Fitne arayışları

Liberal aydınların reisi başbakanla papaz oldu ya, ona bakıp hizaya gelmeye çalışan adamları da kendi çaplarında gürültü koparmak çabasındalar…
Gerçi bir kısmı “bizim patron birdenbire muhalefete geçtiğine göre oyumu CHP’ye vermeyi düşünebilirim” saçmalığından, bir kısmı da “sosyalist devrim yakındır” saftırıklığından kurtulamıyor ama içlerinde amatör olmayanları da var…
Bunlar, “diğer” muhalefetin on yıldır köpürtüp köpürtüp bir türlü kaynatamadığı şu zırvaya, “muhayyel bir Erdoğan-Gül çatışması” kazanına “yeni muhalefet” sıfatıyla bir kere daha su taşımak istediler. Denenmişi denemek yenilik sayılıyor demek ki.
Erken olduğunu da kabul ediyorlar ama dokuz yüz kırk yedi kere de Uludere yazılmaz ki, her sabah kalkınca ne yazacaklar?
Buna göre, sıkı durun, Ankara’da yeni parti arayışları varmış!
Vay vay vay… Bizim haberimiz yoktu ama gazeteciliği bu arkadaşlar kadar iyi bilmediğimiz içindir…
Çünkü AKP artık MHP gibi olmuş, yeni parti şartmış. (Böyle deyip sonra da Balyoz davası kararlarının faturasını başbakana çıkarmak mertlik midir?)
Tabii yeni partiye yeni lider de şart.
Kimmiş bu babayiğit? Acaba siyaset dehası Abdüllatif Şener mi? (Erdal İnönü bir siyaset dehasıysa, Abdüllatif Şener haydi haydi öyledir.)
Yoksa tam teslimiyetçi Numan Kurtulmuş mu?
Hiç olur mu canım, o kadar uzağa gitmeye gerek yokmuş.
Yeni lider elbette Abdullah Gül!
AKP bölünecek, yeni bir parti kurulacak ve Sayın Gül onun başına geçecekmiş. Bu yeni parti sonra da iktidara gelecekmiş.
Ve de, Erdoğan’ın çözemediği Kürt meselesini Gül çözecekmiş. Bu çözüm elbette liberal aydınların reisinin istediği doğrultuda olacakmış, “gitmek istiyorsanız hadi gidin” çözümü…
Vay vay vay, böyle bir “arayış” varmış Ankara’da da bundan bizim haberimiz yokmuş.
Bir de anket sallamışlar, buna göre halkın yüzde 51’i Gül’den, yüzde 23’ü Erdoğan’dan yanaymış. (Anketin konusu Çankaya ama onu öyle bir yazarsın ki “genel” anlam çıkar.)
Elbette bu balonu üfüren arkadaş, “devrim yakındır” diyen arkadaştan daha profesyonel olduğu için “bu senaryolar altüst olabilir” diye eklemeyi de ihmal etmiyor, günü gelip madara olduğunda sığınacak mevzi kalsın…
Üzülmeyin, Abdullah olmazsa Kemal, o da olmazsa Mustafa var sırada. Yeter ki bu hükümet gitsin! (Ama ekonomik kriz çıkmasa iyi olur, o kadar da demedik.)
Yok yok, bence devrim daha yakın… Zaten bir devrim gelse dertler bitecek ama bir türlü gelemiyor meret…
Vallahi siz de liberal mi Marksist mi olduğunuza bir karar verebilseniz biz de sevineceğiz…
Hükümeti koskoca Aydın Doğan deviremedi, “satışımız düşük ama etkimiz büyük” iddiasında bazı arkadaşlar kendilerinde bu gücü vehmediyorlarsa ve bu tür atraksiyonlarla sonuç alabileceklerini sanıyorlarsa bir “tarafımızla” güleriz.
Muhalefe geçmek bu kadar ucuz, “farklı” olduğunu ısrarla ileri süren bir gazete de bu kadar “benzer” olmamalıydı…

ENGİN ARDIÇ/SABAH