Anasayfa / GENEL / Aydın Doğan’dan katil Esad PR’ı
esad1

Aydın Doğan’dan katil Esad PR’ı

Doğan medyasının Hürriyet’inde yayınlanan Fehim Taştekin imzalı “gezi” yazısında adeta Esed rejiminin PR’ı yapıldı.


Hürriyet’in Dış Haberler sorumlusu Fehim Taştekin, Suriye’de yüzbinlerce insanı katleden ve milyonlarcasını da göçe zorlayan Esed rejiminin elinde tuttuğu bölgelere gitti.

Suriye’de katledilen çocukları, perişan olan hayatları hiçe sayarak adeta bir gezi yazısı hazırlayan Taştekin, Aydın Doğan’ın Hürriyet’inde katil Esed rejiminin PR’ını yaptı.

Hürriyet’teki o haberde yer alan skandal ifadeleri yorumsuz olarak sizlerle paylaşıyoruz:

*Haberde Esed’in varil bombalarından bahsedilmezken muhalifler terörist gibi lanse edilmeye çalışılıyor. 
Suriye’de 2011’den beri ömür biçilen Esad yönetimi ülkenin belkemiği sayılan kentleri elinde tutuyor. Şam, Halep, Humus, Tartus ve Lazkiye’yi gezdik, günlük hayatın fotoğrafını çektik. Kontrol noktaları ve muhaliflerin kırsaldan attığı roketler sayılmazsa Şam’da hayat her şey normalmiş gibi akıyor.
*Yüzbinlerce masum Suriyelinin kanı hala ellerinde olan Şebbiha’yı aklama çabası dikkatlerden kaçmadı. 
Devlet işliyor, maaşlar ödeniyor, belediye çalışıyor. Sünni’siyle Alevi’siyle konuştuğumuz insanlara göre bu artık rejimi değil Suriye’yi koruma savaşı. Bu yol hikâyesinde, cephe hattında ordu korumasında ilerleyen TIR’ları, bölünmüş Halep’i, devasa fabrikaların yağmalandığı Şeyh Neccar’ı, ‘Şebbiha’ diye anılan milisleri, milyonlarca Sünni göçmene güvenli liman olan Lazkiye ve Tartus’u, Suriye için savaşan Filistinlileri, Humus’taki korkunç yıkımı ve Türkçe türkülerle kederlenen Ermenilerin hikâyelerini bulacaksınız…
*Taştekin’in Hizbullah teröristleriyle diyaloğu 
SURİYE Enformasyon Bakanlığı’nın davetiyle Şam’da Uluslararası Tekfirci Terör Konferansı’na katılmak üzere gece yarısı Beyrut’a indiğimizde mihmandarım bizi Suriye sınırına götürecek minibüse bindirirken “Bunlar Seyyid’in adamları, endişelenme” dedi. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a adanmış iki genç. Hizbullah’ın marşları ve Hüseyniye ağıtlarıyla coşan sürücü Anti Lübnan Dağları’na son sürat sürdü. Yanındaki Ali Ekber Bero, sınır kapısı Mesna’da pasaport kontrolü için indiğimizde kolu ve boynundaki yara izlerini gösterdi: “Üç yıldır Suriye’de savaşıyorum.” 2012’de Şam’da Hz. Zeynep’in türbesini korumak için milis gücüne katılmış, ardından Kuseyr ve Kalamun cephelerinde savaşmış. Yaşı daha 22. Ali Ekber Lübnan ve Suriye’nin nasıl iç içe geçtiğinin küçük bir simgesi.
*Yüzbinlerce vatandaşını katleden Beşar Esed’in “cici” gösterme çabası 
Kahve molası verdiğim Gemini Pastanesi’nin girişinde Beşar Esad’ın portresinin üzerinde ‘Maek’ yani ‘Seninleyiz’ yazılı. Bu, işyerlerinde en sık rastladığım poster. Naneli limonata polo içerken “Biz Şam’ı da biliriz, Ortadoğu’yu da” diye böbürlenenler için dev bir esere gözüm ilişti. Köşede 39 ciltlik ‘Büyük Şam Tarihi’ Suriyeli kimliğini küçümseyenlere bir yanıt gibi duruyor.
*Muhalifleri terörist gibi göstermeye çalışan Taştekin, Halepli işadamıyla olan diyaloğu da paylaştı. 
Otelde akşam yemeğinde aynı masada oturduğum Halepli işadamı Kemal Bankesli’ye kulak verdik; hikâyesi isyan sürecinin nasıl geliştiğini de özetliyor: “Muhalifler beni kaçırdı. 1 milyon Suriye Lirası fidye istedi. Reddettim. İşkence yaptılar, kollarımı kestiler, iki ayak parmağımı kırdılar. Sonunda grubun kadısı idamıma karar verdi. İnfaz sırasında liderleri “Dur” diyerek infazcının elini indirdi ama o sırada tetiği çektiğinden kurşun dizime isabet etti. Kendi aralarında ‘Bu adam bizden yana değil ama rejimin adamı da değil. Bizim için faydalı olabilir, idam etmeyelim’ diye konuşmuşlar. 4 saat kanlar içinde beklettiler, sonra akrabalarıma teslim ettiler.”
Beşar Esed’in katil Şebbiha ve askerlerini “şehit” olarak nitelendirdi. 
Şam’ın sokaklarında birçok binanın önünde ‘şehit’ fotoğraflarına rastlamak mümkün. Gün içinde uğradığım Radyo Televizyon Kurumu da kendi kayıplarını sergilemiş: Devasa panoda ölen 25 gazetecinin fotoğrafları sıralanmış. İç savaşın vurmadığı aile sanki yok. Kayıp bilançosu büyük ama yönetim bu konuda ketum. Opera Evi’nde kadın askeri doktor Hala Bilal’e ısrarla sorduğum halde “Vatan için ne kadar can verdiğimizin önemi yok” demekle yetindi.
*Buti’yi Nusra değil, Suriye gizli servisi El Muhaberat elemanı katletmişti. 
Suriye nereye giderse gitsin Selahaddin Eyyübi Türbesi ve Emeviye Camii ziyaretçisiz kalmıyor. Türbedeki yenilik şu: Nusra Cephesi’nin vaaz sırasında intihar saldırısıyla öldürdüğü Kürt alim Said Ramazan el Buti, Kudüs fatihi Selahaddin Eyyübi’nin yanına, aynı saldırıda ölen oğlu Ahmed Tevfik de türbenin dışında ilk Türk hava şehidi Üsteğmen Nuri, Yüzbaşı Fethi ve Üsteğmen Sadık’ın mezarının yanına gömülmüş. ‘Levant’ın şeyhi’ Buti, silahlı isyanı reddedip Erdoğan’dan krizin çözümü için yardım istemişti.
*Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iftira: Gönderdiği teröristler bizi mahvetti 
Erdoğan’ın Esad’la yemek yediği Mithat Paşa Çarşısı’ndaki Khavali’nin halini merak ettim. Kilit vurulmuş. Köşedeki kuruyemişçi Mahmud Gassan’a sordum, “Burası iki kardeşe aitti, biri öldü, diğeri hastalandı. Çocukları yurtdışına gitti” dedi. Türkiye’den geldiğimizi öğrenince duraksadı, sonra devam etti: “Türkiye’yi seviyorum. Erdoğan bu lokantaya geldi; kızı evlenmeden önce gelip bu çarşıdan alışveriş yaptı. İki ülke arasında güzel ilişkiler tesis edildi. Şimdi Erdoğan bize gönderdiği teröristlerle her şeyi mahvetti. Bu savaş sadece İsrail’e hizmet etti.“
*Yine muhaliflerin Esed’in kontrolündeki bölgeye attığı roketten bahseden Taştekin, varil bombalarının bahsini bile açmıyor. 
Güneşin batışıyla caddeler de şenleniyor. Akşamın son yürüyüşünü yaptığım Şaalan kalabalık, dükkânlar doluydu. Şam’ın gecelerinde sessizlik dördüncü gece bozuldu. Sabaha doğru kırsaldaki Cobar’a yönelik bombardıman uyutmadı. Muhalifler de Dahiyet el Esad bölgesine roket attı.
Silahlı gruplar Şam’a sarsıcı darbeyi 26 Eylül 2012’de Emeviye Meydanı’nda Genelkurmay karargâhına saldırarak vurmuştu. O günden itibaren rejim silahlı grupları Şam’ın merkezinden uzak tutmak için ciddi önlemler aldı. Yine de kentin doğusunda Guta, Duma ve Cobar’ı elinde tutan muhalifler zaman zaman roket atarak Şam’ı terörize edebiliyor.

(HABER 10

MEDYAGUNDEM

tsk2

TSK’ya darp kumpası

Hudut hattında yakalanan kaçaklara kötü muamele yapan askerlerin görüntülerinin yurt dışından servis edildiği belirlendi. Söz …

Cinayet azmettiricisi Hürriyet!

Hürriyet gazetesi ve Doğan Haber Ajansı’nın günlerdir Suriyeli mültecileri hedef gösteren yayınları, barbarca bir cinayetle …

hur2

Hürriyet’in Suriyeliler provokasyonu vahşeti getirdi

Türkiye bugün Sakarya’da yaşanan bir vahşete uyandı. Suriyeli hamile kadın, tecavüze uğradıktan sonra 10 aylık …

1 Yorum yapıldı

  1. kendi ülkesinin menfaatini düşünen liderleri dikdatör diye yaftalayıp gerçek diktatörleri de allayıp pullama yarışına giren artık miyadı dolmuş, köhnemiş ” Batı medeniyeti” nin kokuşmuş yayın organlarından biri olan bu paçavradan başka ne beklenir ki? Onlar için Ülkesinden yahudi baronları, sorozları kovan milli sermaye yaratan Putin ve Erdoğan dikdatör, , Seçilmiş cumhurbaşkanını devirip emperyalistlerle iş tutan sisi ve halkına bomba yağdıran esed demokrasi havarisidri Hep bildiğimiz acınası kapitalist zihniyet şaşırtıcı değil.

rezzan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir