin içindeki bazı elemanlara kadar uzanmaktadır. Aynı şekilde bürokraside, FETÖ polislerinden şantaj ile ele geçirilmiş hâkimlere ve dış güçlerin elindeki yargı mensuplarından kendi devletinin tırlarını aratan hain generallere kadar uzanan bir ekip vardır ki bunların tek amacı ne yapıp yapıp PKK’ya bir devlet hediye etmektir. ABD Başkan Yardımcısı’nın onlara karar dikte etmesine gerek yoktur, içerde Joe Biden’e vaatlerde bulunacak birileri bulunmasaydı,  o da “bu iş hallolacak” şeklinde konuşmazdı.

Hedef şaşırtma 

PKK’nın şu anda hendeklerde verdiği görünüşte anlamsız ancak art niyeti iyi anlaşılan terör mücadelesinin tek amacı Türkiye’yi içeride meşgul edip Suriye’de bir devlet kurulabilmesini sağlamaktır. Terör eylemleri başlayalı aradan o kadar zaman geçmiş ve yüzlerce şehit verilmiş olmasına rağmen çözüm sürecinin sona ermesinden dolayı hâlâ Erdoğan’ı suçlayan FETÖ’cü liberaller ve aydın geçinenler bilerek ve isteyerek, PKK ile gönüllü işbirliği yapıyorlar ve halk onları tanıyor. Ancak burada ilginç olan nokta şudur ki onların da asıl amacı hendeklerde verilen mücadeleyi abartmak, parlatmak ve büyütmek ve bu şekilde asıl sorun olan Suriye’deki terör devleti riskini gözlerden gizlemektir.

Gri propaganda 

Son dönemdeki sansasyonel eylemlerin tümünün asıl amacı hep aynıdır. Artvin’deki Cerattepe olayları da, Mayıs’ta yeni bir gezi provası yapılacağı haberleri de, meclisteki anayasa manevraları, Erdoğan karşıtı bir medya yaratmak için gösterilen kararlı çabalar da hep aynı hedefe hizmet eden koordine bir istihbarat faaliyetidir. Bilinmelidir ki istihbarat sadece gizli bilgileri elde etmek ve yaymak değil, aynı zamanda gri propagandayla kamuoyunun dikkatini başka yönlere çekmektir. Zaten bu girişimlerin hepsi başarısız olacaktır, amaç ilgiyi başka tarafa yöneltmektir.

Hep aynı taktik 

Türkiye’nin Ortadoğu’da meşru haklarını araması gündeme geldiğinde dış güçler ve uyuyan güzeller devreye girip hep aynı taktikleri uygulamışlardır. Baba Bush’un 1991 Birinci Körfez Savaşı sırasında Türkiye’nin müdahalesini savunan Özal’a yapılanlar ve o korkunç 1992-93 yıllarını unutmadık.  Oğul Bush’un 2003 Irak müdahalesi sırasında Türkiye’nin katılımına “evet” diyen Erdoğan’a tuzak kuranları, FETÖ ve yandaşlarının o korkunç sızma ve kumpaslarını hatırlıyoruz. Yıl 2016 ve 2014’den beri süregelen olayları okuyucularım da benimle birlikte izliyorlar. Bizim en büyük silahımız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın keskin görüşüyle birlikte 1 Kasım’da elde ettiğimiz son dakika kurtuluşudur. Artık bu saatten sonra koalisyoncular, uzlaşmacılar, İngilizci ve Almancılar ve bir PKK Terör Devleti için yanıp tutuşan diğer Türkiye karşıtları ne yapsalar boştur.  Türkiye, terör riskini o şekilde ya da bu şekilde ortadan kaldıracaktır. Bence endişeye mahal yok!

(KAYAHAN UYGUR/GÜNEŞ)

MEDYAGUNDEM

kemal-k3

CHP böyle yalanlarla kampanya yürütüyor

Anayasa değişikliğini engellemek için kılıktan kılığa giren muhalefetin, yargı yalanı elinde patladı.“Cumhurbaşkanı yargıyı tek başına …

boke

CHP ile PKK’nın amaç ortaklığı!

Güneş gazetesinde Kayahan Uygur’un “Türkiye’yi kullanamama hezeyanı” başlıklı yazısı şöyle: CHP Genel Bakan Yardımcısı Selin …

kemal-feto1

AYM CHP’ye FETÖ’yü kurtarma kapısını kapattı

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, CHP’nin iptal istemlerini ‘yetkisizlik’ gerekçesiyle oy birliğiyle ile reddetti. CHP, 670 …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir